Dünya kasasının hayal senetleri
İstanbul Karaköy’deki Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’nin üç odasına yayılan “Dünyaya Uzanmak” sergisi 11 Nisan’a dek açık. Özge Enginöz ile Gözde Mulla’nın eserlerini, Gamze Öztürk küratörlüğünde ‘dünya kasasının hayal senetleri’ misali bir araya getiren etkinlik daha odalara girmeden bir şeyler hep ‘Dışarıda Bir Yerde’ diyen LED ve kumaş üzeri akrilik eserle duygusal ikliminin ‘önsözünü’ izleyiciye ikram ediyor.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
İstanbul Karaköy’deki Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, tarihi koridorları ve özgün mimarisine gizli, ortak bir yaratıcılık sermayesi üzerinden, öteki ‘dünyaya uzanmak’ için ziyaretçilerine ilginç bir fırsat sunuyor. Galerinin üç odasına yayılan “Dünyaya Uzanmak” sergisi 11 Nisan’a dek açık. Özge Enginöz ile Gözde Mulla’nın eserlerini, Gamze Öztürk küratörlüğünde ‘dünya kasasının hayal senetleri’ misali bir araya getiren etkinlik daha odalara girmeden bir şeyler hep ‘Dışarıda Bir Yerde’ diyen LED ve kumaş üzeri akrilik eserle duygusal ikliminin ‘önsözünü’ izleyiciye ikram ediyor.
Melankolik bir aile evi manzarasının eski bir kamu çatısı, Türk Öğretmenler Bankası ışıklı kumbarasından hallice ‘hazır yapıt’ı ile kucaklaştığı, tarihsel kasa üzerine Türkçe ve İngilizce krokilerle ziyaretçiye refakate hazır sergide, sanatçılara ait 20’nin üzerinde eser, 2020-2025 tarih aralığı ve ses yerleştirmesinden, kâğıt üzerine karakaleme, arşivsel pigment baskıdan seramiğe, kitaptan alçıya uzanan bir üretim ve yorum çeşitliliği ile deneyimleniyor. Rene Magritte’den Marcel Broodthaers’a, oradan Louise Bourgeois ve Doris Salcedo’ya, pek çok beynelmilel yaratıcı zihne göz kırpan sergi bu bereketiyle neredeyse âdeta iki kalemi bitiştirmiş bir şiir kitabının da başkasına tanık edilmez, doğurgan ve biricik etkisini bünyesinde taşıyor.
Fotoğraf: Fatih Yılmaz
Jotun Türkiye, Massive Technics ve Same As Before’un dışında, sanatçı ikilinin, yakın çevresinden 50’ye yakın imzaya tek tek teşekkür ile var ettikleri “Dünyaya Uzanmak” sergisi, ziyaretçisinin üzerine çullanmayan, eserlerin birbirleriyle düşük tonda dertleşebildiği, imge takımyıldızlarıyla dolu bağımsız bir deneyim vadediyor.
Uyku - uyanıklık arası samimiyet ve mahremiyete sadık karakteri ile sanatçıların bireysel varlıklarını da galerilerde narin bir eser orkestrasyonu ile biçimlendiren “Dünyaya Uzanmak” sergisi “Ev”lerin, bitki mumyalarının, gizem koridorlarının özgür birer başıboşluk ile betimlendiği, “Ailenin Geometrisi”ni minyatür bir manifesto-kitap ile cisimleştiren kolajların koalisyonuyla yoğunluğunu katlıyor.
Özge Enginöz, “Ailenin Geometrisi”, 2022. “Anne”, “Baba”, “Çocuklar”. Fotoğraf: Fatih Yılmaz.
Bunun gibi “Ateş Taşıyıcıları”na duyarlık gözeten sergide, kibrit kutuları, yanıklar, is ve yırtıklar, galerinin ve galerinin anlattığı hikâyenin mahrem sessizliğini bile isteye incitir birer delil gibi teşhir ediliyor. Sanatçı ikili yine, modern Avrupa huzurunun siyah beyaz mimari şablon ve vesikalarından menkul “Rahatsızlık veren Şeyler Üzerine Seri Çalışmalar”ını da galerideki anlatıya katarak, izleyiciyi serginin tümünde etkisini gösteren bu ‘ayık rüyanın’ gönlü bol birer hissedarı kılıyor.
Özge Enginöz, “Ateş Taşıyıcıları”, 2022. Fotoğraf: Fatih Yılmaz.
Özge Enginöz, “Rahatsızlık Veren Şeyler Üzerine seri çalışmalar”, 2024. Fotoğraf: Fatih Yılmaz.
Çekimini, ziyaretçiye gerçeküstü mesafesine borçlu “Dünyaya Uzanmak” sergisi üzerine gri duvarlara asılı bırakılmış kırılgan kompozisyonlar, sanatçı ve küratörler tarafından sağlanan özgürlükleri vesilesiyle birbirlerine manyetizmaları sayesinde birbiri ile daha da kucaklaşıyor.
Sergi ayrıca yaratıcı ikili Enginöz ve Mulla’nın sanat ve mülkiyet duygusu üzerinden birbirleriyle müzakere ettiği kayda değer bir irtibat ve ‘kalıntı’ sahası olarak da kavramsal şekilde değerleniyor. Kavramsal metninde Marcus Vitruvius, Gaston Bachelard ve Georges Bataille’a selamların iletildiği serginin omuzladığı tevazu ve kuşku, havaya ince metallerle asılı yalın, yanık ve yaslı kompozisyonları daha da nadide ve görünür kılarken gerçeküstücülük ve emeğe nezaketin ikram ettiği yerleştirme, desen ve kolajlar sergide geçen yoğun vaktin tutkalında birbiriyle daha bir yekvücut hal alıyor.
İnsan, zaman ve mekân yakar topuna, ziyaretçiyi soğukkanlı bir dobralık içinde çeken sergide örneğin Gözde Mulla’nın yaklaşık 20’nin üzerindeki kâğıt üzeri karakalem “Mêkan Deneyimleri Serisi: Arada, Orada, Şurada, Burada” veya gölge ile ışıkların ürettiği soyut fotografik üçlemesi “An(dırış)” serisi de hep bu soyut dışavurumcu ambiyansa sadakat içinde hizmet ediyor.
Gözde Mulla, “Mekân Deneyimleri Serisi: Arada, Orada, Şurada, Burada”, 2025. Fotoğraf: Fatih Yılmaz.
Gözde Mulla, An(dırış) Serisi, 2013. Fotoğraf: Fatih Yılmaz.
Çok değerli bir yaratıcı düet ve duygusal münazara olarak kurgulanan sergide, “Ailenin Geometrisi” ayrıca Özge Enginöz tarafından bir heykel ve resimle de temsil ediliyor.
“Dünyaya Uzanmak” sergisi, hafızayı, mekânı, insanı ciddiye aldığı gibi tartıştığı ve geçici süreliğine sahiplendiği bu unsurlara sanatçılar üzerinden ikram ettiği düşsel, uçuşkan ve özgür tasarımla da, aslında her bir narin rüya sahnesinin ne kadar büyük, gürültülü ve dünyevi kalıntılardan arta kalabileceğini, ‘saçma’ ve ‘fani’ arasındaki sonsuz muhalefeti hatırlatan Kasa Galeri’nin de biricik deneyimiyle perçin perçin gösteriyor.
Bilgi: https://kasagaleri.sabanciuniv.edu/tr/
