Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Ters köşe bir albüm: Halil Sezai - "Ervah-ı Ezel"

Ters köşe bir albüm: Halil Sezai - "Ervah-ı Ezel"

09 Mart 2015 - 10:03
İlk bakışta çok ticari görünebilecek şarkı listesinin içinden hiç de ticari olmayan, müzikal tadı yüksek, neredeyse bağımsız/alternatif bir iş çıkarılmış. Coverlardan oluşmasına rağmen başından sonuna bir Halil Sezai albümü
2013 yılında “Ey Aşk” adlı ikinci albümüyle dinleyici karşısına çıktı Halil Sezai. 2014 yılında ise başrolünde oynadığı "İncir Reçeli 2" filminin “soundtrack”inde üç şarkı seslendirdi. Bunlardan biri daha önce Sibel Can’ın albümünde yer alan ve onunla düet yaptığı “Galata”, bir diğeri yeni bir şarkı olan “Kafası Kendinden Bile Güzel”di. Üçüncü şarkı ise bildik “Beyaz Giyme” türküsünün Halil Sezaice yorumu idi ve artık bu yorum mu ilham oldu bilinmez, Halil Sezai 2015’i tamamen daha önce başkaları tarafından seslendirilmiş şarkılardan oluşan bir albümle karşıladı. 11 tanıdık şarkının yine Halil Sezaice yorumlarından oluşan ve “Ervah-ı Ezel” adını taşıyan bu albüm, yılın ilk ayında Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle piyasaya sürüldü.
 
Müslüm Gürses’in ölümünden önce kaydettiği son albümüne de adını veren “Ervah-ı Ezelden”, sözleri Aşık Sümmani’ye, bestesi Yavuz Top’a ait türkü formunda bir beste. Sözleri Ergin Ergün Keleş, bestesi Onur Akın imzası taşıyan “Gaybana Geceler” de öyle. “İki Keklik” ve “Mamoş” ise anonim birer türkü. Albümün halk müziği kanadında bunlar var.
 
Söz ve müziği Sezgin Büyük’e ait olan ve Cengiz Kurtoğlu’nun sesinden taverna müziğinin klasiklerinden biri haline gelmiş “Duyanlara Duymayanlara” (ya da Kurtoğlu’nun seslendirdiği adıyla “Seviyorum”) ve bir Ferdi Tayfur klasiği “Prangalar” ise arabesk kontenjanından albüme giren şarkılar. 
 
Anadolu pop denince ilk akla gelen isimler arasında yer alan Selda Bağcan ve 3 Hürel’den seçilen şarkılar ise ‘90’lı yıllardan, Anadolu değil ama pop tarafı ağır basan şarkılar: Selda Bağcan’ın Ümit Yaşar Oğuzcan şiirinden besteleyip 1992 yılında seslendirdiği “Beni Unutma” ve 3 Hürel’in uzun yıllar sonra yaptığı ilk albümden, 1996 çıkışlı “Efsane… Yeniden” albümünden  söz ve müziği Feridun Hürel’e ait olan “Gece”.
 
Özgün müzikten haliyle bir Ahmet Kaya şarkısı “Arka Mahalle”, poptan ise Sezen Aksu – Onno Tunç imzalı “Git” ve nihayet alaturkadan ‘90’lı yılların hemen başında Muazzez Abacı’nın sesinden ortalığı kasıp kavurmuş, sözleri Cemal Safi, bestesi Selçuk Tekay imzası taşıyan“Vurgun”la repertuar tamamlanıyor. 
 
Neresinden baksanız çok karışık bir kombinasyon gibi görünüyor. Ne ki daha albümü dinlemeden şarkı listesine bakmak bile umut verici ve heyecan/merak/şaşkınlık uyandırıcı detaylar sayesinde iştah kabartıyor. Mesela benim albümden ilk dinlediğim “Git” oldu çünkü bugüne dek yeniden seslendirilmemiş az sayıdaki Sezen Aksu “hit”inden biri olmasının yanı sıra, çok ama çok Sezen’e münhasır olması hasebiyle de başka bir seste (hele ki Sezai’nin sesinde) nasıl tınlayacağını en çok merak ettiğim şarkı idi.  Ona keza “Vurgun” da ikinci sıradaydı. Söyleyeninin sesiyle çok örtüşmüş bir başka şarkı olan “Prangalar”dan nasıl bir Halil Sezai yorumu çıkmıştı acaba? Hadi bunlar çok göz önünde şarkılardı zaten ama ya “Gece” gibi az bilinen bir şarkı kimin aklına gelmişti?
 
 
Sözün özü albümü ben çok ters köşe buldum ve bu bile tek başına dikkat çekici kılıyordu bu işi. Ama dahası vardı ki onu da dinlemeye başlayınca gördüm. İlk söyleyenine mal olmuş şarkıların yeniden seslendirilmesini genellikle doğru bulmam. Bu düşüncemi haklı çıkaracak onlarca örnek sayabilirim. Ama bu albümde bunu hemen hiç dert etmedim zira Ekin Eti imzalı düzenlemeler şarkıları öyle bir biçimde Halil Sezai ortak paydasında buluşturmuş ki her biri bildik şarkıları dinlerken bile başından sonuna dek bir Halil Sezai albümü dinliyorsunuz. Bu bir...
 
İkincisi ve daha önemlisi ise ilk bakışta çok ticari görünebilecek şarkı listesinin içinden hiç de ticari olmayan, müzikal tadı yüksek, neredeyse bağımsız/alternatif bir iş çıkarılmış olması. Bir ters köşe de buradan geliyor zaten.
 
Albümde bir tek “Arka Mahalle”yi yeterince iyi bulmadım. Özellikle de Sezai’nin notaya sığmamasına rağmen “mahle” yerine “mahalle” demeye çabalamasını yersiz buldum. “İki Keklik” biraz fazla ağır seyrediyor ve alışageldiğimizin aksine türkünün coşkun melodisi yerine sözlerindeki hüzün vurgulanıyor. “Vurgun”un düzenlemesinde tamamen alaturka öğeler kullanılmış ve haliyle şarkı bu anlamda yenilenmemiş ama galiba böylesi daha iyi olmuş. Fakat gelgelelim mesela “Git”den ancak bu kadar iyi bir “cover” çıkarılabilirdi. “Duyanlara Duymayanlara” ve “Prangalar”dan da öyle.
    
İlk bakışta bir ara albüm, bir proje albümü gibi görünse de, çok daha fazlasını söyleyen, gösteren, sunan bir albüm bu. Mehmet Turgut tarafından çekilmiş fotoğraflarla süslü Berkcan Okar imzalı kartonet tasarımı da dahil olmak üzere, özenli, tertemiz bir iş.