Porto’dan İzmir’e Miró misafirliği
26 Eylül 2024 - 01:09Arkas Sanat Merkezi (ASM) modern Katalan sanatçı Joan Miró’nun 1924-1981 arasında yaptığı 74 farklı eserini Porto’dan İzmir’e ilk kez taşıdı. Türkiye’ye kültür yatırımları ile tanınan ASM Kurucusu, koleksiyoner işadamı Lucien Arkas, 9 Şubat 2025’e kadar merkezde yer alacak Miró sergisinin açılışı onuruna yapılan buluşmada İzmirlilere iki yıl sonrası için de Paris’in çağdaş müze ve kültür merkezi Georges Pompidou koleksiyonunun taşınacağı müjdesini verdi.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
Kasım 2011’den bu yana, İzmir Alsancak’taki tarihî Fransa Konsolosluk binasının ön kısmında hizmet veren Arkas Sanat Merkezi (ASM) bu kez de, modern Akdeniz sanatının özgün, modern Katalan imzası Joan Miró’nun 1924 ve 1981 tarih aralıklı toplam 74 farklı eserini, Porto’dan İzmir’e ilk kez taşıdı.
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı, sanat koleksiyoneri ve kültür – sanat yatırımcısı Lucien Arkas tarafından kurulan ASM’deki sergi, gösterilen titizlik ve kıymetiyle de ‘milyonda bir’ denebilecek, özel bir uluslararası işbirliği için alanında emsal olma özelliğini taşıyor.
Koreografik lezzetteki sergi
1893 ve 1983 yılları arasında yaşamış bulunan Barselona doğumlu Miró’nun çalışmalarını, ASM Direktörü Müjde Unustası öncülüğü ile “İmge, Metin, Gösterge” başlığı altında buluşturan özel sergi, ASM ve Portekiz’in Porto kentinde yer alan Serralves Vakfı işbirliğinde hayata geçiriliyor. Sergideki yapıtlar - anne tarafından ataları da İzmirli olan - ABD’li sanat tarihçi, New York Üniversitesi (NYU) Güzel Sanatlar Enstitüsü’nden akademisyen Robert Lubar Messeri’nin küratörlüğünde izleniyor. Messeri’nin eserleri dramatik bir yerleştirme ve aydınlatma yoluna gitmesiyle takdir toplayan, ‘koreografik lezzetteki’ sergi, Portekiz Devleti Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na ait, Fundação de Serralves - Museu de Arte Contemporânea Porto, Portekiz himayesindeki yapıtlardan oluşuyor. 1989 yılında kurulan Serralves Vakfı; çağdaş sanat, mimari ve çevre düzenlenmesini destekleme, sunma ve koruma misyonu altında çağdaş sanatı teşvik etmeye ve halk ile sanat arasında diyalog kurmayı amaçlıyor. Kurulduğu günden günümüze kadar Portekizli ve uluslararası sanatçıların eserlerini içeren çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor. Küratör Messeri, İzmir’de açılan sergiyi, şu kelimelerle tarifliyor: “Miro kendini ressam-şair olarak tanımlıyordu. Onun için şiirin kelimelerden oluşması gerekmiyordu. Her zaman şiire derin bir ilgi duydu: Yazdı, okudu, şairlerle iç içe bir hayatı oldu. Tablolara bıraktığı işaretler bir tür el yazısına dönüştü. Bu etkileşim, 1924’ten sonra Miro’nun tüm sanatsal pratiğini etkiledi. Dolayısıyla biz de bu sergide Miro’nun imge, metin, gösterge üçgeninde sanatsal pratiğine bakmak istedik.”
ASM koridorlarında adeta Portekiz’in o yanık Fado (alın yazısı-kader) ezgilerini estirecek enerji ve sahicilikteki, biricik, Akdeniz ruhlu Miró eserlerinin Porto kenti ile Serralves Vakfı’na kazandırılması ise hayli ilginç bir öyküye dayanıyor. Buna göre, söz konusu bu ulusal kültür ‘hazine’sinin doğumu yaklaşık 10 yılı aşkın süre önce bir Portekiz bankasının sahip olduğu bu modern sanat koleksiyonunun, kurumun geçirdiği ekonomik krizle baş gösteren müzayede satışı ile olası bir durumda bu eserlerin ülke dışına kaçarak dağılmasına karşı Portekiz’deki kamuoyu ve hükümetin gösterdiği takdirlik, sahiplenici direniş ile mümkün olabilmiş. Bu bilgileri de bize sergi açılışı onuruna ASM’de bulunan Portekiz Belediye Başkanı, Rui Moreira veriyor.
“İmge, Metin, Gösterge” sergisi, Miró’nun ambalaj, kâğıt, (bir tür sunta olan ve plastik sanatlarla ilgili olanlar adına vazgeçilmez bir yüzey denebilecek) ‘masonit’ ile pano, duvar halısı, çuval bezi ve gazete gibi çok çeşitli yüzeyler üzerinde ve bronz, drift wood, seramik gibi tekniklerde ürettiği eserlerinden oluşuyor.
En kapsamlı Miró sergilerinden
Etkinlik, Türkiye’de şimdiye dek düzenlenen en kapsamlı Miró sergilerinden biri olarak da kayda geçiyor. Buna göre, hatırlanacağı gibi Miró’nun bundan 10 yıl önce, İstanbul’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’ne (SSM) taşınan 120’nin üzerinde farklı teknikteki eseri, "Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar" adıyla sanatseverlerle buluşmuştu.
Sabancı Holding sponsorluğu ile düzenlenen ve Barselona'daki Joan Miró Vakfı, Mallorca’daki aile koleksiyonu Successió Miró ve yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miró Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi, 23 Eylül 2014 - 8 Mart 2015 tarihleri arasında ziyaret edilmişti.
Sürprizin özünü teşkil eden İzmir ASM’deki bu yeni Joan Miró sergisi ise beraberinde sanatçının ününü kazandığı tabloların yanı sıra, resimleri ile kumaşlar arasındaki ayrımı köprülemeyi amaçlayan “Sobreteixims” serisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının atölyesinden belgesel fotoğraflarla harmanlanan beş aylık sergide, bu sanat eserlerine giden atölye anıları da, fotoğraf ve videolarla, İzmirli sanatseverlerle buluşturuluyor. Sergi ayrıca, sanatın ‘güçlü bir eleştiri aracı’ olarak da kullanabileceğini vurgulayan, sanat tarihçiler tarafından (hayırlı manâda) ‘bir estetik suikastçısı’ olarak tarif edilen deneyci, yenilikçi, çocuksu ve sahici Miró ‘nun “Yanık Tuvalleri”nden bir örneği yine Türkiye’de ilk defa izleyici karşısına çıkarıyor. ‘Önlü – Arkalı’ izlenebilen, 1973 tarihli, orijinal adı ‘Yanık Tuval III’ olan bu emsal çalışmanın yanı sıra ASM’deki sergide sanatçıya ait ‘mektup arkası’ özgün desenler, ya da “Gecedeki Figür ve Yıldızlar” (1963) ile 1930’lu yıllarına ait çizim ve kolajlar, tüm etkinliği kat be kat zenginleşiyor. Sergi bunların yanı sıra sanatçının “Kadınlar ve Kuş” (Ocak 1968), ya da “Gecedeki Kadın” (1944) gibi onlarca gizli hazinesiyle, keşfedilmeyi bekliyor.
Joan Miró, “Yanık Tuval III”, 4-31 Aralık 1973
Joan Miró, “Yanık Tuval III”, 4-31 Aralık 1973
Joan Miró, “Gecedeki Figür ve Yıldızlar”, 17 Temmuz 1963
Joan Miró, “Gecedeki Kadın”, 1944
Joan Miró, “Kadınlar”, 30 Eylül 1981
Serginin açılış öncesinde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, özetle şu ifadeleri kullanıyor: “Arkas Sanat Merkezi’nde 2011 yılından bu yana 13 yılda 27. sergimiz. Yurtdışındaki prestijli müzeler ve koleksiyonerle ile her zaman güvenli saygın bir ilişkimiz, sergilerimiz kapsamında karşılıklı eser alışverişlerimiz oluyor. Miro, bana göre sürrealizmi başlatan kişi. Bu nedenle önemli. Öncülerin değeri başka oluyor. Eserlerini ilk gördüğünüzde şaşırıyorsunuz ve ne anlatmak istediğini anlamaya çalışıyorsunuz. Onun da istediği bu. Başarılı bir sergi olacağına eminim.”
İzmirlilere Georges Pompidou koleksiyonu müjdesi
Bay Arkas gelen bir soru üzerine ise, basına ve açılış davetlilerine, İzmir’de kazandırılacak yeni bir sergi alanı ile birlikte, Paris Georges Pompidou Çağdaş Sanat Müzesi’nden bir koleksiyonu Türkiye’ye getirmek üzere bir girişimde bulunduklarını, bunun ise en az iki yılı alacağını, ASM Direktörü Unustası eşliğinde müjdeliyor. Arkas’ın ilettiği bu yeni müjdenin arkasında, İzmir Fransız Kültür Merkezi ile ASM’ye de büyük emeği geçmiş, kültür diplomatı ve aydını, sanat danışmanı Jean Luc Maeso’nun da, çok büyük katkıları bulunuyor.
Joan Miró, “Manzarada Figür”, 1970 © Successió Miró / ADAGP, Paris, 2024, Foto: Filipe Braga, © Fundação de Serralves, Porto
Etkinliğin resmî açılışına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise, durumun gayet farkında olarak, kentte yaşanan bu kültür trafiğine karşı basına ve kamuoyuna şu açıklamayı yapma ihtiyacı duyuyor:
“Lucien Arkas İzmir’in sanat yaşamına kalite katmaya devam ediyor. Büyük bir keyifle onun bize hediye ettiği güzellikleri takip etmeye devam ediyoruz. Sadece sanat merkezlerini kurmakla kalmıyor; dünyanın çok değerli koleksiyonlarını İzmirlilerin ziyaret etmesine olanak sağlıyor. Bu, bizim için çok değerli bir çabadır.
Benden belediye başkanı olarak bu sanat merkezlerine ziyareti kolaylaştırmamı istediklerinde, bundan mutluluk duydum. Şehir içerisinde sanat durakları oluşturup, bu duraklardan sergilere servisler koyacağız. Genetiğinde sanat olan, 8 bin yıllık tarihinde pek çok sanatçıyı yetiştirmiş bu şehirde yeni açılımlar yapılmasına katkı vereceğiz.”
Joan Miró, “Resim”, 1935, © Successió Miró / ADAGP, Paris, 2024, Foto: Filipe Braga, © Fundação de Serralves, Porto
Bu sözler üzerine, mikrofonu devralan konuk, Porto Belediye Başkanı Rui Moreira ise konuşmasında İzmir ve Porto arasındaki yazgı ortaklığını bize şu sözlerle vurguluyor:
“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve ben, çok şanslı başkanlarız. İkimizin de böyle vakıfları ve Lucien Arkas gibi iş insanları var. Bu bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Lucien Arkas ile birçok ortak yönümüz var. İkimizin de işi denizcilik. Ayrıca ikimiz de sanatı ve doğayı çok seviyoruz. Bu yönde attığınız adımları takdir ediyorum, bu adımlar bizler için çok önemli.
Serralves Vakfı tesadüfen kurulmuş bir vakıf. Bu binanın bulunduğu mahalle diğer mahallelerden farklı değildi. Bir kaç vatandaş bir araya gelerek bu çiftliği satın aldılar, hükümetin de desteğiyle modern bir sanat müzesi kuruldu. Bu, bize özel sektör ve kamunun iş birliğiyle şehrin kalbinde böylesine güzel bir sanat merkezi oluşturabildiğini gösterdi...”
Bu kıymetli özetin ardından soruları yanıtlayan Serralves Müzesi Direktörü Philippe Vergne ise basına ve kamuoyuna, özetle şu bilgileri paylaşıyor:
“İzmir'deki bu sergi, Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraşın eserlerinin Türkiye'de ilk kez sergileniyor olması nedeniyle Serralves Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi için büyük anlam ve önem arz ediyor. Önümüzdeki beş ay boyunca, yepyeni bir ziyaretçi kitlesiyle birlikte Modernizmin en büyük ustalarından birinin sanatını kutlayacağız. (...) Bu serginin gerçekleşmesi ve Miró Koleksiyonu'nun Türkiye'de yeni sanatseverlerle buluşması için iş birliğiniz ve desteğiniz çok önemliydi. Bu sayede Serralves Vakfı, bu olağanüstü koleksiyonu tanıtma ve erişilebilir kılma misyonunun bir bölümünü gerçekleştirmiş oldu.”
Bilgi: www.arkassanatmerkezi.com
Miró: Sonsuz yaratıcılığın kısa tarihi
Bilinçaltını sembollerle eserlerine işleyen İspanyol sanatçı Joan Miró, 20 Nisan 1893’te Barselona’da dünyaya geldi. Döneminin sanatçıları gibi Miró da yaratıcı faaliyetlerini sürdürmek için Paris’e yerleşerek Empresyonizm’den Fovizm’e, Primitizm’den Kübizm’e birçok sanat akımından etkilenerek kendine has tarzını yarattı.
İmzası olan resim-şiirleri, biyomorfik formları, geometrik şekilleri, soyutlanmış ve yarı soyut nesneleri; tuvallerden seramiklere, heykellerden goblenlere kadar birçok medya aracılığıyla sürdürülen orijinal bir sanat anlayışını şekillendirmeye vesile oldu. Miró bilinçli bir düşünce olmaksızın, otomatik bir şekilde resim yapıp bilinçaltını ifade etmeye yönelerek, bilincinin derinliklerinde bastırılan duyguları renkli fırça darbeleriyle dışa vurdu. Bu tarz ile de Otomatizm akımının önemli figürlerinden biri olarak tanındı.
Radikal ve yenilikçi tarzı, 20. yüzyıl avangardının giderek daha fazla soyutlamaya yönelmesinde kritik bir rol oynadı. Miró, erken Sürrealizm ile ilişkilendirilmiş, Soyut Dışavurumcular ve Renk Alanı ressamları üzerinde etkili olsa da modern sanatta kategorilere sığdırılamayan, kendine özgü bir görsel kelime dağarcığı yarattı.