İzmir Saat Kulesi: Zaman ve bilgelik
01 Kasım 2021 - 12:11Seyhan Akıncı
Bir asrı aşkındır insanlar yaş aldı, kuşlar kanat çırptı, ağaçlar dalgalandı tik taklarının gölgesinde... Hatta Cumhuriyet geldi! II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılını kutlamak için 1901’de İzmirli mimar Raymond Charles Pere’ye yaptırılan İzmir Saat Kulesi, 120 yıldır ayakta. Ve bu 120 yıla ithafen “Zaman Neyle Ölçülür?” gibi zor bir soru sergiye dönüştü. 23 Ekim’de İzmir Kemeraltı Antikacılar Çarşısı’nda bulunan Ayzeradant Galeri’de açılan sergide 11 sanatçının eserleri kasım ayının sonuna kadar görülebilecek. Biz de bu zor sorunun peşine takıldık ve serginin küratörü Nihat Özdal ile konuştuk.
Kent hafızası
Nihat Özdal, İzmir’in kent hafızası için en önemli simgesi olarak tanımlayabileceğimiz Saat Kulesi’nin 120. yılına ithafen gerçekleştirilen “Zaman Neyle Ölçülür?” sergisinin çıkış hikâyesini şu sözlerle anlatıyor: “Zamandan bahsederken içinde olduğumuz, yaşadığımızla geçen ve gelecek olanla ilgili hesabı tutturmak, bağı kurmak çok kolay olmuyor. Serginin açılış sabahı bir telefon aldım. Açılış için iş birliği yaptığımız HUS Bağcılık’tan Ceylan Ertörer, Urla’da bağcılık yapan eşi Juan Pablo Diaz Leon’un iki gün önce öldüğünü söyledi. Güney Amerika’da, Pablo Neruda’nın ülkesi Şili’den üzüm yetiştirmeye Urla’ya gelen, kırklı yaşlarının başında bir adam artık yoktu. Zamanla ilgili metaforlar, kavramsal pek çok gönderme bu gerçekle yüz yüze gelince çaresiz kalıyor. Sergiyi Juan Pablo Diaz Leon’a da ithaf ettik. Buraya gelmeden önceki hikâye ise Ayzeradant Sanat Galerisi ile bağlantılı biraz, bir dil bilimci olan ve dünyaya barışı getireceğine inanarak bağımsız bir dil Şehlaray’ı yaratan Bedros Tıngır’ın 200 yıl önce Buca’daki evinin girişine astığı Ayzeradant tabelası ‘bilgelik tapınağı’ anlamına geliyor. ‘Zaman mı bilgeliktir, bilgelik midir zaman’ diye sorular Kemeraltı gibi bir mekânda yüksek sesle sorulunca, şehrin simgesi saat kulesine bir şekilde çıkıyor yollar. Carlo M. Cipolla’nın ‘Zaman Makinası’ adında bir kitabı var, orada mekanik saatler ve topların benzer zamanlarda ortaya çıktığından bahseder. Zamanı ölçmek için aletler yapar, bu zamanı yıkmak için toplar kullanır insan. Zamanın bu yıkıcılığı nasıl anlatılır diye başladım.”
Sanatçıların çoğu İzmir’den
Sergide yer alan sanatçıların önemli bölümü İzmir’de yaşıyor ama İzmir dışından katılanlar da var. Serginin, zaman gibi çağdaş sanatın üzerine çok fazla düşündüğü bir meselesi olunca isimleri belirlemek kolay olmamış. Nazan Azeri, Yekateryna Grygorenko, Ali Kanal, Varol Topaç, Umut Reyhanlı, Ayşe Önel, Genco Gülan, Neda İsmail Atar, Selin Özer, Cemal Şamlı ve Pınar Derin Gencer “Zaman Neyle Ölçülür?” sorusuna eserleriyle yanıt veren isimler. Pazar günleri hariç 12.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Sergide aynı zamanda Yakın Kitabevi’nden küratör Nihat Özdal ve kitabevi çalışanlarının belirlediği kitaplardan bir seçki de ayrı bir rafta sergilenmekte. Peki, hazırlık sürecinde neler ilham verdi diye sorduğumuzda Özdal “1769’da Çin’e giden Jean Mathieu Vantavon’un hikâyesi sanırım en önemli ilham kaynağım oldu. Vantavon şöyle diyor, ‘İmparatorun saatçisi olarak atandım, ama burada bir makine ustası olarak bulunuyorum, çünkü imparator benden gerçek saatler değil, otomatik cihazlar ve tuhaf makineler yapmamı istiyor.’ Sanatçıları bu sergiye iş üretmek üzere davet ederken de bu alıntıyı kullandım. Bir de bir şiire çıkarım zamandan bahis açılınca hep, Enver Ercan’ın ‘Geçtiği her şeyi öpüyor zaman’ına…” diyor.
“Kemeraltı’nda fevkalade çok malzeme var”
“Zaman Neyle Ölçülür?” sergisine İzmirlilerin bolca vakit geçirdiği Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan Ayzeradant Galeri ev sahipliği yapıyor. Kemeraltı gibi mekânların korunması ve güncel sanatla buluşması da oldukça önemli. Serginin küratörü Nihat Özdal, bunun dünyada çok örneği olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kemeraltı’nda fevkalade çok malzeme var. Üst tarafta tarihi Agora, Galeri’den 200 adım sonrası Havra Sokağı, bölgenin bir arkeolojisi olduğu gibi satılan ürünler, alışveriş için gelen insanların ve beklentilerinin çeşitliliği üretimler, sergiler için tetikleyici bir durum oluyor. Şu ara bölgenin bir UNESCO Geçici Liste süreci var, bölgede Ayzeradant’a benzer sanat mekânlarının artması bu süreci de destekleyecektir.”