Masalların modası geçmez
26 Mayıs 2023 - 03:05Animasyon, geniş hayal gücünün en büyük destekçisiydi bir zamanlar. Artık teknoloji destekli her film bir nevi animasyona dönüştü. 'Avatar' ve niceleri gibi... Disney de 100. yılında, 1989 tarihli animasyonunu canlı aksiyona dönüştürüyor ama her şey özünde yine masal ve teknolojinin marifetiyle animasyondan farkı olmayan bir yapım.
MÜJDE IŞIL- Hikâyemiz malum… Kral Triton’un küçük kızı Ariel, babasının uyarılarına karşın insanların dünyasına merak duymaktadır. Fırtınalı bir gecede Prens Eric’in hayatını kurtarır ve ona âşık olur. Triton’un gücünü elinden almak isteyen deniz cadısı Ursula, aşkına ulaştırmak için Ariel’e anlaşma önerir. Genç kız, sesini ve kuyruğunu kaybetme pahasına bu anlaşmayı kabul eder.
Artık dilimize yerleşmiş “Disney filmi gibi” benzetmesinin hakkını teslim eden bir film “The Little Mermaid/Küçük Deniz Kızı”. Rengârenk, cıvıl cıvıl, iyiliğin ve umudun hiç bitmediği, kötülüğün er geç cezasını bulduğu bir evren getiriyor perdeye. Ruhu mest eden müzikler de cabası… Güncel dokunuşlar da yok değil tabii. Kral Triton’un kızlarının her ırktan, Ariel’in de siyah olması gibi… Filmin iyi hissettiren ve sıcak ruhunda müzikaller konusunda uzmanlaşmış Rob Marshall ve “Finding Neverland”, “Life of Pi”, Marshall ile beraber çalıştığı “Mary Poppins Returns” gibi masal evrenlerine hâkim senarist David Magee’nin imzası var. Oyuncular konusunda işler biraz karışık. Ariel karakteri için Halle Bailey’nin adı telaffuz edildiğinden beri onun bu rol için uygun olup olmadığı tartışılıyordu. Deniz kızı sesinin hakkını fazlasıyla veren Bailey, ilk büyük rolünde oyunculuk açısından ise karakterinden daha çekingen, hatta silik kalıyor. Ryan Gosling’i anımsatan Jonah Hauer-King, çekici prens rolünde harikalar yaratmasa bile filmin sempatisine ayak uyduruyor. Javier Bardem kral rolüne ciddiyet katmak isterken yer yer güldürüyor. Filmin asıl yıldızı ise çok az görünse de deniz cadısı ahtapot Ursula’yı canlandıran Melissa McCarthy oluyor.
Adını saydığımız oyuncular kadar, hatta onlardan daha fazla öne çıkan kahramanlar da var filmde: Pratik zekâ yengeç, akıl hocası balık ve sarsak kuş… Sadece onların şarkılarını dinlemek ve izlemek bile masalların modasının geçmediğini ispatlıyor. Devam filmi konuşulurken belki de bu şirin kahramanların kendi maceralarını izleriz, kim bilir?
'Suzume no Tojimari/Suzume'
Ruhlardaki deprem
Japonya’da geçen sene vizyona giren “Suzume no Tojimari/Suzume”, 2022’nin en çok hasılat yapan üçüncü filmi ve tüm zamanların en çok hasılat yapan animelerinden biri oldu. Depremler ülkesi olarak anılan ülkede bu filmin çok sevilmesinin nedenlerinden biri de deprem gerçeği ve yas süreci hiç kuşkusuz. Ama bunu muhteşem çizimlerle iki saatlik bir büyüme öyküsünde izletiyor bize. Filme adını veren Suzume, bir lise öğrencisi. Bir gün okula giderken yakışıklı bir genç olan Souta, ona “bir kapı” aradığını söylüyor. Bu gizeme kapılan Suzume, onu takip ediyor ve yaptığı bir hata ikisinin de hayatını değiştiriyor.
“Your Name” ile hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen Makoto Shinkai, yeni animasyonunda sevdiği temalardan hem renkli hem de yaslı bir karışım yapmış. Ergenlik, kimlik arayışı, yas gibi derin mevzuları bilimkurgu, büyüme ve yol filminde bir araya getirmiş.