Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Gençliğe, hayata ve umuda adanan gösteri

Gençliğe, hayata ve umuda adanan gösteri

Gençliğe, hayata ve umuda adanan gösteri21 Şubat 2025 - 03:02
7-8 Mart’ta Türkiye’de ilk kez sahnelenecek olan “Ballet For Life” gösterisini sunacak Béjart Ballet Lausanne topluluğunun sanat yönetmeni Julien Faveau ile dansın evrensel gücünü ve Türk seyircisiyle buluşturdukları bu anlam yüklü eserin sanatıyla hayranlık uyandırıcı birleşimini konuştuk.
Yeliz Tingür
yeliztingur@gmail.com
 
7-8 Mart’ta Türkiye’de ilk kez sahnelenecek efsanevi “Ballet For Life” gösterisi, Béjart Ballet Lausanne topluluğunun ustalıkla harmanlanmış klasik bale ve yenilikçi temalarla bezeli eserlerinden biri olarak İstanbul’daki izleyicilerle buluşacak. Türkiye seyircisine çok özel bir görsel ve sanatsal şölen yaşatacak bu gösterinin ana konsepti; aramızdan erken ayrılan, efsanevi sanatçılara—Freddie Mercury, Jorge Donn ve Gianni Versace gibi isimlere—bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Dünyaca ünlü topluluğun sanat yönetmeni Julien Faveau ile gerçekleştirdiğimiz röportajda dansın evrensel gücünden, Maurice Béjart’ın mirasının günümüze etkisinden ve Türk seyircisiyle buluşturdukları bu anlam yüklü eserin sanatıyla hayranlık uyandırıcı birleşiminden bahsettik.
 
 
Julien Favreau. Fotoğraf: ©Anoush Abrar
 
“Ballet For Life”, Queen’in kuruluşunun 55. yıldönümünde ve Maurice Béjart’ın anısına Türkiye’de ilk kez sahneleniyor. İlk gösterinin biletleri sadece 10 gün gibi kısa bir sürede tükendi; talep üzerine eklenen ikinci performansın biletleri de tamamen satıldı. Bu yoğun ilgi üzerine Béjart Ballet Lausanne, İstanbul programına üçüncü bir performans daha ekledi. Gençliğe, hayata ve umuda adanan gösteri; 7 Mart 2025 Cuma akşamı saat 20.30’da, 8 Mart 2025 Cumartesi günü ise 14.30 ve 20.30’da Volkswagen Arena’da sanatseverlerle buluşacak. Biletler, Türkiye’nin etkinlik biletleme platformu Biletinial üzerinden satın alınabiliyor.
 
Öncelikle, baleye olan ilginiz nasıl başladı ve kariyerinizdeki en unutulmaz deneyimlerden biri nedir?
 
Çocukken ailemle birlikte bir balo ya da dans partisine katılmıştım. Halam beni dans pistine davet etti, ancak o kadar çekingen ve utangaçtım ki dans etmeye cesaret edemedim. Bu durumu aşmaya kararlıydım, bu yüzden dans dersleri almaya karar verdim ve ailem beni klasik baleye yönlendirdi. Kariyerimdeki en unutulmaz anlardan biri, çocukken üyesi olduğum okulun yıl sonu gösterisinde ilk kez sahneye çıkmamdı. O gösteri sırasında dansın benim için bir aktiviteden çok daha fazlası olduğunu fark ettim—gerçek tutkumdu ve onu bir meslek olarak sürdürmeye karar verdim.
 
 
Ballet For Life, © BBL,  Kiyonori Hasegawa
 
Uzun yıllardır Béjart Ballet Lausanne’ın bir parçasısınız. Maurice Béjart sizin için ne ifade ediyor?
 
Maurice Béjart benim için birçok şeyi aynı anda temsil ediyor—o bir usta, vizyoner bir yönetmen ve benim için manevi bir baba gibiydi. Bana emanet ettiği birçok rol sayesinde hem bir sanatçı hem de bir birey olarak kendimi keşfetme fırsatı buldum.
 
Maurice Béjart’ın mirasının günümüz dans dünyası üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Maurice Béjart’ın mirası, çağdaş dans dünyasının temel taşlarından biri olmaya devam ediyor. Onun vizyonu baleyi daha erişilebilir, derinlemesine ifade dolu ve farklı kültürel etkilerle iç içe hale getirdi. Klasik tekniği modern temalar, felsefi yaklaşımlar ve küresel geleneklerle harmanlama yeteneği, günümüzde hâlâ koreograflara ve dansçılara ilham veriyor.
 
 
Ballet For Life © BBL,  Hidemi Seto
 
7 ve 8 Mart tarihlerinde “Ballet For Life” Türkiye’de ilk kez sahnelenecek. Bu gösterinin ana konseptini ve mesajını nasıl tanımlarsınız?
 
Bu balenin temel mesajı, aramızdan çok erken ayrılan ikonik ve zamansız sanatçılara—Freddie Mercury, Jorge Donn ve Gianni Versace gibi isimlere—bir saygı duruşudur. “Ballet for Life” AIDS gibi son derece acı verici bir konuyu ele alsa da esasen gençlik ve umut üzerine kurulu bir bale eseri.
 
Queen ve Mozart’ın zamansız müziğinin performansla birleşimi, sanatsal açıdan benzersiz unsurlar içeriyor. Sizce bu birleşim hangi yenilikçi yönleri öne çıkarıyor?
 
Maurice Béjart, Mozart’ı piyanonun başında hayal ederken, Freddie Mercury’nin ona sesiyle eşlik ettiğini düşünürdü. İşte Béjart’ın dahiliği burada yatıyor—farklı çağlardan gelen, ancak aynı evrensel sanatsal gücü paylaşan iki müzik efsanesini bir araya getiriyor.
 
 
BBL, Bolero, Ilia Chkolnik, 2011, Köln
 
Gösteri boyunca siyah ve beyaz, aşk ve nefret gibi zıtlıklar sahneye taşınıyor. Bu karşıt güçler arasındaki dengeyi nasıl yorumluyorsunuz?
 
Zıtlıklar, Maurice Béjart’ın eserlerinin temelini oluşturur. O, yarattığı eserlerde sürekli olarak karşıtlıkları bir araya getirdi: ışık ve karanlık, yaşam ve ölüm, erkek ve kadın, yeryüzü ve gökyüzü, aşk ve nefret. Bu ikilikler, balelerine güçlü bir duygusal ve görsel dinamizm katarak onları son derece etkileyici ve düşündürücü hale getirir.
 
7 Mart gösterisinin biletleri satışa çıkar çıkmaz tükendi ve yoğun ilgi üzerine iki ek gösteri daha eklendi. Türkiye’de baleye gösterilen ilgiyi ve burada bale severlerle buluşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Onlara özel bir mesajınız var mı?
 
 
Ballet For Life, © BBL, Elena Morosetti.
 
Béjart Ballet Lausanne’ın İstanbul’da sahne almasının üzerinden uzun yıllar geçti ve bu benim üçüncü ziyaretim olacak. “Ballet for Life” gibi anlam yüklü bir eserle geri dönmekten dolayı çok mutluyuz—bu, hem baleye yeni başlayanlara hem de yıllardır takip edenlere hitap eden, nesiller boyunca etkisini sürdüren bir yapım. Gençlik ve umut dolu bu mesajı Türk seyircisiyle paylaşmak bizim için bir onur.
 
Son olarak, genç yetenekleri dans dünyasında nasıl destekliyorsunuz ve onlara yolculuklarında nasıl rehberlik ediyorsunuz?
 
Béjart Ballet Lausanne olarak yıl içinde genç okulları davet ettiğimiz çeşitli atölyeler düzenliyoruz. Ayrıca her yıl stajyer dansçılar kabul ediyoruz ve bazıları bu süreç sonunda topluluğumuza tam zamanlı dansçı olarak katılma fırsatı yakalıyor—bu yıl da bir dansçımız bu yolu izledi. Bunun yanı sıra, her yıl genç dansçılar için düzenlenen uluslararası bir yarışma olan Prix de Lausanne’a bizzat katılıyorum. Bu yıl orada yetenekli bir genç Türk dansçıyı görmekten büyük mutluluk duydum.