Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Yaraya tuz basmak ve merhem sürmek: Sevtap Ünal – “Bu Kavga Çok Hüzünlü”

Yaraya tuz basmak ve merhem sürmek: Sevtap Ünal – “Bu Kavga Çok Hüzünlü”

13 Mart 2017 - 12:03
Sevtap Ünal’ın dinledikçe dahil olacağınız bir dünyası var. Umay Umay’dan, daha uzağa gidersek Björk’ten izler bulabileceğimiz, naif, kırılgan, bazen hırçın ama kendinden emin ve en çok kadına ait bir dünya bu
Sevtap Ünal, moda tasarımı ve müziği bir arada yürüten bir isim. Daha doğrusu moda tasarımı ve müziğin buluştuğu ortak alanda performans sergileyen bir yaratıcı. Ağabeyi Ümit Ünal’ın adını taşıyan moda markasının kurucu ortağı Sevtap Ünal, yıllardır dünya çapında kabul görmüş bu markanın sunumları için besteler yapıyor, performanslar sergiliyor. Biyografisinden alıntıyla “moda platformlarına müzik, müzik platformlarına moda” taşıyor.
 
Sevtap Ünal’ın ilk albümü “İnsanlar, Arabalar ve Rüzgâr Geçti Aramızdan”, 2011 yılında yayımlanmıştı. Ancak Ünal’ın albümü yayımlayan firma ile yaşadığı anlaşmazlık, o güzel albümün ne yazık ki yeterince duyulamadan kayıplara karışmasına neden olmuştu. Neyse ki o albüm Poll Production tarafından devralındıktan sonra dijital platformlarda bulunur hale geldi.
 
2013 yılında “O Benim” isimli bir de tekli yayımlayan Sevtap Ünal’ın yeni albümü “Bu Kavga Çok Hüzünlü”, geçtiğimiz günlerde On Air Media Reflex etiketiyle piyasaya sürüldü. On şarkı ve bir farklı versiyonun yer aldığı albümdeki tüm söz ve müzikler Sevtap Ünal’a ait. Daha önceki albümde olduğu gibi bu albümün düzenlemelerinde de Evren Arkman’ın imzası var.
 
Kendi şarkılarını, kendi sözünü yazıp söyleyen niceleri gibi Sevtap Ünal’ın da dinledikçe içine gireceğiniz kendine ait bir dünyası, bir dili var. Türkçe müzikte sevdiğimiz kadınlardan, Umay Umay’dan, Nazan Öncel’den, bazen Sezen Aksu’dan ve hatta biraz daha uzağa gidersek Björk’ten dahi izler bulabileceğimiz, naif, kırılgan, yeri geldiğinde bir o kadar da hırçın ve kendinden emin ama hep kadın, en çok kadına ait bir dünya bu. Her bir şarkı uzun uzun dinlemelere, hazmetlere, anlamalara ve nihayet içselleştirmelere açık. Kadın da olsanız, erkek de, böyle bu.
 
Çarpıcı ve etkileyici sözler, sözlere hizmet eden dokunaklı melodiler ve şarkıları tam da olması gerektiği gibi, ne çok az ne de çok fazla işlemiş düzenlemelerle başından sonuna dek dinleyeni peşinden sürükleyen bir albüm “Bu Kavga Çok Hüzünlü”.
 
Albümü ilk dinleyişte beni ilk etkileyen şarkı “Zamanın Birinde” oldu. Nitekim ilk klip şarkısı olarak da bu şarkı seçilmiş. Nazan Öncel’in bir zamanlar birden fazla kez benzerlerini yazıp şimdilerde nedense yazmadığı şarkılardan biri gibi tınlıyor “Zamanın Birinde”. “Blues” etkili düzenlemesiyle de derin bir melankoli etkisi yaratıyor dinleyende.
 
 
Yanı sıra ilk olarak Zerrin Özer’in seslendirdiği ve benim çok sevdiğim “Ama Bazen”i bu defa bestecisinin sesinden dinlemek de albümün sürprizi oldu. Sevtap Ünal’ın ilk albümünün adı “İnsanlar, Arabalar ve Rüzgâr Geçti Aramızdan”, bu albümün açılış şarkısı “Yol Boyunca”nın içinden bir cümle olarak geçiyor bu kez. Bu şarkının albümde bir de farklı versiyonu var.
 
Şarkı boyunca derin bir hüzün ve yalnızlıkla kendini sokaklara, dar yollara atmış ve “yürüyorum” diyen kadının bundan sonra kimsenin sözüne inanmayacağına karar verdiği an taksi çağırması, o vazgeçiş ve uyanış anının bir tek “taksi” nidası ile ifade edilmesi çok etkileyici. “Yürüyorum”da benzersiz bir incelikle anlatıyor hikâyesini Ünal.
 
“Uzak İhtimal”, “Kederli Bir Aşktı”da, “Yol Yakınken”de… Aslına bakarsanız albümün bütünündeki şarkılarda ana tema olmaz, olmayacak ama belki de olmazlığıyla yaşanacak aşklar. Albümün son şarkısı “Alayına İsyan” ise bütün bu hüzne ve ince sızıya son noktayı koyar gibi.
 
Kadri Karahan tarafından çekilmiş fotoğraflar ve Mertkan Tekin’in grafik tasarımıyla albüm kapak ve kartoneti daha şarkıları dinlemeden albümün duygusu hakkında bir fikir veriyor ve sizi yanıltmıyor.
 
“Bu Kavga Çok Hüzünlü”, dünyanın, ülkenin, hayatın ve dahi müziğin karmakarışık olduğu bir dönemde hem yaraya tuz basmak, hem de merhem sürmek gibi. Sonuçta ikisinin de rahatlatıcı bir etkisi var. Dinleyin, bana hak vereceksiniz.