Rosannah kendi düğününden üstünde gelinliğiyle hızlıca kaçar ve arabasına atlar, binlerce km yol

yaparak Arizona'dan Alaska'ya kadar arabasını sürer. Kendini uzaya doğru uçuyor gibi hisseder, uzayda yolculuk ediyor gibi haftalarca yolculuk eder. Sadece benzin yer, kola içip gofret yer ve gaza basar. Arabası Alaska'da bozulur ve donarak öleceğini anladığı anda arabasından çıkar ve karın kışın fırtınanın ortasında sığınacak bir yer bulur. Sonunda donmak üzere bir haldeyken insanlardan, yaşamdan, her şeyden kaçmış inzivaya çekilmiş olan Henry Harry'nin mağarasında kendini bulur.

 

 

Bu oyun, travmaların bir araya getirdiği iki insanın tanışma, çarpışma hikayesi. Bir aşk hikayesi ama ondan çok daha fazlası.. Ikisi aradıklarını belki de birbirlerinde bulacaklar ya da bulmayacaklar, belki de kaybettiklerini sandıkları şey aslında birbirleri. İki karakter de hepimizin içinde olan evrensel, "kozmik" yaralarını, kalplerini açarak açıyorlar, çarpıştırıyorlar, bazen iyileşiyorlar bazen daha da uçurumun kenarına geliyorlar. Oyunun içinde çok büyük bir hafiflik ve derinlik var, ikisi bir arada. Oyun için hem nitelikli komedi, hem de dram.