Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Kaçırılmayacak bir karşılaşma

Kaçırılmayacak bir karşılaşma

Kaçırılmayacak bir karşılaşma26 Aralık 2022 - 12:12
“Dünyada Karşılaşmış Gibi”, kapalı gişe oynamaya devam ediyor. Oyunun sırrı ilk bakışta kadrosu gibi görünse de sözü yeni çünkü zamansız, sahnelenişi hâlâ farklı ve sarsıcı...
EFNAN ATMACA- Yılın son günlerine yaklaşılırken bir bilanço çıkarıp nelerin öne çıktığını araştırmak âdettendir. Bu listeler oluşturulurken o yılın kültür sanat etkinliklerine bakılsa da konu tiyatro olunca bazı oyunlar tekrar tekrar gündeme geliyor. Tıpkı prömiyerini 2018’de yapan “Dünyada Karşılaşmış Gibi” adlı oyun gibi. Pandemi arasına, yepyeni oyunların teker teker sahnelenmesine rağmen “Dünyada Karşılaşmış Gibi” kapalı gişe oynamaya devam ediyor. 23. Afife Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Prodüksiyonu Ödülü ile Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nün yanı sıra Öner Erkan’a Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Ödülü’nü kazandıran oyunun sırrı ne peki? Oyunla ilgili ilk göze çarpan “Şampiyonlar Ligi”ni çağrıştıran kadrosu olsa da hem konusu hem de sahnelenişi itibarıyla hâlâ yeni olan farklılığı, seyircisinin hiç tükenmemesini sağlıyor. “Şampiyonlar Ligi”ni andıran kadroyla başlarsak oyunda Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen rol alıyorlar. Yazarı ve yönetmeni ise Berkun Oya.
 
 
Öner Erkan, 23. Afife Ödülleri’nde En Başarılı Erkek Oyuncu seçildi. 
 
Merhamet ve adalet
 
Oya’nın sözü her daim yeni ve farklı. Nedeni ise temsil ettikleri değerleri üzerlerine tam kendilerine biçilmiş birer kıyafet gibi giyen karakterlerin hayat ile insana dair bir panorama sunması. Karakolda bir araya geliyor tüm karakterler. Hepsinin yaşadığı bir acı var, yüreklerini yakan, hayatlarını karartan. Katman katman çıkıyor bu acılar ortaya, içlerini açtıkca tanıyoruz onları. Herkes taşıyabileceği kadar acıyı yüklenirmiş misali karşılaştırılmadan, yan yana yürüyor acılar oyunda. Bir yer geliyor ki birbirlerinin acılarına merhem olmaya çalışıyor karakterler. İnsana dair en temel şeyi anlatıyor oyun, yaşadıklarımıza karşı verdiğimiz tepkileri gösteriyor, hem de en yalın hâliyle. Öfkeyle başlayan sohbetin sırt sıvazlamaya bittiği hikâyeler bunlar. Elbette hikâyenin seyirciye geçmesinde oyuncuların çok büyük katkısı var. Öner Erkan çizdiği karakterle madalyonun iki yüzünü de göze sokmadan gösteriyor. Serkan Keskin’in her nefes alışı onun yaşadığı acıyı hissettiriyor. Fatih Artman’ın uzlaşmacı tavrı alkış toplarken Alican Yücesoy sert ama yufka yürekli karakteriyle yüzünüzü gülümsetiyor. Okan Yalabık bir insana dair tüm zaafları çekinmeden gösteren karakterinin hakkını verirken oyunun tek kadını Defne Kayalar ‘aşk’a dair sorularımıza yenilerini ekliyor. Ve Settar Tanrıöğen, sabaha kadar anlatsın ve dinleyelim hissine kapılıyorsunuz onu izlerken. Herkesin aklında bazı cümleler yer eder ya, ben de en çok Settar Tanrıöğen’in canlandırdığı komiserin “Merhamet, adaleti engeller” sözüyle çıktım oyundan.
 
İki salon, iki oyun
 
Oyunun sergilenişi de tüm bu özelliklere büyük katkı sağlıyor. Salona giriyorsunuz, koltuklarınızın arkasındaki kulaklıkları kulağınıza takıyorsunuz. Camın ardındaki sahneden oyuncuları izliyor ve oyunu kulaklıktan dinliyorsunuz. Arada sesler geliyor arkadan, önce anlam veremiyorsunuz. Sahnede bir oda var, sorgu odası. Arada kapısı açılıyor, birileri girip çıkıyor. Sonra ara oluyor. Yan salona geçiyorsunuz ve bu kez sorgu odasında neler olduğunu izliyorsunuz. Ya da tam tersi... Oyuncular aynı performansı iki kez tekrarlarken siz de iki farklı oyun seyreder gibi hikâyeyi birbirine bağlıyorsunuz. Hiç kuşkusuz yakın sezonların en güzel oyunlarından biri “Dünyada Karşılaşmış Gibi”. Sözü yeni çünkü zamansız, sahnelenişi bugün de farklı bir anlaşıyın ürünü ve oyuncularının her birini canlı seyretmek hem keyifli hem de öğretici.