Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » ‘Ezelden beri Perran Kutman hayranıyım’

‘Ezelden beri Perran Kutman hayranıyım’

‘Ezelden beri Perran Kutman hayranıyım’17 Kasım 2022 - 09:11
Televizyon seyircisinin çok sevip benimsediği Ecem Erkek, yarın vizyona girecek “Müjdemi İsterim” filmiyle perdeye geliyor. Bu vesileyle kendisiyle mesleği üzerine konuştuk.
MÜJDE IŞIL - Ecem Erkek’i Bursalı tiyatroseverler, televizyon seyircisinden daha önce keşfetti desek yanlış olmaz. Engin Alkan’ın yönettiği “Tersine Dünya” ve “Şark Dişçisi”ndeki nispeten kısa ama öne çıkan performansıyla parlamıştı zaten. Asıl hayran kitlesini ise “Güldür Güldür Show”daki tiplemeleriyle kazandı. Yarın da perdede ilk kez sinemaseverlerle buluşacak. “Müjdemi İsterim”in vizyon heyecanı sürerken biz de kendisine merak ettiğimiz konuları sorduk.
 
Oyunculuk kariyerinize tiyatroyla başladınız. Televizyon, tiyatro ile bağınızı nasıl etkiledi?
 
Tiyatro ile bağımı etkiledi. Çünkü beni tiyatrodan uzaklaştırdı. İstanbul’da yaşıyoruz ve para kazanmamız gerekiyor. O sebeple İstanbul’a geldiğimde öncelikle para kazanmam gerektiğini bildiğim için televizyonda olmayı mecburen tercih ettim. Bu sadece teknik olarak tiyatro ile aramdaki bağı uzaklaştırdı. Ama tiyatro ile her zaman bağım kuvvetli ve asla kopmayacak. Durumlar düzelince ben de tekrar tiyatroya döneceğim ve bu, çok az bir zaman sonra olacak.
 
Seyirci sizi “Güldür Güldür Show”un Naime’si olarak tanıdı. Televizyondaki roller genelde oyuncuyla bütünleşiyor. Bu durum, yeni projelerde farklı karakterleri canlandırmada oyuncu ve seyirci açısından dezavantaj yaratıyor mu sizce?
 
Tabii ki dezavantaj yaratıyor çünkü seyirciler izledikleri şeye çok inanıyorlar. Bu bir taraftan çok tatlı bir şey; “Derdimi anlatabilmişim ki insanlar beni bu tiple bağdaştırıyorlar” diyorsun. Ama bir taraftan da evet, dezavantaj. Farklı projede gördüğü zaman “Biz seni orada sevdik” gibi tepkiler veriyor. Evet ama benim de yeni bir şeyler yapmam lazım. Bu iş benim mesleğim. Ben sadece komedi oynayamam ya da sadece dram oynayamam, benim bir sürü şey yapmam lazım. Ben dram oynadığımda yine seyirci için yapmış oluyorum; komediyi de... Aslında hem kendim için hem seyirci için. Seyircinin bu konuda hayal gücünün kısıtlı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü sizi orada beğenip sevip sonra başka hiçbir şeye yakıştıramıyorlar. Ben bunun çok da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Hatta biraz bencilce bile buluyorum.
 
Sektörde sunulan fırsatlar ve yaratım süreci açısından cinsiyet temelli zorluklar yaşanıyor mu?
 
Kadın komedyenler, daha yeni yeni sahneye çıkmaya başladılar. “İşte bir kadın komedyen sahnede!” Güya duyarlı davranacağız diye bu ayrımın o kadar altını çiziyoruz ve büyütüyoruz ki çok daha fazla ortaya çıkıyor. Dolayısıyla hiç olmayacak zorluklarla da karşılaşabiliyor insanlar. Ben hiç zorlukla karşılaşmadım bu arada. Bu zorlukların cinsiyet ile ilgisi yok; anlattığınız hikâye ile ilgisi var. Öyle güzel, öyle iyi bir hikâye anlatırsınız ki insanlar kadın ya da erkek olmanıza değil, hikâyenize bakar. Aslolan anlattığınız hikâye.
 
Örnek aldığınız yahut mentor gözüyle baktığınız komedyenler, oyuncular kimler?
 
Ezelden beri çok büyük hayranı olduğum Perran Kutman’ı ilk sıraya koyarım. Daha sonra Adile Naşit, Ayşen Gruda, Devrim Yakut, Binnur Kaya; bunlar özellikle karakterlerini, meslekteki duruşlarını kendime örnek aldığım kişilerden diyebilirim.
 
“Müjdemi İsterim” vizyonda seyirciyle buluşan ilk sinema filminiz. Filmi ve filmdeki rolünüzü anlatır mısınız?
 
Bir aksiyon komedi filmi ve ben yazarlık hayali kuran Müjde’yi canlandırıyorum. Müjde çok cesur ve iyi bir kız. Aynı zamanda “İyilikten maraz doğar”ın bir örneği. İyilik yapmak isterken başına bir cinayet kalıyor. Yolu onun gibi iyi ve birazcık da saf, zengin bebesi Bulut ile kesişiyor. O cinayet Bulut’un da üstüne kalıyor. Filmde ikisinin cinayetten kurtulma çabalarını izleyeceğiz.
“Kadın-erkek ayrımından rahatsızım”
 
Geçmişten bugüne muhteşem kadın komedi sanatçılarımız var. Oysa ülkemizde mizah genelde erkek komedyenler üzerinden konuşuluyor. Bu durumu nasıl yorumluyor- sunuz?
 
Ben artık bunun da söylenmesi taraftarı değilim; kadın komedyen-erkek komedyen. Bunu konuştukça bu ayrım ortaya çıkıyor aslında. Evet, eskiden beri bildiğimiz bir hiyerarşi var komedi meselesinde ama artık öyle değil. Geçişin daha yumuşak olmasını istiyorum. Konuşuldukça bu konunun altı çiziliyor ve aslında ayrımı biz konuşanlar da yapmış oluyoruz. O yüzden “Şimdi kadın komedyenler biraz daha ortaya çıktı” cümlesini kurmak istemiyorum. Biz kadın komedi oyuncuları, erkek oyuncuların olduğu günden beri varız aslında, şimdi altı çizilmeye başladı. Her şeye duyar kastığımız bir döneme denk geldiği için muhtemelen bu kadar altı çiziliyor ve ben bundan çok rahatsızım.