Genco Erkal’ın hayat ve sanat hafızası
31 Temmuz 2024 - 03:07Yaşamı boyunca politik, felsefî ve sosyal duruşunu sanatından hiç bir şekilde ayrıştırmamış olan Dostlar Tiyatrosu kurucusu, ödüllü aktör, yönetmen ve oyun yazarı Genco Erkal’ı, Milliyet Sanat arşivlerine bıraktığı izlerin miras niteliğindeki yansımalarıyla anıyor ve alkışlıyoruz.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
31 Temmuz 2024 gecesi sabaha karşı 03.09’da, X’teki sosyal paylaşım hesabı üzerinden yaptığı dramatik selamlama ile dünyaya veda eden aktör, yönetmen ve yazar Genco Erkal, 1969’da kurucusu olduğu “Dostlar Tiyatrosu” ve beraberinde getirdiği her türlü emeğiyle, Milliyet Sanat’ın da yoldaşlık ettiği öncü bir figür oldu.
Sanatçı Genco Erkal için 2 Ağustos Cuma günü saat 14.00’te Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde tören düzenlenecek. Erkal’ın cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınacak ikindi namazın müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Bir süredir kan kanseri tedavisi gören 86 yaşındaki Erkal’ın ölümü, aynı zamanda, daha geçen hafta sonsuzluğa uğurladığımız dostu, yazar, yayıncı, çevirmen ve eleştirmen Ferit Edgü’nün 1977 tarihli “Hakkâri’de Bir Mevsim” / “O” isimli otobiyografik romanı üzerinden kendisinin Onat Kutlar (Senaryo), Ferit Edgü, Erden Kıral (Yönetmen) ve Tezer Özlü (Kıral) eşliğinde bıraktığı ölümsüz yorumunu yeniden akıllara getirdi.
Erkal, sosyal medya hesabındaki veda paylaşımında, “Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın! Sizi canımda canımın içinde, kavgamı kafamda götürüyorum. Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın... Resimlerdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, mendil sallamayın bana. İstemez... Tek hecesiz elveda,” derken, bu mesajdaki ‘tek başına’lık ve kırgınlık yine gözden kaçmadı.
Nitekim, sanatçının dostu, piyanist ve besteci Fazıl Say da yine kendi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Erkal için, "...Tek başına mücadelenin en büyük kahramanıydı,” ifadesine de yer vererek, sanatçının ömrü boyunca gösterdiği bu ‘tek kişilik duruş’un altını bir daha çizdi.
Tek kişilik oyunların ustası
Genco Erkal, 28 Mart 1938 tarihinde İstanbul Taksim’de, Reşit ve Nebahat Erkal’ın evlatları olarak dünyaya geldi. Ferit adlı bir de kardeşi bulunan sanatçı, liseyi Robert Kolej'inde okuyup bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünden diploma alan sanatçı, buradaki öğrenimi sırasında tiyatroda rol almaya başladı. Erkal, 1957’de kurulan Genç Oyuncular Amatör Topluluğu’nu da kuranlar arasındaydı.
‘Tek kişilik duruş’ derken, zaten Erkal 1965’te Rus yazar Nikolai Gogol’un “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı öyküsünü tiyatroya uyarlayarak, Türkiye’de Batılı manâda metne sâdık olarak sahnelenmiş ‘ilk tek kişilik oyun’un da imzacısı olmuştu. Nitekim, yıllar boyunca üç farklı yorumla sahnelediği bu çalışması ardından, sanatçı hep ‘tek kişilik oyunların’ da ustası olarak adını kayıtlara geçirdi ve alkışlandı.
“Bir Delinin Hatıra Defteri”
Hayatı boyu, dostlukları, dünya görüşü ve mesleğini hep iç içe, etik ve estetik bir bütünlük ve tutarlılık içinde tutmaya büyük özen gösteren Erkal, Aziz Nesin’den Haldun Taner’e, Nâzım Hikmet’ten Behiç Ak ile Yaşar Kemal’e, pek çok sanatçının da yapıtlarını tiyatroya taşıdı. Disiplinler arası bu yaratıcılığını müzikle de harmanlamış Genco Erkal, senfonik çalışmaların da ‘anlatıcı’sı olarak alkış aldı.
Milliyet Sanat’ın arşivlerine baktığımızda, sanatçının içinde bulunduğu kültür sanat camiası ve bu kimselerin ortaya koydukları dayanışmacı mücadele ve yaratıcılık da kendini bir kez daha anımsatıyor.
Sözgelimi Milliyet Sanat, 1973’ün ilk sayısının kapağına ‘Yılın Sanatçısı’ Yılmaz Güney’i getiriyor. Bu seçimin temelinde, gazetede yapılan ve Prof. Nurullah Berk (Ressam), Prof. Şadi Çalık (Heykeltıraş), aktör ve yönetmen Engin Cezzar, yazar ve Sinematek yönetmeni Onat Kutlar, eleştirmen ve yayınevi sahibi Fethi Naci ile Milliyet Sanat adına Oğuz Akkan, Akal Atilla ve Zeynep Oral’ın katıldıkları toplantı yatıyor.
Bu kararda ayrıca, heykeltıraş Prof. Zühtü Müridoğlu, şair-yazar Melih Cevdet Anday, şair Attilâ İlhan, yazar Samim Kocagöz ile Genco Erkal ve Müşfik Kenter, Ali Poyrazoğlu ile yönetmen Lütfi Ö. Akad, seramikçi Füreya Koral, sinema yazarı Nijat Özön, şair ve yazar Necati Cumalı, yönetmen Haldun Dormen ve araştırmacı Metin And’ın da payı bulunduğu yazılıyor.
Kasım 1975’e girilen günlerde, ‘Komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle’ gözaltına alınan genç aktör, oyun yazarı ve rejisör Genco Erkal serbest bırakılırken, okurlar, sanatçının yine 1975 Haziran’ında İzmir’de, Devrimci Gençlik Birliği Koruma ve Yaşatma Derneği’nce düzenlenen ‘Âşıklar Gecesi’nde, komünizm propagandası yaptığı iddiası üzerine yasal takibata uğradığını yine dergi haberlerinden öğreniyor.
Yılın başarılı sanatçısı Genco Erkal
Ocak 1976’ya gelindiğinde, derginin okurlarına yaptığı Yılın Sanatçısı - 1975 seçimi çağrısına, beş bin dolayında okur iştirak ediyor. Netice olarak, Bedri Rahmi Eyüboğlu halk tarafından değer görülen bu unvanın ilk sahibi oluyor.
Eyüboğlu, 1418 oy topluyor. Onu 815 oy ile Yılmaz Güney, 673 oy ile Aziz Nesin, 601 oy ile Yaşar Kemal ve 469 oy ile Genco Erkal ‘Yılın Başarılı Sanatçıları’ olarak takip ediyor.
Kasım 1976’ya baktığımızda, Türkiye’nin üç iline gelen Şilili devrimci halk şarkıcıları Angel Parra, Isabel Parra ve Patricio Costillo, Türkiye İşçi Partisi’nin düzenlediği ‘Şili Halkıyla Dayanışma Geceleri’ne katılıyor. İstanbul’daki geceye, konuşmacı olarak, Behice Boran, Aziz Nesin, Adalet Ağaoğlu, Tan Oral ve Onat Kutlar katılırken, Genco Erkal ise halk şiirleri seslendiriyor.
Erkal bunu takiben, tam bir yıl sonra ise, yine Kasım’da Federal Almanya Batı Berlin’de ay ortası yapılan ve Ruhi Su, Türk İşçi Korosu, Sümeyra, Ataol Behramoğlu, Ulvi Alacakaptan ve Asım Bezirci, Fakir Baykurt gibi isimlerin katıldıkları Nâzım Hikmet Haftası’na katılanlardan biri oluyor. Konu, dergide üç sayfalık izlenimle okura aktarılıyor.
Karanlığa karşı umut ve yaratıcılık
1979 baharının Türkiye’sine baktığımızda, dönemin Türkiye’sinde, Türkiye İşçi Partisi - TİP kurucu üyesi, İkinci Yeni akımı mensubu şair Ceyhun Can, faşist tetikçilerce katledilirken, sıkıyönetimce yasaklanan “Brecht-Kabare” ve Nâzım Hikmet imzalı “İnsan Manzaraları” oyunlarına karşı, TYS ve Dostlar Tiyatrosu tepki gösteriyor. Sansürcü zihniyet, o dönemde kendini Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne de yansıtıyor. Bunun da yanı sıra İstanbul AKM’de, Nâzım Hikmet’in “Aşk Masalı - Ferhat ile Şirin” isimli yapıtı oynanacak iken, afişten Nâzım’ın adı çıkarılıyor. Ve sansürde sırayı Zeliha Berksoy ile Genco Erkal’ın “Brecht Kabare”si alıyor.
Zeliha Berksoy ile Genco Erkal “Brecht Kabare”de
Konuyla ilgili, Milliyet Sanat’a bir açıklama yapan TYS Başkanı Aziz Nesin, “Özgürlüklerin genişletilmesi için savaşım verdiğimiz bir dönemde yeniden geri dönüşler, sanat ve kültür alanında uygulanan baskılar, uygulayanlara ve ülkeye hiçbir zaman hayır getirmemiştir. Ve bugün de getirmeyecektir. Alınan kararlardan bu nedenle bir an önce dönülmesini ve iki oyun üzerindeki yasaklamanın kaldırılmasını istiyoruz,” derken, Genco Erkal da şunları belirtiyor: “...Düşünce özgürlüğünü ağır biçimde zedeleyen bu antidemokratik kararın hâlâ düzeltilebileceği umudunu taşıyoruz. “Brecht-Kabare”ye konulan yasak kaldırılsın ya da olduğu gibi kalsın, fazla bir şey değişmez. Bu ve Antalya’da ilk acı sonuçlarını yaşadığımız yeni Sansür Tüzüğü gibi gerçekler, biz sanat emekçilerine hep en önemli görevimizi hatırlatmakta. Sanat ve kültür alanını tüm antidemokratik yasak ve uygulamalardan arındırmak zorundayız. Bu da ancak, faşizmin her türlüsüne karşı vereceğimiz örgütlü mücadele ile mümkün olabilecektir.”
Bu karanlık manzaraya karşılık, umut ve yaratıcılığından ödün vermeyen Genco Erkal, sinemada, 1982’de Ali Özgentürk’ün yönettiği, senaryosu Işıl Özgentürk’e ait “At” ve 1983’te ise, Türkiye banker krizini konu edinen, ilk gösterim sürecinde TV’lerde sansüre maruz bırakılan “Faize Hücum” filmlerindeki rolleriyle, “En İyi Erkek Oyuncu” dallarında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden ödül alıyor.
Yine de Türkiye’de kültür sanatın ne denli bıçak sırtında olduğunu yansıtan bir gelişme daha, yine o günlerde yaşanıyordu. Buna göre, “Asiye Nasıl Kurtulur?” isimli oyunla Bursa’ya giden Dostlar Tiyatrosu oyuncularından Genco Erkal ve Avni Yalçın, oyunda rol gereği sustalı bıçak kullandığı için, Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek ifadelerine başvurulmuştu. 7 Mayıs 1985 akşamı, oyunun matine ve suare halinde iki kez sahnelenmesinden sonra saat 23.30’da görevli polisler, oyunun yönetmeni Genco Erkal ile oyunda kabadayı rolü gereği sustalı bıçak kullanan Avni Yalçın hakkında zabıt düzenledi. Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen sanatçılar, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Erkal’ın, sustalı bıçağın İstanbul Şehir Tiyatrosu demirbaşı olduğunu ve 14 yıldır sahnede kullanıldığını belirtmesi üzerine, Şehir Tiyatroları’ndan böyle bir belgenin getirilmesi istenmişti.
Söz konusu belge ilgili kaynaktan getirildikten sonra ise, dönemin Bursa Valisi Zekai Gümüşdiş, iki sanatçıyı gözaltına alan emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılmasını, suçları varsa cezalandırılmalarını talep ediyordu.
Dahası, Ulvi Uraz Tiyatro Ödülleri, Vasıf Öngören’in “Asiye Nasıl Kurtulur?” oyununun, İstanbul’da gösterdiği başarı üzerine yönetmen Genco Erkal ile oyuncu Zeliha Berksoy’u ödüle değer görüyordu. Konu, ilerleyen sayılarda da Zeynep Oral tarafından bu trajikomik haliyle kaleme alınıyordu.
Değerli bir biyografik tekrar yerine; Genco Erkal, 1959’dan başlayarak Kenterler, daha sonra Arena, Gülriz Sururi-Engin Cezzar, AST ve İstanbul Tiyatrosu'nda sahneye çıkarak, 1969 yılında Dostlar Tiyatrosu'nu kurdu. Genco Erkal, 1974 yılında tiyatro sanatçısı Zeynep Tedü ile evlendi. Bir kaç sene sonra, 1977 yılında boşanan Erkal’ın, bu evliliğinden Ayşe (d.1975) adında bir de evlâdı oldu.
Dostlar Tiyatrosu
Genco Erkal, Maksim Gorki, Bertolt Brecht, Jean-Paul-Sartre, Peter Weiss, John Steinbeck, Vaclav Havel, Tankred Dorst gibi yabancı yazarların yanı sıra, Aziz Nesin, Haldun Taner, Nâzım Hikmet, Can Yücel, Refik Erduran, Vasıf Öngören, Orhan Asena, Behiç Ak gibi Türk yazarların oyunlarını yönetti. Roman, öykü, şiir gibi değişik türlerden tiyatroya uyarlamalar yaptı, oyunlar çevirdi. 1962′de Asena Tiyatrosu’nda. Jaroslav Hasek’in yazdığı “Aslan Asker Şvayk” oyunundaki rolüyle İlhan İskender Ödülü’ne değer bulunan sanatçının çeşitli ödüller kazandığı diğer ünlü rolleri arasında, Bertolt Brecht'ten “Galileo”, Maxwell Anderson'dan “Yalınayak Sokrates”, Nâzım Hikmet'ten “Kerem Gibi” ve Can Yücel'den “Can” da sayılabiliyordu.
“Aslan Asker Şvayk”
Erkal, kariyeri boyu “Rosenbergler Ölmemeli” (1970), “Asiye Nasıl Kurtulur” (1972), “Şili’de Av” (1974), “Kafkas Tebeşir Dairesi” (1979), “Ağrı Dağı Efsanesi” (1981), “Galileo Galilei” (1983) ile “Çöl Faresi”, “Nalınlar”, “Midas'ın Kulakları”, “Durdurun Dünyayı İnecek Var” , “Abdülcanbaz”, “Kerem Gibi”, “Sevdalı Bulut”, “Yalınayak Sokrates”, “Ezenler Ezilenler”, “İnsanlarım”, “Azizname” gibi birçok oyuna da Dostlar Tiyatrosu ile imzasını attı.
“Kafkas Tebeşir Dairesi”
Sinemaya ilgisini hiç yitirmedi
Genco Erkal, sinemaya ilgisini de hiç yitirmedi. Bu süreçte sanatçı 1990 da Fehmi Yaşar tarafından çekilen “Camdan Kalp”in başrolünde yer aldı. Ardından, 1992’de, Erkal’ın tutkunu olduğu “Nâzım Hikmet ile 24 Saat” için pek çok sanatçı İstanbul’da buluştu. Etkinlikte Erkal ile birlikte, şair Sunay Akın da hazır bulunarak, izlenimlerini Milliyet Sanat sayfalarında belgeledi. Girişim,Vera Tulyakova, Joan Baez, Savaş Ay, küçük İskender, Zülfü Livaneli, Refik Erduran, Haydar Ergülen gibi bir çok ismi bir araya taşıdı.
Bir yıl sonra, 1993 kışına baktığımızda, Nâzım Hikmet’in “Sevdalı Bulut” yapıtı, Dünya Kültürleri Evi’nde, Fransızca oynanıyordu. Mehmet Ulusoy rejisiyle izlenen eserde, Dostlar Tiyatrosu ve Genco Erkal başı çekiyordu. Proje Fransız kültür basınında övgü dolu geri dönüşler alıyordu.
Ancak aynı dönemde, 24 Ocak 1993’te gazeteci - yazar Uğur Mumcu Ankara’da aracına konulan bombaya yenik düştü. Bunun üzerine, Paris’ten sanatçı ve yazarlar da dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a bir mektup göndermeye karar verdi. Mesaja imza atan isimler arasında, Abidin ve Güzin Dino, Komet, Ömer Kaleşi, Mustafa Altıntaş, Selçuk Demirel, Işıl Kasapoğlu, Genco Erkal, Mehmet Ulusoy, Selim Turan, Alev Ebüzziya Siesbye, Kudsi Erguner, Salih Coşkun, Nedim Gürsel, Sarkis Zabunyan, Keriman Ulusoy, Melih Düzenli, Ayperi Karabuda ve Mine G. Saulnier (Kırıkkanat) yer aldı.
Yine Paris dediğimizde, Erkal’ın adı Türkiye ve dil konusunu öne çıkaran, dönemin Dışişleri ve Kültür Bakanlığı imzalı, Mart 1996 tarihli bir etkinlikte daha boy gösterdi. 17 ülkenin yer aldığı “Paris Expo Languages ‘96” Uluslararası Dil Fuarı’na, Erkal ile Adalet Ağaoğlu, Latife Tekin, Zülfü - Ferhat Livaneli, Ataol Behramoğlu, Alpay Kabacalı, Mustafa Şerif Onaran ve dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar ile Prof. Tahsin Yücel katıldı.
Sanatçı, 2008 senesinde kendi yazdığı ve yönettiği, 1993 yılında Sivas`ta Madımak otelinde yapılan katliamı konu alan Sivas'93 isimli belgesel tiyatro oyununu, Türkiye ve Avrupa genelinde tiyatroseverlere sundu. Bu oyunu ile Pertevniyal Lisesi tarafından 2008 yılının en iyi tiyatro ödülünü aldı. Sanatçı yine, 2008’de çevrilen “Pazar-Bir Ticaret Masalı” filminin başrolünde yer aldı.
Genco Erkal yine, sevgili dostu Mehmet Ulusoy rejisi ile Paris’te, dönemin küresel çoksatan romanı, Paulo Coelho imzalı “Simyacı”ya, Rumî’den alıntılar eşliğinde Dostlar Tiyatrosu adına hayat vermeyi seçti. 2009 Aydın Doğan Tiyatro Ödülü’ne değer bulunan Oyun, 2020 yılında da İstanbul’da sahne aldı. Erkal, bu ödülle birlikte verilen 50 bin TL’lik para ödülünü ise “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği”ne bağışladı.
Genco Erkal, Mehmet Ulusoy’la birlikte...
Tekrar yerine, 1993-1998 arasında, Nâzım Hikmet'ten “Sevdalı Bulut”, Philippe Minyana'dan “Ou vas-tu Jérémie?” ve Paulo Coelho'nun ünlü romanından uyarlanan “Simyacı”yı Paris ve Avignon’da Fransızca sahnelemiş olan büyük usta, kariyerinde ayrıca, TRT Televizyonu için Haldun Taner'in ünlü müzikli oyunu Keşanlı Ali Destanı'nı da yöneten ve rol alan bir figür oldu.
Öte yandan, Ferit Edgü ve Genco Erkal, 1997’de de tasarımını Bülent Erkmen’in Naz Erayda ile üstlendikleri “Duo” adlı özel bir çalışma için de bir aradaydı. Ofset Yapımevi’nin Şubat 1997 tarihli 200 sayfalık, 91 illüstrasyon ile perçinlenen yapıtında, kalem Edgü’ye, fotoğraflar Ani Çelik Arevyan’a aitti. Proje ‘bir yazarla bir oyuncunun kitap mekânında gerçekleşmiş karşılaşması’ olarak nitelenmişti.
Erkal, 2010’da ise Dostlar Tiyatrosu ile Howard Zinn uyarlaması “Marx’ın Dönüşü”yle yine ayakta alkışlandı. Erkal’ın rejisi ve aktörlüğünü bize yeniden yaşattığı bir tanıklığa vesile olan proje, dönemin Milliyet Sanat tiyatro eleştirmeni Seçkin Selvi’ye göre şöyle tabir ediliyordu: “...Erkal, oyunda Marx’ın özel yaşamını anlatırken, yer yer haylaz, saf bir çocuk tavrı içinde, mutluluğu, acıyı, sevinci, öfkeyi, coşkuyu aktarıyor.”
Dirençle örülmüş sanat yaşamında başı hep dik bir aydın
19 Kasım 2010 tarihinde vizyona giren, Çağan Irmak'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği “Prensesin Uykusu” filminde başrolde oynayan Erkal, 2013’de Dostlar Tiyatrosu için bir klasik haline gelen “Bir Delinin Hatıra Defteri” adına, dördüncü kez yorumladığı eser üzerine, Bahar Çuhadar ile Aralık 2014’te buluşuyor. O dönemde dördüncü kez perde açan eserle ilgili olarak 2013 Ağustos ayında da bir ‘tweet’ atıp e-nabız yoklamış usta, Çuhadar’ın bu konudaki hatırlatması üzerine şu karşılığı veriyor: “Bu oyun beni hiç terk etmedi. 1965’ten beri çeşitli sahnelemeler yaptım. ‘65, ‘69, ‘92… Bu dördüncü. Çok zengin bir metin; hep yeni bir gözle yaklaşmaya çağırıyor. ‘Dur canım, daha vakit var,’ diyordum, sonra ‘Bu yaştan sonra olmaz,’ demeye başladım. Ama, ‘Ah bir oynasanız, ablam seyretmişti,’ veya ‘Ben sizin ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ni seyretmiştim,’ diyenler çıkıyor meselâ. O zamandan bu zamana 70 tane oyun oynamışım, onlardan bahsetmiyor, bunu söylüyor. ‘E yapayım bari gitmeden evvel,’ dedim…”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı ise, 2019 yılında 23.Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer alan “Yaşamaya Dair” projesi ile Dostlar Tiyatrosu ve Genco Erkal’a 23 Kasım Cumartesi akşamı, Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir saygı duruşunda bulunuyor.
Genco Erkal, “Yaşamaya Dair” oyununda Tülay Günal ile...
Sahneye Tülay Günal ile birlikte çıkan Erkal, retrospektif proje için Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk ve Timur Selçuk gibi sanatçıların müzikal belleklerine başvururken, oyunda piyano, viyolonsel ve klarnet gibi unsurlar da, sanatçılar Yiğit Özatalay, Deniz Doğangün ve Çağdaş Engin refakatinde, dramatik atmosferi besliyor. Proje, “Yaşamaya Dair”, “Bir Delinin Hatıra Defteri” ve ilk kez New York’ta sahnelenmiş olan “Merhaba”yı aynı zaman ve mekânda bir araya getiriyor. Proje, aynı süreçte de Milliyet Sanat sayfalarına eleştirmen Seçkin Selvi’nin metni ile konu ediliyor.
Selvi bu manâda daha önce de, Erkal’ı ‘benim yazarlarım’ dediği, Aziz Nesin’den Shakespeare’e uzanan küresel bir aydın buketi üzerinden ördüğü “Merhaba” projesine yönelik 14 Şubat 2019 portresiyle (https://www.milliyetsanat.com/yazar-detay/seckin-selvi/buyuk-genco-sana-da-merhaba/11219 ) alkışlıyor. Eleştirmen, Erkal’ı şöyle tabir ediyor: “Genco Erkal, seksen yıllık özel hayatında da, altmış yıllık sahne yaşamında da ödün vermemiş, başını hep dik tutmuş, kişiliği de sanatı da dirençle örülmüş bir aydın olarak, günümüzün utanılası koşulları içinde de bilinçli ve kararlı tutumunu sürdürüyor. Usta oyunculuğunu sözünü sakınmadan, baskılardan korkmadan, çekinmeden, izleyicilerini uyararak, umutlandırarak, yüreklendirerek sergiliyor.”
Kaynak: “Türkiye’nin Sanat Hafızası, Milliyet Sanat 50’nci Yıl Kitabı,” Milliyet Yayınları, 2023 Nisan