21 Ekim 2012 - 07:10Heyecansa heyecan, maceraysa macera
Bir vesileyle arşivleri karıştırırken rastladım Kutluğ Ataman söyleşisine.
Geçtiğimiz Ağustos’ta Yeşil Gazete’de yayımlanmış.
Diyor ki, “Sanatçı kimliğimden artık sıkıldım. Çünkü ben sanat yaparken zorlanıyorum Türkiye’de…”

Nedenini de açıklıyor:
“Her önüne gelen fabrikatörün ya da fabrikanın saçma sapan da olsa bir sanat koleksiyonu var.
Her açtığın dergide bir sanat sayfası var.
Her gün yeni bir sanat sergisi açılıyor.
Ben bu kandırmacanın bir parçası olmak istemiyorum, ben burada kendimi kirletmeden olunabilecek kadar oldum”.

Kutluğ Ataman’a Türkiye’nin sanat dünyasına haksızlık ettiğini söylemek isterim.
Hiç de onun anlattığı gibi değil.
Öyle koleksiyonlar, sergiler, dergilerle kısıtlı mı sanıyor buraları?

"Olunabilecek kadar oldum" derken Türkiye'de kırmızı çizgilerin hep daha öteye çekildiğinden bihaber mi yoksa?
Hemen kendisine son zamanların sanat başlıklarından örnekler vereyim.

Alın size bir müzik haberi:
“Fazıl Say’ın dine hakaretten yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.”

Yetmedi mi?
Sinemayla devam edelim:
“Altın Portakal jüri başkanı Hülya Avşar, yarışan filmlerden biri için uzmanlardan ‘onay’ aldı.”

O da kesmediyse finali bir tiyatro haberiyle yapalım:
“Taksim Sahnesi’nin yıkıldıktan sonra yerine yapılacak AVM’nin inşaatı başladı.”

Heyecansa heyecan.
Gerilimse gerilim.
Maceraysa macera.

Aşk olsun Kutluğ Ataman.