Obama’nın favori yazarı Savaş ile özel...
ABD'nin 44. Başkanı Barack Obama'nın 2024'teki favori kitaplar listesine "The Anthropologists" ile adını yazdıran Ayşegül Savaş ile Türkiye'deki okurlarla buluşacak romanı ve genç yazarların görünürlüğü üzerine konuştuk.
Ahmet Çağatay Bayraktar
ahmetcagataybayraktar@gmail.com
Amerika Birleşik Devletleri'nin 44. Başkanı Barack Obama her yıl geleneksel olarak paylaştığı 'favoriler' listesini 2024'te de paylaştı. Obama'nın en sevdiği kitaplar listesinde yer alan "The Anthropologists" yazarının adıyla hemen merak uyandırdı: Ayşegül Savaş. Savaş’ın yazarlık kökleri The New Yorker, The Paris Review, Granta da yazdığı öykülerle başladı. 2019’da ilk kitabı "Walking on the Ceiling"te annesini kaydettikten sonra İstanbul'dan Paris'teki küçük bir daireye taşınan Nunu’nun İstanbul hakkındaki romanlarına hayran olduğu yaşlı bir İngiliz yazar olan M. ile Paris sokaklarında gelişen sıra dışı arkadaşlığı ele aldı. İkinci romanı "White on White" 2021’de yayımlandı. Mart 2023’te kızını dünyaya getirirken de yazarlığı ile deneyimlerini ve hayata dair gözlemlerini aktarmayı sürdürdü; lohusalık dönemini 2024'te yayımlanan "The Wilderness" kitabında okurlarıyla paylaştı. Son olarak 2024'te ABD'de yayımlanan "The Anthropologists" kitabı TIME dergisi ve pek çok edebiyat mecrasının yılın en iyi 100 kitabı listesinde yer aldı. The Guardian gazetesi kitabı “Modern yaşam ve modern aşk üzerine bilgili ve zarif bir meditasyon" olarak tanıtırken, The New York Times 'büyüleyici' tanımlamasını kullandı. "The Anthropologists"te okurlar Asya ve Manu'nun iki yabancı olarak yaşadıkları isimsiz bir kentte, kendilerini ait hissedecekleri bir ev bulma yolculuklarına eşlik ediyor. Kitabın akışı boyunca okur, Asya’nın gözünden günlük hayata dair detaylar, farklı ilişkiler, geride bırakmak ve yol almak üzerine düşünüyor. Kitap aynı zamanda kökleri olmayan insanların kendilerine özgü ritüeller oluşturarak 'kök salmak' fikrine de odaklanıyor. Paris’te yaşayan, eserlerini İngilizce kaleme alan Ayşegül Savaş son kitabı "The Anthropologists"i ve yazarlık çalışmalarını Milliyet Sanat’a anlattı.
"The Anthropologists"i anlatırken "Muhtemelen yazdığım en otobiyografik kitap bu," ifadesini kullanıyorsunuz. Kaleme aldığınız bir metinde kendinizi görünür kılmak sizi tedirgin hissettirmedi mi?
Bir romanın otobiyografik olması, her unsurunun yazarın hayatından alındığı anlamına gelmez. Bu kitabımda da beni karakterlerimden ayıran birçok özellik, farklı dünya bakışı ve duygu var. Tabii ki okurlarım karakterin her düşündüğünü benimle özdeşleştirebilirler; bir yazar olarak buna alışmak gerekir.
Türkiye, Danimarka ve İngiltere’de büyümüş, Amerika’da okumuş ve şu an Paris’te yaşayan biri olarak 'insanlar, mekânlar, nesneler' sizin için ne ifade ediyor? Tüm bunlar dönüştürücü mü kısıtlayıcı mı?
Yazdığım her kitabın başlangıç noktası hayalimdeki bir mekân veya atmosferdir. Sonra bu mekânları nesnelerle doldurur, atmosferi karakterlerle somutlaştırırım. Meraklı ve çekingen bir çocuk olarak eskiden beri 'topladığım', hayal gücümü besleyen farklı coğrafyalar, yaşam tarzları, hikâyeler ve nesneler elbette ki kitaplarımda farklı şekillerde, beni şaşırtan birleşimlerle yüzeye çıkıyorlar.
“Walking on the Ceiling”de karakterler Nunu ve M. Arasındaki ilişki üzerinden yazar-okur ilişkisini de kaleme alıyorsunuz. Buradan hareketle yazar olarak okurlarınızla ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Yazı yazmaya başlamadan önce sevdiğim yazarlarla hep hayali arkadaşlıklar kurmuşumdur; sanki kitaplarını sadece ben okumuş, en derinden ben anlamış, o metni yazan kişiyi yakından tanıyormuş gibi hissetmişimdir. İlk romanımda da bu saf içgüdüyü, hayal gücü ile gerçeğin arasındaki mesafeleri incelemek istedim. Tabii bir yazar olarak okurlarla ilişkim bu kitapta anlatılan dostluktan çok farklı: Ben okurlarımla kitaplarım üzerinden bağ kuruyorum.
İkinci romanınızın bu yıl Türkiye’de yayımlanması planlanıyor. Ana dilinizdeki okurlarla buluşacak olmak nasıl hissettiriyor?
Heyecan, tedirginlik, mutluluk.
Yayınevleri özellikle kriz dönemlerinde satış garantisi olan bilinen isimleri ya da klasikleri basmayı tercih ediyor. Genç bir yazar olarak okurların çağdaşı olan yazarları keşfetmesi için bir yönergeniz var mı? Günümüzün iyi yazarlarını nasıl bulabiliriz?
Mümkün olduğu kadar farklı türlerde, çeşitli coğrafya ve yayınevlerinden kitaplar okumak. Bağımsız yayınevlerinin, çok satma kaygısı olmadan bastıkları eserler, çok konuşulan ve belki de hepsi birbirine benzeyen kitaplarından farklı dokular sunarlar.
Barack Obama’nın 2024 yılında seçtiği diğer kitaplar
"The Anxious Generation" - Jonathan Haidt
"Intermezzo" - Sally Rooney
"Patriot" - Alexei Navalny
"Orbital" - Samantha Harvey
"Stolen Pride" - Arlie Russell Hochschild
"In Ascension" - Martin MacInnes
"Growth" - Daniel Susskind
"Somenone Like Us" - Dinaw Mengestu
"The Work of Art" - Adam Moss
