Bursa’da zaman Sanat Çalıştayı 2025 için aktı
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Hayata Geçirdiği Bursa Sanat Çalıştayı 2025, 4-12 Şubat tarihleri arasında Mehmet Âkif Ersoy Kültürevi’nde gerçekleşti. Birbirinden değerli sanatçıları bir araya getirerek sanat öğrencileri ve sanatseverleri farklı etkinliklerde buluşturan Bursa Sanat Çalıştayı, 13 Şubat’ta açılan sergiyle son buldu. Bursa Sanat Çalıştayı 2025 Sergisi, Tayyare Kültür Merkezi’nde 20 Nisan’a kadar açık kalacak. 
Dilek Atlı / Bursa
Sanatçıların özgün üretimlerini desteklemek, karşılaşmalar için zemin hazırlayarak kentin sanatsal dinamiklerini harekete geçirmek ve Bursa’nın sanat dünyasındaki konumunu güçlendirmek amacıyla düzenlenen Bursa Sanat Çalıştayı 2025’in danışmanlığını Meryem Uzunoğlu ve Sultan Karakuş yaptı.
Çalıştayda; Serdar Acar, Ahu Akgün, Deniz Aktaş, Cansu Çakar, Gülşah Çalhan, Arda Diben, Yunus Emre Erdoğan, Barış Gençler, Seydi Murat Koç, İrfan Önürmen, Sezin Türkkaya, Derya Ülker, Burcu Yağcıoğlu, Eda Yıldız gibi farklı şehirlerde yaşayan sanatçılar yer aldı. Mekân üzerine düşünen, kentsel çevreyi sorunsallaştıran, kentsel dönüşümün insan ve doğa üzerindeki etkilerini irdeleyen konular üzerine hafta boyunca çalışan sanatçılar, bu sürede oluşturdukları eserlerini 13 Şubat’ta Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sergide görücüye çıkardılar. Katılımcı sanatçıların kent ve mekân sorunlarına çalışmalarıyla getirdikleri yorumlardan oluşan sergi, 20 Nisan’a kadar izlenime açık kalacak.
Genç sanatçılara tam destek
Genç sanatçıların desteklenmesi ve sanatsal üretimin teşvik edilmesi için çalıştay ekibinde yer alarak katılımcı sanatçılarla bir arada olma şansı yakalayan Bursa Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ve Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, Bursa Sanat Çalıştayı 2025 boyunca kenti sanatçılar ile gezdi, düzenlenen atölyelere ve söyleşilere katıldılar.
Öte yandan Bursa Sanat Çalıştayı 2025’e katılan sanatçılar, çalıştayı ve sergiyi şu sözlerle değerlendirdiler:
Derya Ülker: “Bir arada olmak iyi hissettiriyor”
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde öğretim üyesiyim. Büyük mekân, küçük ve çoklu figürler çalışarak kalabalıkların resmini yapmayı tercih ediyorum. Bazen toplumsal hareketlerden ilham alıyorum. İmge dağarcığında toplumsal alanda ne varsa ilgi alanıma giriyor. Gazeteler, eski fotoğraflar ya da tepeden çekilmiş fotoğraflar, kalabalık kent görüntülerinden etkileniyorum. Renk ve imgeler de mekânlarda dikkatimi çekiyor. Mimari resmin problemi olabiliyor. Çalıştayda ise kente ve paylaşıma açık bir süreçti. Vizyoner bir çalıştaydı ve çok güzel ağırlandık. Kenti, mimariyi ve simetrileri keşfettim. Bunları da çalıştayda ele aldığım çalışmamın kompozisyonunu oluşturdum. Sergide de bu çalışmam yer alıyor. Sanatçılarla ve öğrencilerle bir arada olmak iyi hissettiriyor. Kente katkısı iletişimin güçlenmesi ve bunun sanat ile etkileşime dönüşmesi açısından son derece büyük.
Sezin Türk Kaya: Kente birlikte yeniden bakıyoruz
Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü Öğretim Üyesiyim ve 2012 yılından beri Bursa’da yaşıyor ve sanat hayatımı sürdürüyorum. Atölyemde bireysel özgün baskı işleri yapıyorum. Çalıştay boyunca bize ayrılmış masalarımızda özgün baskı tasarımımı çalıştım ve sergiye hazırladım. Sanatseverlerle sergide buluştuk. Burada sanat öğrencileri ile birlikte bir atölye çalışmam oldu. Çalıştay sayesinde kente hep birlikte yeniden bakıyoruz. Kolografi tekniğiyle kolajlar oluşturduk. Sürdürülebilir bir teknik olması bakımından değerli bir yöntem. Zararlı olmayan kimyasal ve boyaları tercih ediyorum. Ben de kentsel mimari üzerinden çıkarsamalar yaparak çalışmalarımı uyguluyorum. Klimalar, ipteki çamaşırlar gibi konuları ele almayı seviyorum. Sergide de bu çalışmamı izlemeye çıkardım.
Arda Diben: “Çalışmamda kent ve sanayi iç içeliğini irdeliyorum”
Bir hafta boyunca süren çalıştaya ilginin çok iştahlı oluşu beni çok etkiledi. Ben, Kocaelili bir sanatçı olarak aynı tutkulu organizasyonu kendi şehrim için de diliyorum. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu bir sanatçı olarak çalışmalarımı Kocaeli’nde sürdürsem de İstanbul’daki sanat organizasyonları ve galerilerde yer alıyorum. Kent ve sanayinin iç içe geçerek yoğunlaşması ve yaşam alanlarının daralması üzerine kafa yoran bir çalışmamla sergide yer alıyorum. Bu sorun ile hesaplaşmayı, çalıştay boyunca kendi çalışmalarına yoğunlaşan diğer sanatçı arkadaşlarımın da yorumlamasına tanıklık ettim.
Yunus Emre Erdoğan: “Çalıştayın gençlere katkısını önemsiyorum”
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü tamamlamış, çalışmalarımı İstanbul’da sürdürüyorum. 1 yıldır da Bursa’da yaşıyorum. Çalıştay boyunca gerçekleşecek faaliyetler için katılımcı sanatçılardan görüş alınarak akış belirlenmesi ve mekân ile malzeme desteğinin sağlanması beni memnun etti. Burada sanatçı arkadaşlarımla bir araya gelmenin yanı sıra sanat öğrencileri ve sanat takipçileriyle de buluşmak mutluluk veriyor. Kent ve sanat izleyicilerine katkısı olan bir sanat çalıştayı oldu. Beni ilgilendiren kısım akademide çalışan öğrencilere katkısı, sanatseverlere ise sergi ile katkı sağlaması. Tanımadığım öğrenci arkadaşlara bir şeyler katmak beni memnun ediyor ve daha önem taşıyor.
İrfan Önürmen: “Bursa’ya böyle dönmek güzel hissettiriyor”
Yıllar sonra Bursa için sanat çalışmanın mutluluğunu hissediyorum. 1981 yılında Bursa’dan ayrılıp İstanbul’a giderek sanat faaliyetlerimi orada sürdürmüştüm. Bir Bursalı olarak kentteki sanat yaşamının güçlendirmesi ve buraya katılım daveti beni çok sevindim. Portfolyo değerlendirmesinde bulundum. Sergi için de Bursa’dan aldığım ilhamla bir çalışma hazırladım. Kenti konu aldığımız bu çalıştayda şehri gezme şansımız da oldu. Örneğin Ulu Cami’nin hat eserleri beni çok etkiledi. Diğer taraftan Bursa’da da gördüğüm eski dokuların yok olması ise tüm şehirlerin problemi ne yazık ki.
Perde adını verdiğim çalışmam sergide yerini aldı. Uzun süredir kül üzerine boyamalar yapıyordum. Gölgeyi kullandığım bir seri işim vardı. Gölgeler, giderek Karagöz Hacivat gölge oyunlarıyla birleşti. Günümüz figürlerini kullanarak çağdaş bir yorumunu elde ettim. Ayrıca Ulu Cami’nin hat eserlerinden de etkilendim. Siyah beyaz etkisini seviyorum hat sanatının. Bu eserimde Elif harfini kullandım. Diğer yandan bu eser farklı dizilimlerle anlamından uzaklaşmadan farklı versiyon kullanımını da sağlıyor.
