Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Flamenkonun kraliçesi İstanbul’da

Flamenkonun kraliçesi İstanbul’da

Flamenkonun kraliçesi İstanbul’da18 Nisan 2024 - 05:04
Uluslararası İstanbul Dans Günleri kapsamında İstanbul’a gelecek olan dansçı Patricia Guerrero 22 Nisan Pazartesi günü izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri’nin açılışını, 22 Nisan Pazartesi akşamı saat 20.00’de CRR Konser Salonu’nda sahneleyeceği “Deliranza” adlı son koreografisiyle flamenkonun genç kraliçesi Patricia Guerrero gerçekleştirecek. Guerrero, 23 Nisan Salı akşamı aynı saatte ise Metrohan’da “Proceso Eterno” adlı gösterisini sahneleyecek.
 
Guerrero ile flamenko ve İstanbul Dans Festivali üzerine konuştuk.
 
Flamenko dansına olan ilginiz ne zaman başladı ve dans kariyerinizdeki en önemli dönüm noktaları nelerdir?
 
Annem Mari Carmen Guerrero ile dans etmeye başladım. Onunla bu sanata olan sevgiyi, saygıyı ve adanmışlığı öğrendim. O, çok iyi bir öğretmen ve en büyük eleştirmenim oldu.
 
Kariyerimde üç çok önemli anı sayabilirim. Biri, Sevilla'daki Teatro Lope de Vega'da “Catedral” adlı gösteriminin prömiyeri. Bir diğeri Ulusal Dans Ödülü aldığım gün ve bir diğeri de Andalucía Bale Flamenkosu'nun Direktörü olarak atandığım gündür.
 
 
Derin flamenko köklerinizin dans stilinizi ve performanslarınızı nasıl etkilediği hakkında ne söyleyebilirsiniz?
 
Granada'daki Barrio del Albaicin'de doğmuş olmak ve annemin dansçı olması çok önemliydi. Çocukken yaşadığım deneyimlerin ve kültürümüzün sesinin, düşündüğümüzden daha fazla günlük hayatımızda yer aldığını düşünüyorum. Benim durumumda bu, dansımda ve ifade şeklimde kendini gösteriyor.
 
 
Dans ederken en çok keyif aldığınız anları veya deneyimleri paylaşır mısınız?
 
Harika meslektaşlarım ve sanatçılarla sahneyi paylaşmak eşsiz bir deneyim. Sanatınızla izleyiciye ulaşmak ve duyguları ve hisleri bu kadar doğrudan bir şekilde aktarmak neredeyse ruhani bir şey.
 
İstanbul Dans Günleri Festivali'nin açılışında "Deliranza" adlı en son koreografinizi sunacaksınız. Bu projenin yaratılış hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
 
Bir projenin ilk fikirleri bir motivasyon, ilham veya arayıştan başlar. Bu projede, anın güzellik ve ebediyet kavramlarını yakalamak istedim. Bunu yapmak için içsel bir yolculuğa başladım. İçimde neler olduğunu aramak için. Duygunun ifade, hareket veya ses şeklinde dışa vurulduğu anı bulmak için. “Deliranza”, yaratılış hakkında konuşan bir eserdir. Bize pek çok endişe ve sevinç veren korkulan ve sevilen yaratıcı süreç. Kendimi daldığım ve karşıma çıkan bu soruların hepsini konuşan sürreal bir flamenko dünyası olan bir rüya.
 
 
Ayrıca, 23 Nisan'da Metrohan'da çok sıcak ve samimi bir flamenko gecesi ile solo dansınızı sergileyeceksiniz. İstanbul'da performans sergilemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
İstanbul'a bu iki farklı projeyi getirebilecek olmaktan çok heyecanlıyım. Sanat, dans ve flamenko müziği dolu iki gece olacak, ancak tamamen farklı hikayeler anlatacaklar. “Deliranza” daha büyük sahne ve dramatik karmaşıklığa sahip bir eserken “Proceso eterno” yüksek duygusal yük taşıyan çağdaş bir flamenko resitali.
 
 
Türk izleyicilere ve dans meraklılarına nasıl bir deneyim sunmayı umuyorsunuz?
 
Anavatanımdan dans, müzik ve sanatı çağdaş bir dokunuşla ve flamenkoya kişisel ve çağdaş bir vizyonla sunmayı umuyorum.
 
Türkiye'deki dans meraklılarıyla tanışma düşünceleriniz nelerdir? Onlara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
 
Türkiye'deki dans meraklılarıyla tanışmayı dört gözle beklediğimizi söyleyin. Onlara eserlerimizi paylaşacak olmanın heyecanını yaşıyoruz ve koltuklarına yaslanıp keyfini çıkarmalarını ve kendilerini müziğin ve dansın akışına bırakmalarını söyleyin.