Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Bankalar Caddesi’nde 'Sosyalizme Tercüme'

Bankalar Caddesi’nde 'Sosyalizme Tercüme'

Bankalar Caddesi’nde 'Sosyalizme Tercüme'31 Ekim 2024 - 01:10
Salt Galata’da şubat ayına dek ücretsiz izlenen “Sosyalizme Tercüme” sergisi, eski Yugoslavya coğrafyasında sosyalizm ve anadilde ifade özgürlüğü mücadelesi veren Makedonya ve Kosova Türkleri’ne selâm veriyor. Yaklaşık yüz yıllık arşiv ve güncel sanat yorumlarını Lumbhardi Vakfı katkılarıyla kapsayan detaylı sergi, kurumun eksi birinci katındaki MasterCard Sergi Mekânı’nda video, yerleştirme ve özgün arşiv ürünlerini yan yana getiriyor.
EVRİM ALTUĞ 
evrimaltug@gmail.com
 
Osmanlı İmparatorluğu ve 101. yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti’nin kapital adresi Bankalar Caddesi’nde yer alan 11 numaralı tarihi binada Garanti BBVA katkıları ile hizmet veren Salt Galata, 23 Şubat’a kadar yer alan yeni sergisiyle eski Yugoslavya’da özellikle Kosova ve Makedonya odağında Türkçe konuşan kesimlerin sosyal, eğitsel ve kültürel hafızasını gün ışığına çıkarıyor. Kurumun eksi birinci katında, Osmanlı Bankası Arşivi’ne komşu MasterCard sergi alanında izlenen “Sosyalizme Tercüme”, Salt ve Lumbardhi Vakfı işbirliğinde düzenleniyor. 
 
 
Esasen Lumbhardi Sineması’nı Koruma İnisiyatifi’nin taleplerini karşılamak adına, DokuFest, EC Ma Ndryshe ve Prizren'deki Kültürel Organizasyonlar Ağı temsilcileri tarafından Nisan 2015’te kurulan Vakıf, “Demokratik bir kamusal alan için kritik bir araç olarak, kültür için sürdürülebilir koşullar yaratmaya” çalışıyor. 
 
Prizren’deki film gösterimleri, konserler,  performanslar, sergiler, konferanslar ve farklı toplumsal buluşma biçimlerine ev sahipliği yapan eski sinema, Lumbardhi Vakfı yönetiminde, kuruluş ve 150'den fazla diğer kullanıcı tarafından üretilen 700'den fazla etkinlikle, Kosova'nın da en sık ziyaret edilen kültürel miras alanlarından biri. Eski sinema yapısının restorasyon ve uyarlanabilir geri dönüşüm projesi ise, yaklaşık son üç yıldır devam ediyor. 
 
Güncel sanatın arşivle flörtü
 
“Sosyalizme Tercüme” sergisi, takvimini eski Yugoslavya Krallığı’nda baskı gören Müslüman halktan belli bir kesimin, kurtuluşu sol eğilimli fikirlerde aradığı 1920 senesine ayarlıyor. Özel arşivler ile halk kütüphanelerinden tarihi belgelerin başrolü üstlendikleri sergide, 1980’lerin sonuna kadar izleyiciye türlü yayın, propaganda ve grafik tasarım örnekleri eşlik ediyor. Sergideki bu kültürel, siyasal ve basın - yayın çıkışlı deliller, Mustafa Emin Büyükcoşkun, Yane Calovski, Hana Miletic, Ahmet Öğüt, Fevzi Tüfekçi ve Dilek Winchester’ın güncel sanat örnekleriyle karşılıklı yorum ve iletişime açık hale geliyor. 
 
Sergi ironik biçimde Salt Galata girişindeki mermer cephe üzerine nakşedilen Latince Martialis özdeyişi (çevirebildiğimiz kadarıyla naçizane) “Dostlarınıza Kalenin Dışında Verilendir, Tek Zenginliğiniz” ile flört ediyor. Zira aynı cephede, başlangıç - bitiş tarihleri ile eksi birinci katta ziyaretçileri adeta bir (kanıt) kabre yönlendirircesine, 1920’de yayımlanmaya başlamış Üsküp çıkışlı “Sosyalist Fecri” gazetesinin eski Türkçe logosu ile ilân olunan etkinlik kendi çapında “Enternasyonalizm ile dayanışma temelli bir ulusal bilincin inşasını araştırıyor.” 
 
 
Rodçenko ve Tatlin’e saygı duruşu
 
Buluntu periyodik yayınlardan grafik kolaj ile cımbızlanan nice manşet, şiir ve manifestonun uçuştuğu tasarımıyla serginin koordinatörlüğünü Sezin Romi üstleniyor. Etkinlik, Emirhan Altuner’in sergi tasarımı ve prodüksiyonu özelinde tecrübe edilen üç boyutlu bir bulmaca gibi deneyimlenirken, akla sanat tarihinin kızıl boya tüpleri, Sovyet Konstrüktivist Aleksander Rodçenko ile Vladimir Tatlin’i de getiriyor. Sergi, izleyenleri Ahmet Öğüt’ün Türkiye zeminine ilk kez serdiği 2019 tarihli optik-sanat ve Komünist propaganda göndermeli halı kompozisyonu ile karşılıyor. Sanatçının  “Başka Bir Tarih: İştirakçi Hilmi Bey ve Kadın Hakları Savunucusu Nuriye Hanım” isimli yapıtı, sergi iç tasarımı için de bir nevî önsöz vazifesi üstlenirken, geç Osmanlı, erken dönem Cumhuriyet tarihinin Sosyalizm ile Feminizm hafızasına saygı duruşunda bulunuyor. İkilinin önünde durdukları geleneksel kahvedanlık sehpa üzerine konuşlandırılmış Ortadoğu ile Avrupa haritası da, serginin kavramsal hava durumu adına çok şey ima ediyor.
 
 
 
Bu haritanın da vadettiği gibi “Sosyalizme Tercüme”, adına ‘bugün’ denen estetik yıkıntı altında kalmış nice kıymetli düzen ile ütopya ve distopya önermelerine sinen nice nasihati, izleyenlerin empati, gözlem, hafıza ve sabrına emanet ediyor. Etkinlik, tarihi boyu sürekli el değiştirmiş iktidar ve yönetim şekilleri üzerinden dönüşüm geçirmiş, uzun dönem Osmanlı egemenliğinde de kalmış eski Yugoslavya coğrafyasının çok dilli, dinli ve siyasî tercihli hafızasını geri çağırıyor. 
 
Programında Merve Elveren’in imzasının yer aldığı serginin araştırma biriminde Sezgin Boynik ile Tevfik Rada emekleriyle ve titizlikleriyle başı çekiyor. Üç boyutlu bir ‘fanzin’ gibi deneyimlenen sergi bir bakıma, gerek bugünkü (sallanan) Avrupa, gerek dört yanı yangın içindeki asırlık Türkiye Cumhuriyeti ve gerekse İsrail’in BM tanımaz bölgesel ‘devlet terörü’ altındaki Lübnan, Filistin ve hatta bir zamanların Doğu Almanya Demokratik Cumhuriyeti (DDR)  gibi nice kültürlü bünyeleri düşündürmesi ile yakıcı metaforlardan bir demet esinti de saçıyor. 
 
 
Tarihsel sosyalist yayında feministlere övgü
 
Makedonya - Üsküplü Sosyalist eylemci, siyasi önder ve yazar Kemal Seyfullah’ın yeşil kırmızı siyah ve beyaz grafik posterini ahşap panellere asan, 1960’lardan orijinal kitaplarını çok dilli baskılarıyla teşhir eden sergi,  arşivi sokaklaştırırken, sokaktaki arşiv duygusuna da ‘Gezi’ parkı lezzetiyle göz kırpıyor.  Bunun gibi, Makedonya Halk Cephesi Yayın Organı ‘Birlik’e de manşet örnekleriyle göndermede bulunan “Sosyalizme Tercüme”, izleyicilere ‘Ferece ve peçe taşınmasını yasak eden kanun’u hatırlatırken 1944-1953 aralıklı Makedonya “Anti Faşist Kadınlar Cephesi”ne saygı duruşunda bulunmayı ihmal etmiyor. 
 
 
Sanatçı Hana Miletic’in 2019 tarihli “RAD” isimli eseriyle, Hırvatistan’da bulunan “Rejenerasyon Tekstil Fabrikası”na atıfta bulunduğu sergi ayrıca, Kosova ve Makedonya Türkleri’nce Üsküp Birlik Yayınları tarafından 1970’lerin başında çıkarılmış “Zamandışı İçdüşlemeler” ve “Sözgen” (Suat Engüllü) ile Engüllü’nün bu kitaplarında yer bulmuş grafik, göstergebilimsel ve sanat tarihsel soyutlamaları da yaratıcı birer eylem - poster halinde mekâna serpiyor. Bu koşullarda Boynik ile Rada’nın araştırmalarıyla sergide büyüteçlediği çok ilginç bir bölüm de serginin “Dil Köşesi”yle vücut buluyor. 
 
Sergiden alıntıyla aktarmak gerekirse Latin harfleriyle yazılan modern Türkçe, Yugoslavya’da ilk kez Halk Kurtuluş Savaşı sırasında Birlik gazetesi tarafından kullanılıyor. Bölgedeki Türkçe konuşan topluluğun basın, eğitim ve diğer devlet kurumlarında kullandığı resmî dil, Türkiye Türkçesine dayanıyor. Sosyalist bağlama özgü kelime ve terimler ise, Sırp-Hırvatça’dan ‘öyküntü’ yöntemiyle ödünç alınıyor. Öyküntü, başka bir dilden bire bir çevrilen, kelime sırası veya yapısı değiştirilmeden aktarılan kelime ya da ifade olarak tabir ediliyor. Sergide bu kelimelere örnekler arasında,  “Akak” (Mecra), “Bakman” (Müfettiş), “Konvertabil” (Değiştirilebilir), “Mal Evi” (Alışveriş Merkezi), “Seç-Al Dükkânı” (Süpermarket) ile “İşçi İnsanlar” (İşçiler) sayılabiliyor. 
 
 
“Sosyalizme Tercüme” yolunda Salt Galata’da sergilenen öteki nadide parçalar arasında, Kosova - Prizren’de basılmış Nâzım Hikmet şiir kitapları da, Priştine’de basılmış Türkçe ideolojik yayınlar da gözden kaçmıyor. Sergi bu yönüyle, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde (SSCB) oyunları yasaklanmış, Türkiye’deki tutsak yılları bölge Türk halkıyla kampanyalar yürütülerek protesto edilmiş vatan şairi Hikmet’i konu alan eleştiri yazılarını da bu parantezle gündeme taşıyor. 
 
 
Kibrit kutularına kadar inen sosyalizm
 
Etkinlikte bununla beraber, yaklaşık bir asırlık döneme ait tarihsel sol içerikli flamalara, şiirlere, eski yıldönümü kibrit kutusu tasarımları, serigrafi ve logo örneklerine de yer veriliyor. Müslüman Sol Hareket’in okulu “Büyük Medrese”yi de yâd eden sergi, bu görsel iklimde, güncel sanatçı Dilek Winchester imzası ile Arnavut milliyetçi, yayıncı, yazar ve gazeteci Şemsettin Sami’nin geç 1800’lerde önerdiği ve günümüze bir hayalet dil misali ulaşmış tarihi “İstanbul Alfabesi”ni de “Terkedilmiş Harfler” adlı eserde, ilk kez izleyiciyle bölüşüyor.
 
Yine, Sevinç Yayınları’nın bastığı Türkçe okuma kitapları, dönemin Türkçe siyah-beyaz kültür ve siyaset programlarının video kayıtları, el yazısı şiirler, desenler ve şiir örnekleriyle bezeli “Sosyalizme Tercüme” sergisi, içerdiği flamalardan birinde de okuduğumuz gibi, izleyenlerine “İnşallah Sosyalizm Gelecek” mesajı verirken, bunun ‘salt’ Bankalar Caddesi üzerindeki bir Banka destekli kültür, sanat ve araştırma adresinin Mastercard sergi mekânında, 2025 arifesinde, böyle bir dünya ‘düzen’inde ne düzeyde müsait olup olamayacağını hepimize bıyık altından sorgulatmakta hayli başarılı oluyor. Zira “Sosyalist Fecri”nin 1920’deki çağrısı bugün de umudunu ve geçerliliğini korumuş gibi görünüyor: “Ey Müslüman işçi, esnafı, fukarası, şimdiye kadar lisanının bir tercümanı olmadığı için her şeye boyun eğdin. Artık söyle, dilin serbesttir.” 
 
 
 
Bilgi: saltonline.org 
 
Hacı Ömer Lütfü Paçariz’in (1870-1928) kaleminden:
“Mev’iza: Çiftçi ve İşçi Kardaşlarıma”
(Eski Türkçeden çeviri)
 
Sosyalist fecri tulû etti bugün
Yapsın esnaf, amele, çiftçi düğün
 
Taze can verdi bu cism-i vatana
Nur-i Hak doğdu bakın şulesine
 
Milletin düşmanıdır istilâ
Kurtaran oldu bu fikri vâlâ
 
İhtiras olmazsa bizde bi’l-farz
Herkesi beslemeğe kâfi bu arz
 
İhtiras fikri ile doğdu bu harp
Bak harap oldu bugün şark ile garp
 
Uzadı darbesi birçok seneler
Harb-i menhüs neler etti neler
 
Oldu milyonlara balig telefat
Kız, çocuk açlık ile etti vefat
 
Hanümansız cefâ oldu tifüs
Bu belâ üzre belâ oldu tifüs
 
Ne felâketle geçerdi günümüz
Kalmadı yapmağa ekmek unumuz
 
Yiyecek yok, giyecek yok, yakacak
Başa yok hem yeni bir fes takacak
 
Ne da dehşetli idi bu harb-ı cihan
Kıldı ma’mureleri hep viran
 
Konacak üstüne baykuşla gurâb
Oldu birçok düvelin tahtı harab
 
(...)
 
Bitti harb sandı cihan sulh olacak
Beşeriyet biraz olsun gülecek
 
Fransa’da sulh masası kondu fakat
Yaptığı işleri hep çıktı sakat
 
Milletin yok saracak yaresini
Konferanslar bulamaz çaresini 
 
On dört maddeydi çıkardı Vilson
Meclise eyledi teklif en son
 
Vilson’un reddedülüp teklifi
Bozulup gitti cihanın keyfi
 
Verdi gam sulh-i cihan harbi gibi 
Çünkü her milletin olmaz talebi
 
Uzayormuş uzayor sulh masası
Lordların boş değil altın kasası
 
Konferanslarla cihan aldandı
Hak ile sulh olacaktır sandı
 
Avrupa kavmiyeti tanımıştır
Bu sözü söyleyen aldanmıştır
 
Kuru bir sözle kurup faklarını
Çevirir kendi fırıldaklarını
 
Konferans merkezi oldu Versay
Alman milletinin haline vay
 
Sosyalist fikri cihanda câri
Olacak âleme bir bir sâri
 
Sosyalistlik nedir? İnsaniyyet
Anda yok hile-i şeytanniyet
 
(...)
 
Kırmızı bayrak odur ayetimiz
Hakk, diye dalgalanır rayetimiz
 
Bolşevikler yaşasın dünyade
Onların gayreti fevkalâde
 
Yaşasınlar Kamenefle Karenin
Yaşasın Troçki ile şanlı Lenin!
 
Komünizma yaşasın âlemde
Fikr-i hürriyet açar âdemde
 
Yaşasın işçiler istiklâli
Görünür parlak o istikbali
 
Yugoslavya Komünist Partisi hem
Yaşasın gayriler etsin matem
 
Ben ne mesihi ne mesiha demim
Zevki, hakikatte arar ademim.
 
Şiir ve şair hk.: https://www.youtube.com/watch?v=RN7qBTMivgk