Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Dijital sanat kendi sınırlarını çiziyor

Dijital sanat kendi sınırlarını çiziyor

Dijital sanat kendi sınırlarını çiziyor04 Aralık 2022 - 11:12
Dijital sanat yaygınlaştıkça kurumsallaşmaya da başlıyor. Dijital sanat teknolojisi platformu Blackdove’un Türkiye’ye merhaba sergisi yeni nesil sergileme biçimlerinden NFT hukukuna pek çok şeyi de gündeme taşıyor.
Seyhan Akıncı - Genellikle tarihin, geleneğin ve yerleşik güç yapılarının ağırlığıyla şekillenen sanat dünyasında NFT’ler bir anda sol yumruğu havada bir devrimci gibi algılandı pek çok kişi tarafından. Kapılarını öyle kolayca herkese açmayan sanat dünyasında duvarlara yer yoktu ve artık eseriniz ve siz kimselere ihtiyaç duymadan var olabilecektiniz. Gelenek hızla yeniyi kavradı yeni de sınırlar olmadan kolayca var olamayacağını... Hâl böyle olunca dijital sanat piyasası artık sınırları ve hukuku olan bir alan olarak tanımlanmaya başlandı. Kripto piyasasında yaşananlar pek çok kişiyi tedirgin etse de günümüz sanatçılarının on yıllar sonra ihtiyaç dahi duyacaklarının farkında olmadıkları kurumlar inşa ediliyor. Hatta Artnet bir “Yenilikçiler Listesi” yayınladı bile. Türkiye’ye yakın zamanda giriş yapan dijital sanat yönetimi görüntüleme ve çözümlerinde blok zinciri tabanlı bir sanat teknolojisi platformu olan ve 2014’te Miami’de kurulan Blackdove’u bu yenilikçiler arasında saymak mümkün.
 
Beş binden fazla eser
 
Blackdove, konaklama hizmetleri ile sanat galericiliğini aynı çatı altında buluşturan The Stay Boulevard ile yaptığı iş birliği neticesinde mekânda portföyünde bulundurduğu dijital sanatçıların eserlerinin sergilendiği “Blackdove’dan Türkiye’ye Merhaba” adlı sergiye imza attı. 9 Kasım’da açılan sergide Selay Karasu, Kaya Hacaloğlu, Ozan Özçelik, Lukas Bruhn, Maxim Zhestkov ve Ecem Dilan Köse’nin de aralarında olduğu dijital sanatçıların eserleri 31 Ocak 2023’e kadar The Stay Boulevard’da görülebilir. Sergiyi birlikte gezdiğimiz Blackdove Türkiye yöneticisi Kaan Gençsoy, platformlarının sanat için sanat yapanları ayrıştırmayı hedeflediğini belirtip şunları söylüyor: “Bir kürasyon süreciyle beraber sanatçıları platforma alıyoruz. Sanat için sanat yapan artistleri bir araya getirip sanatçılara ek gelir yaratırken sanata yatırım gözüyle bakan kullanıcılara da bir portföy sunuyoruz. Zaman içinde dijital sanat platformları arttı ve NFT teknolojisi eser üretenlere çok farklı kapılar açtı.”
 
Gençsoy, Blackdove’un en büyük amaçlarından birini platformunda bulunan Türk sanatçıların sayısını artırmak olarak açıklıyor. Platformda hâlihazırda 450’den fazla yerli ve yabancı sanatçı ve küratörlüğünü yaptığı beş binden fazla eser bulunuyor. Blackdove mobil uygulaması sanatseverlere bu eserleri şirketin uygulamasından üye olarak kiralayabilme veya satın alabilme imkânı sunuyor. Hayat dijitalleşirken sanatın bunun dışında kalması kaçınılmaz elbette. Diğer yandan çalınan NFT haberleri güvenlik kaygısını da beraberinde getiriyor. Gençsoy, kullanıcılarına internet ortamında olmayan soğuk cüzdanlar sayesinde güvenlik riskini minimize ettiklerini belirtiyor. NFT hukuku kavramından söz eden Gençsoy, burada henüz bir standardın oluşmadığının altını çiziyor.
 
“Erişilebilirliği artırmayı hedefliyoruz”
 
Duvarlarda hareketli görüntüler, renkler ve sürüp giden akış ilerleyen teknolojiyle ve gelecek kuşakların belki de her birinin kod yazabilmesiyle dileyenin üretebileceği eserler olarak da göze çarpıyor. Peki, bu durumda dijital sanat dünyasında kime sanatçı diyeceğiz? Kaan Gençsoy bu soruyu, “Dijital sanat konusunda yolun çok başındayız. Hukuku belirli değil henüz. Sergileme biçimlerinin standardı yok” sözleriyle yanıtlıyor. NFT’lerin köklü galerileri ortadan kaldırmadığı, yeni nesil galeriler ortaya çıkardığı Blackdove ve benzer girişimlerle kanıtlanmış durumda. Gençsoy, “Geleneksel müzelerin, galerilerin dijital sanatı kabulü daha büyük kitlelerin dijital sanatı benimsemesine sebebiyet verdi” diyor. Gençsoy’a Refik Anadol’la söyleşimizde Anadol’un “Yenilik her zaman rahatsızlık verir” sözünü anımsatıp “Siz de bu algıyı mı kırmaya çalışıyorsunuz?” diyorum. “Rahatsızlığı kırmanın ötesinde dijital sanata erişilebilirliği artırmayı hedefliyoruz. Ne kadar çok insana ulaşırsak bu rahatsızlık o kadar çabuk geçecektir” diye yanıtlıyor.