Livescience’ta yayımlanan makaleye göre Moğol Bilimler Akademisi’nden kazı ekibi üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Hülagü Han’ın saray kompleksinin kalıntılarının yok olduğunu fakat çalışmalar sırasında yağmalamalara rağmen çatı kiremitleri, tuğlalar, üç renkli sırlı seramik çanak çömlek ve porselen kalıntıları bulduklarını duyurdu. Rinchinkhorol, bazı çatı kiremitlerinin ‘s’ benzeri sembollere sahip olmasının önemli bir bulgu olduğunu söylüyor. Svastika deseni veya tamga olarak bilinen bu semboller, Moğol Hanları’nın güç sembollerinden. North Georgia Üniversitesi’nde Orta Avrasya Tarihi Profesörü Timothy May, “Bunun Hülagü’nün sarayı olması mümkün” diyor ve bilimsel olarak daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduklarını vurguluyor.

Tarihi kayıtlarda bu yapıya dair belgeler var. Kore’deki Yonsei Üniversitesi Asya Çalışmaları Başkanı Michael Hope, keşfin “heyecan verici” olduğunu ancak tıpkı May gibi daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Hope, 13. yüzyıl Ermeni tarihçisi Genceli Kirakos’un Van Gölü ile Urmiye Gölü arasında bir yerde bulunan saraydan bahsettiğini, bir başka Ermeni tarihçi Akanc’lı Grigory’in ise İlhanlılar’ın Van Gölü’nün kuzeydoğusunda Ala Taq’ta muhtemelen bir saray da içeren yazlık başkent inşa ettiğini söylüyor: “Kesin olarak bilinen şey, bu bölgenin Moğollar için önemli bir bölge olduğu. Bu nedenle bölgede İlhanlı kervansaraylarının kalıntılarını ve küçük yerleşim yerlerini, hatta belki de saraylarını bulmak bizi şaşırtmamalı. Bunun Kirakos’un anlattığı Hülagü’nün sarayı olup olmadığı henüz belli değil. Daha fazla bilgi için sabırsızlanıyorum.” Türk-Moğol ekibinin çalışmaları, kalıntıların saraya ait olup olmadığını aydınlatacak. Araştırma raporunun ise birkaç ay içinde tamamlanması bekleniyor. KÜLTÜR SANAT SERVİSİ