Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » 70. Sait Faik Hikâye Armağanı’nda alkışlar var

70. Sait Faik Hikâye Armağanı’nda alkışlar var

70. Sait Faik Hikâye Armağanı’nda alkışlar var31 Mayıs 2024 - 03:05
Yazar Barlas Özarıkça’nın “Hay” kitabıyla kazandığı 70. Sait Faik Hikâye Armağanı, İş Kuleleri’nde törenle kendisine sunuldu. Törene İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali’nin kurumsal kültür politikası ve edebiyata dair arşivsel sözleri, alkışlarla damga vurdu.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
 
1863’ten bu yana hizmet veren Darüşşafaka Cemiyeti ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenerek, yazar Sait Faik Abasıyanık’ın anısını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 70’incisi “Hay” (Metinlerarası Kitap) adlı kitabıyla yazar Barlas Özarıkça’ya takdim edildi.
 
 
Soldan sağa: Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç, Yazar Barlas Özarıkça,
 
Gazeteci – yazar Doğan Hızlan, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali
1948 İstanbul doğumlu, İstanbul Gazetecilik Yüksekokulu’ndan mezun yazar Özarıkça, Hamburg Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne misafir öğrenci olarak gitmişti. 1972’de Türkiye’ye dönen, Hekimoğlu Ali Paşa Kütüphanesi’nde beş yıl yöneticilik yapmış yazar, ilk romanı “Ters Adam”ı (1986) bu dönemde yayımladı. Gazete ve dergiler için yazılar yazdı. Özarıkça’nın “Maskeli Timsahlar Kongresi”, “Kaçkınlar Kahvehanesi”, “Gülnuş”, “Rüya Galerisi” ve “Ayna Giyinen Şişko” isimli kitapları da bulunuyor.
 
 
Barlas Özarıkça
 
Yazar Özarıkça’ya ödülünü, İstanbul Levent’teki İş Kuleleri’nin 41’inci etkinlik katında 30 Mayıs akşamı düzenlenen ve kültür - sanat ile yayıncılık alanında birçok konuğun katıldığı törende, Seçici Kurul Başkanı Doğan Hızlan takdim etti. 
 
Adnan Bali: “Türkiye’de kitap okunmuyor algısı yanlış”
 
Törene, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali’nin alkışlarla sık sık kesilen konuşması damga vurdu. Bali konuşmada, Hikâye Armağanı’nın aynı zamanda Darüşşafaka Cemiyeti ile uzun yıllardır sürdürülen işbirliğinin kültürel yaşamdaki tezahürü olduğunu söyledi. 
“Sait Faik’in anısını, kültür hayatımızda bıraktığı derin izleri hep canlı tutan bu ödül, kaleme aldıkları yazılar ve hikâyelerle edebi hayatımıza değer katan kıymetli edebiyatçılarımıza minnettarlığımızı sunmamıza vesile oluyor” diyen Bali, bu geleneğin 70’incisinin İş Bankası’nın 100’üncü yılına denk gelmesi nedeniyle kendileri açısından anlam ve öneminin de hayli arttığını vurguladı. 
 
 
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali
 
Bali, “Sait Faik Armağanı sayesinde, kimi kendisine açtığı yolda giden kimi daha yolun başında yazarlarımızla bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Ödülün bu yıl Barlas Özarıkça gibi edebiyata ömrünü adamış bir isme sunulması mutluluğumu artırıyor,” diye konuştu.
 
Adnan Bali’nin konuşması ayrıca, Türkiye’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından kurulmuş Türkiye İş Bankası’nın ‘asıl sermayesi’ne dair göndermelerle dikkat çekti. “Bu kurumun 100 yıllık yolculuğuna 38 yıl tanıklık etmiş biri olarak,” diyen Bali, Türkiye İş Bankası Umum Müdürü Ferit Basmacı’nın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’na yönelik sözlerini de hatırlatarak, şu başlıkları vurguladı:
 
“Kültür Yayınları’nın kurulmasındaki amaç, reklâm ve propaganda değildir. Ülkeye bir kültür hizmetinde bulunmaktır. Ben, bu kurumun icracı ve genel müdürü olarak görev yaptığım sırada, İş Kültür Yayınları’nın icracı ve yöneticisi olan arkadaşıma şunları söyledim: ‘Maddî herhangi bir kısıt düşünmeyiniz. Size önünüze gelen her işle ilgili ortaya koyduğunuz bir vizyonla ne diyorsanız, onu yapmaya hazırız. Ama bir tane şey istiyoruz: Hiçbir tane şeyin parantezine alınamayacaksınız. Nasıl, İş Bankası Türkiye’nin bankası ise İş Kültür Yayınları da Türkiye’nin kültür yayınlarıdır. Okuyan insandan zarar gelmez. Siz, onu en geniş yelpazede yapacaksınız. Şayet bunun dışında ve ne editoryal çalışmanıza ne teknik değerlendirmelerinize, hiçbir şeyinize tırnağınız kadar müdahale olmayacaktır.” 
 
Bali törende ayrıca, Basmacı’dan yaptığı bu anlamlı hatırlatmaya dayanarak, “Ve olmamıştır. Bugüne kadar da böyle gelmiştir,” ifadesini kullandı ve sözü 1956’da kurulan 68 yaşındaki İş Kültür Yayınları’nın kurucusu Hasan Âli Yücel’e getirerek, portresini konuklar için şöyle çizdi: “Soran, soruşturan, yazan, yazdıran, eserleri bizzat kendisi okuyan, inanabilir misiniz, düzeltmeleri kendisi yapacak kadar titiz.”  Adnan Bali diğer yandan, İş Bankası Kültür Yayınları’nın her türde 16 milyonu aşkın kitabı okurla buluşturduğuna ve bu konudaki öncülüğüne dikkati çekerken, bu rakamın bankanın başka etkinlikleriyle buluşan bir rakam da olmadığını, bilakis “Türk okurunun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, yerlisinin yabancısının bizzat aldığı kitapların sayısı,” olduğunu vurguladı ve şu mesajı verdi: “Türkiye’de yanlış bilinen işlerden bir tanesidir: ‘Kitap okunmuyor.’ Hayır, sen okumuyorsun. Kitap okunuyor Türkiye’de.” 
 
Adnan Bali, konuşmasının ikinci kısmında ise kendilerini bu tören vesilesi ile asıl buluşturan yazar Sait Faik’in anlam ve değerini, Türkiye edebiyatının kalemlerini de anarak yaptığı konuşmayla ortaya koydu. Yazar Haldun Taner’in ‘sokaktaki insan’ın kıymetini kendilerine hatırlatmış Sait Faik ile ilgili sözlerini tekrarlayan Bali, ayrıca 47 yaşında veda eden Sait Faik’le, yine 43 yaşında vefat etmiş Oğuz Atay’ı da anarak, alanında benzersiz romanı “Tutunamayanlar”ı da takdir etmeyi unutmadı. 
 
Bali ayrıca, “35 yaş” şiirinin sahibi Cahit Sıtkı Tarancı’nın 46 yaşında hayata veda ettiğini anımsatarak, yine 36 yaşında yitirdiğimiz şair Orhan Veli’ye ve tüm kalemlere de selâm ve saygılarını şöyle iletti: “Sanatçılar, yaratıcılar, yazanlar, çizenler… Biz, bazı şeylerin değerini ikâme edilemezliğini, onları kaybettiğimizde anlıyoruz. Bir kültür insanını kaybettiğimizde, aslında o anla birlikte neleri yitirdiğimizi de bilmiyoruz. Yazılmamış ve yazılamayacak nice şiirler, nice öyküler, hatta şarkılar, türküler…” 
 
Adnan Bali, beş kardeşi ile doğup büyüdüğü Güneydoğu’daki İslahiye köyünde kütüphanesini diğer çocuklara açmış annesini de minnetle andığı konuşmasında ayrıca, günümüz okurları üzerine şu eleştirel gözlemlerini aktardı: “Az okuyan, ya da tek yönlü okuyan, düşüncelerinin tekrarına da düşer. Giderek daralan bir dünyada, çeşitliliğin azaldığı bir noktada bir monokültür, bir tekli kültür oluşmaya başlar. Hatta daha da tehlikelisi, bu tek dünya görüşü tekrar tekrar kendisini de tekrar etmeye başlar. O kadar ‘yukarıda’’ hale gelir ki, sanrılarla buluşur. ‘Herkes böyle düşünüyor zaten’. E, kaybettiniz bütün çeşitliliği. Onun için, kitap okumaya, çok kitap okuma hazzını edinememiş insanlara üzülürüm. Hep şöyle ifade ederim; ‘Gıdalar bayatlıyor, insanlar bayatlamaz mı?’ Bal gibi bayatlar. Kitap okumayan insan, çoklu okumayan insan bayatlar, çünkü kendisini tekrar eder. Okuduğunuz her kitap, her okuyanda ayrı bir kitaptır.  Ve aynı okuyan tarafından her okunduğunda da ayrı bir kitaptır. Zenginleşme budur.”
 
Oğuz Güleç: “Darüşşafaka’da yetişen her çocuğun eğitiminde Sait Faik’in katkısı var”
 
Öte yandan, törende sözü devralan Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç de 1964 yılından bu yana Türk edebiyatını besleyen, her zaman adından söz ettiren Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülmüş her bir yazarın edebiyat için ayrı bir kilometre taşı, ayrı bir değer olduğunu görmenin mutluluğu ve gururunu yaşadıklarını aktardı.  
 
 
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç
 
Güleç, Darüşşafaka’nın kurulduğu günden beri tıpkı Sait Faik’in “Tüneldeki Çocuk” hikâyesinde ele aldığı, her çocuğumuzun nitelikli, iyi bir eğitimi hak ettiğine dair inancını vurgulayarak şunları ekledi: “Tüneldeki çocuk ve Darüşşafaka’daki her çocuk da kendisine bu fırsat verildiği zaman, diğer çocuklar gibi başarılı olacağını, olduğunu ortaya koyuyor. Sait Faik de tam 70 yıldır vefat yıl dönümünde bir yazara, çıktığı edebiyat yolculuğunda yoldaşlık ediyor, yepyeni kapılar açıyor.  Tam 70 yıldır edebiyatımıza birbirinden değerli yazarlar kazandırıyor, onların sesi, soluğu oluyor. 1964'ten bu yana Darüşşafaka’da yetişen her çocuğun eğitiminde Sait Faik’in katkısı var. Bunun için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.”
 
Doğan Hızlan klasiklerin önemini vurguladı
 
Güleç’in ardından ödülü takdim etmek üzere kürsüye gelen Sait Faik Hikâye Armağanı Seçici Kurul Başkanı Doğan Hızlan ise konuşmasında, okuyucuların, yazarlar ve yazın türleri konusunda çeşitlilikten yana olması gerektiğini; bir kitabı farklı yaşlarda okumanın yapılacak değerlendirmeyi de değiştireceğini söyledi. 
 
Bu yılki ödül için 117 başvurunun yapıldığına dikkat çeken ve “Bu durum bize klasiklerin önemini gösteriyor,” diyen Hızlan, değişen zaman içerisinde kendisi ve beklentileri de değişecek olan okurlara, eleştirmenlerin yol gösterdiğini belirtti. “Yıllardır tanıdığım Barlas Özarıkça’nın 70. Sait Faik Hikâye Armağanı’nı almasında benim de katkım olduğu için çok mutluyum,” diyen Hızlan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın kitapların çok geniş kitlelere erişmesindeki öneminin de altını çizdi. 
 
Sait Faik’in figürüyle biçimlendirilmiş ödüle layık görülen Barlas Özarıkça ise kısa konuşmasında, kendisine edebiyat sevgisini aşılayan yazarın Sait Faik olduğunu ve bu ödül vesilesiyle kendi isminin Sait Faik ile bir araya gelmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirtti.