Efnan Atmaca 

Dünya ‘imdat’ çağlığı atıyor. Yangınlar, depremler, seller, müsilaj... Art arda gelen felaketlerle artık bu çığlığa kulak vermek için az zamanımız kaldığının hepimiz farkındayız. İklim değişikliği en ivedilikle çözmemiz gereken problem. İşin aslı iklim değişikliği, kuşaklararası adaleti önemseyen herkes için endişe verici olmalı. Gerektiği gibi davranmazsak, gelecek nesiller başarısızlığımızın acımasız sonuçlarını telafi etmekte çaresiz kalacaklar. Onlara karşı ahlaki bir sorumluluğumuz var. Bu zorlu kararları şimdi vermezsek, çocuklarımızın ve torunlarımızın hakları olan gelecekten çalacağız. Ve bu durumu düzeltmek için hepimiz elimizi taşın altına sokmalıyız. Nasıl mı? Bu sorunun cevabı “İnatçı İyimserin İklim Kriziyle Mücadele Rehberi” alt başlıklı “Seçtiğimiz Gelecek” adlı kitapta. Christiana Figueres ile Tom Rivett-Carnac’ın kaleme aldığı Siyah Kitap’tan çıkan kitap bize bu konuda yol gösteriyor. Kitap öncelikle iklim krizinin dünden bugüne hikâyesini anlatıyor. 

2050’ye kadar vaktimiz var

Yazarlar tüm detaylarıyla iyi ve kötü iki senaryo önümüze koyuyorlar. Korkutucu olan bugün gerekli önlemleri almazsak dünyanın sadece 2050’ye kadar vakti olduğu.Eğer bugün doğayla birlikte yaşamayı öğrenmeye karar verirsek 2050’ye güzel bir dünya bırakabileceğiz. Aksi halde bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz gelecek bekliyor bizleri. Sokağa bile çıkamayacağımız bir dünya... Kitabın adında da anlaşılacağı gibi geleceği seçmek bizim elimizde çünkü insanlığın evrimi özünde, zamanın türlü zorluğuna uyum sağlamayı başarmakla ilgili bir hikâye. Ve şimdi insanlık tarihinin en büyük mücadelesiyle karşı karşıyayız. İleride mevcut kapasitemizin ötesinde zorluklarla da karşılaşabiliriz, ama bu sadece yeteneklerimizin bir sonraki seviyeye geçmesi gerektiğine dair bir çağrı olarak görülmeli. Ve kitaba göre biz bunu başarabiliriz.

Dünyayı iyileştirmek için atacağımız 10 adım

Kitapta üstümüze düşenler 10 adımda anlatılıyor. İşte kısa bir özeti.

1. Eski Dünyayı Geride Bırakın: İklim krizinin zorluklarını aşmak ve değer verdiğimiz şeylere sahip çıkıp demokrasiyi, sosyal adaleti, insan haklarını ve güçlükle kazanılan özgürlükleri korumak için bunları göz ardı eden her şeyden uzaklaşmalıyız.

2. Acınızla Yüzleşin ve Bir Gelecek Vizyonu Elde Edin: Belirsiz geleceğimizle cesaretle yüzleşip bu gerçekliğin sorumluluğunu almak zorundayız.

3. Gerçeğe Sahip Çıkın: Doğru olduğuna inandığımız şeylerin kabulü ve bu doğruların maruz kaldığı saldırılara karşı koymak konusunda hepimize bir görev düşüyor.

4. Kendinizi Bir Tüketici Olarak Değil Bir Vatandaş Olarak Görün: Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebilir ve paramızı sürdürülebilir ürünler için harcayabiliriz.

5. Fosil Yakıtların Ötesine Geçin: Gerçekten önemsediğimiz şeyleri korumamıza yardımcı olacak değişiklikler yapmaya odaklanmak yaşam kalitemizi artırıyor.

6. Yeniden Ağaçlandırma: Sadece ağaç dikerek bile iklimi onlarca yıl önceki haline çevirebiliriz.

7. Temiz Ekonomiye Yatırım Yapın: Doğayla uyumlu, kullanılmış kaynakları mümkün olduğunca tekrar değerlendiren, israfı en aza indiren ve tükenen kaynakları aktif olarak yenileyen temiz bir ekonomiye geçiş varlığımızın devamı için kaçınılmaz görünüyor.

8. Teknolojiyi Kullanma Konusunda Dikkatli Olun: Hükümetinizin, yerel yönetimlerin veya çalıştığınız şirketin yapay zekâya yatırım yapıp yapmadığını, bu paranın ne için kullanıldığını öğrenin. Rejeneratif geleceğin oluşumunu hızlandırmak için gerekli politikalara sadık kalınması için onları ikna etmeye çalışın.

9. Cinsiyet Eşitliği Yaratın: Kadın milletvekilleri çevrenin korunması konusunda erkeklere göre neredeyse iki kat daha fazla oy kullanıyorlar. Yönetici kadınların çevreye olan duyarlılıklarına bakarak yatırım kararı verme olasılığı da iki kat fazla.

10. Politikayla İlgilenin: Demokrasilerimiz iklim krizi tehdidiyle karşı karşıya ve bu zorluğun üstesinden gelmeleri için gelişmeleri gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi içinse hepimizin aktif birer katılımcı olması hayati önem taşıyor.

11’nci adım da bizden: Bu kitabı alın, okuyun ve hemen üzerinize düşenleri yapmaya başlayın!