Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ağrı Dağı’nın zirvesinde sanat

Ağrı Dağı’nın zirvesinde sanat

Ağrı Dağı’nın zirvesinde sanat10 Ağustos 2024 - 08:08
Genco Gülan bir performans sanatı projesi olarak 5137 metre yükseklikteki Ağrı Dağı'na bir yağlı boya tablo ile beraber tırmandı.
BARAN DANIŞ
baran.danis@milliyet.com.tr
 
“Tersine Empresyonizm” adını verdiği projesinde önceden çizmiş olduğu Ağrı Dağı resmini yanında taşıyarak zirveye çıkaran, zirvede beyaza boyadıktan sonra aşağı inen sanatçı Genco Gülan’a tırmanış sonrası ulaştık. Tabloyla Ağrı'ya tırmanan ilk kişi olan Gülan performansını şu sözlerle anlattı:  “Bu projede empresyonist referanslarım Claude Monet ve Vincent van Gogh oldu. Empresyonistlerin doğa yürüyüşleri vardı. Boyalarını, şövalelerini ve tuvallerini alıp doğaya giderlerdi. Doğayı dolaşarak onu resmederlerdi. Günümüzde ise modern sanatçı atölyesine kapanmış durumda. Bu süreci nasıl tersine çevirebilirim diye düşündüm. Bu performans sanatı projesi de bu denemelerden biri oldu. İlk olarak bunu İzmir Selçuk’taki Keçi Kalesi’nde denedim. Empresyonistler bir noktaya gidip oranın resmini yaparlardı. Bense gideceğim noktanın resmini yapıp sonra o resmi gittiğim noktada beyaza boyuyorum. Yani İzlenimcilerin yaptığının tam tersini yapıyorum. Günümüzde teknolojinin de yardımıyla bunu yapabiliyorum. Gideceğim yerin fotoğraflarını internetten bulup çizebiliyorum. Keçi Kalesi’ndeki deneyimimden sonra bunu Ağrı Dağı’nda yapmaya karar verdim. Çünkü Ağrı Dağı’nın çok önemli sembolik ve mitolojik anlamları var. Öte yandan Türkiye’nin en yüksek dağı. Dolayısıyla bu projeyi Ağrı Dağı’nda gerçekleştirmeye karar verdim.”
 
 
Daha önce hiçbir dağcılık deneyimi olmadığını belirten Gülan “Dolayısıyla bu bir sportif faaliyet değil, bir performans sanatı projesi, bir sanat etkinliği. Resmi önce 2000 m’den 3000’e, 3000’den 4000’e ve son olarak 4000’den zirveye yani 5000 m’ye çıkardım. Tabii her çıkışın bir de inişi vardır. Tuvali zirvede beyaza boyayıp aşağı kadar indirdim. Dağa çıkarken üzerinizdeki her ağırlığın bir etkisi var. Bir ara mataramdaki suyu dahi boşaltmayı düşündüm ama resmi bırakmadım. 10 kişilik bir grupla Ercan Selim Kolbakır rehberliğinde tırmanışı gerçekleştirdik. Bize öğrettiği dağ yürüyüşü ve aklimatizasyon sayesinde zirveye ulaştık.” diyerek fiziksel olarak zorlandığını ancak zirveye çıkabilmenin kendisini çok mutlu ettiğini aktardı.
 
 
Performansını “bir resmin içine yolculuk” olarak tarif eden Gülan sözlerini şöyle sürdürdü: “Van Gogh hakkında yapılan animasyonlar ya da elecronic immersive environment’lar gibiydi. Ben de bu tabloyu önceden boyadığım için tablonun içine girme deneyimi oldu. Çok farklı bir tecrübeydi.  Boyadığım renklerin içine girmiş hissettim kendimi. Bir tabloyu boyarken eğer resmettiğiniz manzaraya gitmiyorsanız bir takım katmanlar sizin için sadece renk. Kahverengiler, yeşiller, beyazlar, sarılar gibi… Fakat bu olayı gerçekleştirirken gerçekten kahverenginin içine giriyorsunuz, yeşillerin arasında dolaşıyorsunuz, beyazın üstünde yürüyorsunuz. Müthiş bir deneyimdi.”
 
 
Bu türden bir performansın dünyada ilk olabileceğini belirten Gülan “Bu performansa benzer şekilde Marina Abramoviç ve Ulay’ın Çin Seddi’nde yürüyüşleri var. Olaffur Eliasson da işlerini anlatırken hep İzlanda’daki yürüyüşlerini anlatır. Bu tip ekspedisyonları içeren deneyim ve performanslar var. Ama bir dağı içeren buna benzer bir iş bugüne kadar duymadım, belki de dünyada bir ilk.” açıklamasında bulundu.
 
Bu tecrübenin aynı zamanda ilham verici olduğunu söyleyen Gülan bir sonraki performans projesi için de ipuçları verdi: “Aklıma yeni fikirler gelmeye devam ediyor. Uzun süredir yapmak istediğim bir proje var. Boğazı yine yanımda taşıyacağım bir tabloyla yüzerek geçmek istiyorum. Henüz fiziksel olarak o kapasitede değilim ama niyetim var. Bunun için hazırlıklara başlayacağım. Tabii Boğaz’ın da sembolik önemi büyük, sadece karşı kıyıya yüzmekle kalmayacağım Asya’dan ve Avrupa’ya yüzmüş olacağım.  Dağcı, denizci ve gezgin Erden Eruç’tan ilham alıyorum bu proje için. Onun bir sözü vardır: “Önce bir amaç belirlersiniz sonra o amacı gerçekleştirecek kişi haline gelirsiniz.” Zaten performans sanatı insanın kendi içine de bir yolculuk aynı zamanda. Sadece Ağrı’ya tırmanmadım aslında kendi içimde de bir yolculuk yaptım ve bunu da tuvale aktarmaya çalıştım.”
 
 
Son olarak Ağrı Dağı’ndaki taşıma katırlarından aldığı ilhamla bir video masal çekeceğini söyleyen Gülan “Bu video masalda Urartu yazılarını, tanrı ve tanrıça imgelerini kullanacağım. Van’da yapacağım projede ise Vanlı sanatçı Arşil Gorki’ye referansla onun birtakım resimlerini çizerek yorumlayacağım.” diyerek sözlerini noktaladı.