Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » ‘Başarılı olma içgüdüsü beni harekete geçiriyor’

‘Başarılı olma içgüdüsü beni harekete geçiriyor’

‘Başarılı olma içgüdüsü beni harekete geçiriyor’16 Temmuz 2022 - 09:07
Hüzünlerimize şarkılarıyla yoldaş olan Emre Aydın: “Zaman içerisinde dinlediğim müzikler ve bakış açım değişse de bir hedef koymak ve o hedefe ulaşmaya çalışmak beni motive eden temel şey. Dönem dönem sert şarkılar dinleyebiliyorum, bu da müziğime yansıyor”.

Melisa Vardal 

 

Duygularımızı notalara döken Emre Aydın her ayrılıkta her hüzünde yanı başımızda kalır, bize eşlik eder; kimi zaman onunla “Git” diye sitem eder, sonra sitemin dozunu arttırır “Unut gittiğin bir yerde” diye haykırırız. “Bu kez anladım” sözleriyle kabulleniş sürecine girer ardından da “Hoşçakal” diye sesleniriz biten her hikâyenin ardından… Yıllar geçse de değişmez acının Aydın’la olan ilişkisi. Afilli bir yalnızlık kalır geride, “Beni biraz böyle hatırla” diye seslendikten sonra takvimler geçer ve “Tam dört yıl olmuş dün” diye sayıklanırız bir yerlerde, kafamıza dank eder bir “Eyvah” çekeriz ve bu kez anlarız… Sanatçının her şarkısı aynı ya da farklı hikâyelerin bileşeni gibi, onunla çıktıysan bu yola her daim yanındadır Emre Aydın… Bu akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda İstanbullu hayranlarıyla buluşacak Emre Aydın’la konser öncesi biraz sohbet ettik.

 

İki hafta önce “Kırlangıç”ı yayınladınız ve çokça ilgi çekti, Emre Aydın bu ilgiyi dinç tutmayı nasıl başarıyor?

 

Teşekkürler. Beğendiğim ve severek söylediğim şarkıları iyi bir şekilde düzenletip sunmaya gayret ediyorum. İstikrarlı olmaya ve gerçekten arkasında durabileceğim işleri dinleyiciye sunmaya çalışıyorum. Doğru şarkıyı doğru zamanda dinleyici ile buluşturmak da önemli fakat bazen “Kırlangıç” gibi çok beğenerek söylediğim şarkılar söz konusu olduğunda doğru zaman unsurunu çok önemsemediğim de olabiliyor. Yani aslında “Kırlangıç”, yaza çok da uygun bir şarkı değil ve çıkarırken tereddüt yaşadık ama sonuç bizi fazlasıyla mutlu etti.

 

6. Cadde grubundan bu yana çizginizi hiç bozmadınız ve sesinizdeki o hüzün ile hayranlarınızı kendinize bağladınız. Bu 20 yıllık süreç boyunca neler değişti müzikal hayatınızda, hangi motivasyonla yola çıkmıştınız şimdi nasıl devam ediyorsunuz?

 

Sanıyorum başarılı olma içgüdüsü beni harekete geçiriyor. Zaman içerisinde dinlediğim müzikler ve bakış açım değişse de bir hedef koymak ve o hedefe ulaşmaya çalışmak beni motive eden temel şey. Dönem dönem daha sert şarkılar dinleyebiliyorum, bu da müziğime yansıyor. Dönem dönem daha sakin hatta daha durgun şeyler seviyorum bu da beni böyle bu tip şarkılar yazmaya sevk ediyor. Fakat temelde değişmeyen şey dinleyiciye her zaman iyi şarkılar sunmaya çalışıyor olmam. Yeni şarkılar yazmanın da kendi içinde her zaman çok heyecanlı ve dinamik bir süreç olduğunu düşünüyorum. Çünkü her ne kadar yazan siz olsanız da ortaya neyin çıkacağından hiçbir zaman emin olamıyorsunuz ve bu çok heyecan verici. Dinleyiciden gelen olumlu tepkiler de motivasyonumun temel kaynağı sayılabilir elbette bütün bunlara ek olarak.

 

Verdiğiniz kısa bir aradan sonra yeniden dolu dolu bir programla döndünüz. Bu tempoyu kaldırmanızın formülü müziğe olan tutkunuz mu?

 

Hem müziğe olan tutkum hem de dinleyicilerimden gelen olumlu tepkiler beni motive eden en önemli iki neden. Konser vermek hem çok keyifli hem de çok yorucu. Hatta bazı dönemler konser yoğunluğu sizi fazlasıyla yorabiliyor ve yeni şarkılar yazmanıza bir süre engel olabiliyor. Ama müzik kendi içerisinde çok dinamik bir olgu ve her zaman sürprizlere açık. Dolayısıyla bu tutku size illa ki zaman ile enerji buldurtuyor ve yolunuza devam etmenizi sağlıyor.

 

‘Hoşçakal’ın yeri ayrı! Müzikal hayatınız boyunca ürettiğiniz projeler arasında sizi en mutlu eden ya da hikâyesini en çok beğendiğiniz şarkı hangisi?

 

Aslında bu sorunun net bir cevabı yok ama aklıma ilk “Hoşçakal” geldi. Daha sonra diğer şarkıları haksızlık olmaz mı, diye düşündüm. “Hoşçakal”, birinci albümü bitirdiğim andan itibaren, daha doğrusu kayıtlarını değil de şarkıları yazmayı bitirdiğim andan itibaren tasarlamaya başladım ve çok uzun süre üzerine düşündüğüm bir şarkı oldu. Yani temel kanının aksine birden yazılmadı. Hem yazılması hem de düzenlenmesi çok uzun sürdü ve aslında bu kadar uzun süren bir şarkıyı ilk kez dinleyici ile buluşturmuş oldum ve benim için de bir ilkti. Ve sanıyorum en büyük hitim oldu. Ayrıca hem müzikal dilini hem de derdini anlatma biçimini çok beğendiğim bir şarkıdır. Stockholm’de Mats Valentin ile kaydetmiştik; hâlâ büyük bir keyifle çalarım ve çok içime sinen bir şarkı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

 

 

Etiketler: Emre Aydın