Sadece İstanbul’un değil aynı zamanda dünyanın en önemli müzelerinden biri kabul edilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde uzun süredir devam eden restorasyon, konservasyon ve teşhir çalışmalarının tamamlanmasının ardından beş yeni salon ziyarete açıldı. 2012’den bugüne Klasik Müze’de devam eden çalışmaların tamamlanmasıyla müzenin yenilenen bölümleri görülebiliyor.

Arkeofili’nin aktardığına göre 2012'de müzenin depreme karşı güçlendirilmesi için başlayan çalışmalar tamamlandı. Güçlendirme çalışmalarının ardından müzede teşhir ve tenzih süreci başladı. Tüm hazırlıkların tamamlanmasıyla beş yeni sergi salonu tarih meraklılarının hizmetine sunuldu.

Müze deneyimi ön planda

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanan beş yeni sergi salonunda, yaklaşık beş bin eser sergileniyor. Yeni açılan bölümde heykeltıraşlık tarihinin gelişimine ışık tutulurken kronolojik bir sırayla hazırlanan bölümde Helenistik Dönem'den M.S. 5. yüzyıla uzanan eserlerin yer aldığı sergi görülebilir. Sekiz yıl süren kapsamlı güçlendirme ve restorasyon çalışmalarının ardından kapılarını ziyaretçilere açan müzede "İskender Lahdi" ile "Ağlayan Kadınlar Lahdi"nin de aralarında olduğu önemli eserler bulunuyor. Diğer yandan her sergi salonunda belirlenmiş temalara uygun bilimsel arkeolojik verilerle hazırlanan panolarla ziyaretçilerin arkeoloji ve müze deneyiminin artırılması hedefleniyor. Yeni bölümlerde çocukların arkeolojiye merakını artıracak deneysel ve eğitici bir takım çalışmalara da yer verilmiş. Resmi açılışı henüz yapılmayan yeni salonları müzenin açık olduğu saatlerde gezilebilir. 

Osman Hamdi’den dünyaya armağan

İstanbul Arkeoloji Müzeleri binası 1891’de arkeolog, ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından inşa edildi. Osman Hamdi tarafından yapımına başlanan ana ve ek olarak iki ayrı binanın oluşturduğu Arkeoloji Müzesi’nin dış cephesi Alexadre Vallaury tarafından, “İskender Lahdi” ile “Ağlayan Kadınlar Lahitleri”nden esinlenerek yapılmıştı.