Büyük resim hoca-öğrenci ilişkisini anlatıyor
02 Haziran 2021 - 09:06
Seray Şahinler
Haziran itibariyle başlayan kontrollü normalleşmeyle sanat dünyasında da hareketlenme bekleniyor; arzulanıyor. Çağdaş sanat fuarları başladı, sergiler, galeriler ziyarete açılıyor. Pandemi süresince gerek fiziki gerek dijital koleksiyonlarıyla izleyiciyle bağını koparmayan Sabancı Müzesi, yeni sergisini sanatseverlerle buluşturdu. “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Ressam Hocaların Ressam Öğrencileri” adlı sergide müze koleksiyonundan 115 eser bir araya geliyor.
Kuşaklararası “çok yönlü” okuma
Türkiye’de resim sanatının tarihsel yolculuğunun izlenebileceği sergide Hoca Ali Rıza, Halife Abdülmecid Efendi, Hüseyin Zekâi Paşa, Ayvazovski, Şevket Dağ, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, İbrahim Çallı, Nazmi Ziya Güran’ın yanı sıra öncü kadın sanatçılardan Mihri Hanım’ın aralarında olduğu isimler buluşuyor. Resim ve sanat tarihinin mihenk taşlarından kabul edeceğimiz bu isimlerin birlikteliği ise “hoca-öğrenci” ilişkisi üzerinden ele alınıyor. Kronolojik bir düzende hazırlanan sergi, kuşaklararası etkileşimin sanata nasıl yansıdığı, öğrencilerin hocalarından nasıl ilham aldığı yahut esinlendiği soruları üzerinden ilerleyerek ayrıntılı bir resim okuması sunuyor. Tanzimat’tan başlayarak Sanayi-i Nefise Mektebi’ne, 1914 kuşağına, yurt dışında sanat eğitimi alan ressamlardan nü çalışmalara uzanan seçki, resim sanatı üzerinden ülkenin toplumsal, sosyal ve ekonomik dönüşümünü izleme olanağı da veriyor. “Hoca Ali Rıza-Nazmi Ziya”, “Zonaro-Mihri Müşfik”, “Şevket Dağ-Namık İsmail”, “Namık İsmail-Hale Asaf”, “İbrahim Çallı-Elif Naci”gibi “hoca-öğrenci”arasındaki etkileşimle ilerleyen bu “takip” aynı zamanda Türk sanat tarihinin geçtiği aşamaları anlatan birer kesit değerinde.
Sanat tarihinde yeterince sorgulanmadı
Müze Müdürü Dr. Nazan Ölçer, usta-çırak, hoca-öğrenci ilişkisinin sanat tarihinde yeterince sorgulanmadığına dikkat çekiyor. Bu ilişkinin irdelenmesi gerektiğini belirten Ölçer, “Usta-çırak ilişkisi Ortaçağ’dan beri sorgulanması gereken sanat dünyasının en sorunlu tavrıdır. Bir hoca öğrencisine ne verir; bir dünya bakışı verir, dünyada bakacağı yeri önerebilir. Hocanın tavrı öğrencisini de biçimlendirir; bazen isyankâr öğrenci farklı sorular sorar ve bambaşka bir yol seçer. Elbette hocasına öykünerek onun gibi resim yapmaya çalışanlar da vardır. Biz sanat tarihinde hoca-öğrenci ilişkisinin yeterince sorgulanmadığını düşünüyoruz. Sanat tarihinin bu irdelemeyi yapması çok önemli. Bu ilişkiyi pentüründen tavrına, seçtiği konulardan dünyaya bakışına kadar incelemek gerekiyor” diyor.