Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | O artık özgür: Ümit Sayın - "Kendiliğinden"

O artık özgür: Ümit Sayın - "Kendiliğinden"

17 Mart 2014 - 11:03
2014’ün en iyi pop albümlerinden biri olmaya aday bu albümü, gündelik popa kulaklarınızı tıkadığınız bir zaman diliminde dinlemenizi tavsiye derim

Türk popunun ‘90’lı yıllar hengâmesinden sağ çıkmayı başarmış isimlerden biridir Ümit Sayın. Şarkıcılığı kadar (hatta belki daha çok) şarkı yazarlığıyla pop severlerin balık hafızasında başka bir yer edinmeyi, kalıcı olmayı başarabilmiştir. Buna karşın, seri şarkı üretebilenlerden olmamıştır başından beri. Duran, bekleyen, ara veren, her zaman her yerde olmayı tercih etmeyenlerdendir. Buna ispat olarak da ilk albümünün piyasaya çıktığı 1996 yılından bu yana sadece dört albüm ve bir de tekli yayımlamış olması gösterilebilir.

 

Ümit Sayın’ın bestelerini, onları ilk söyleyen isimlerle düet yaparak yeniden seslendirdiği “Söz-Müzik Ümit Sayın” adlı albüm 2011 yılında piyasaya çıkmıştı. “Kendiliğinden” adını taşıyan yeni albümü ise geçtiğimiz günlerde Poll Production etiketiyle yayımlandı.

 

 

Ümit Sayın tamamı kendi yazdığı şarkılardan oluşan bu albümde ilk kez prodüktörlüğü de kendisi yapmış. Albümde on şarkı var. Şarkılar birbirlerine çeşitli efektlerle bağlanmış ve yazıldıkları tarihleri gözeten kronolojik bir sıra ile albüme konulmuş. Böylece aslında birbirinden bağımsız gibi görünen bu on şarkının arasında duygusal ve bir parça da teknik, albümlerde çok sık karşımıza çıkmayan, enteresan bir bağ kurulmuş. Bir bütün olarak da dinleyebiliyor ve albüm süresi boyunca Ümit Sayın’ın o kendine has, naif, kırılgan, incelikli, bir parça içine kapanık, zaman zaman gelgitli ruh halinin izleri arasında dolaşıyorsunuz. Belki herkesten az ya da çok değil; hatta bu yüzden de tanıdık, hepimize akraba duygular bunlar. Ama Ümit Sayın’ın melodiler ve sözlerle kurduğu dünyada yeniden ve başka türlü anlamlanıyorlar. İsmi müziğini çağrıştıran ve bu yüzden takipte kusur etmediğimiz çok fazla müzisyen yok memleket gündelik popunda. Ümit Sayın bunlardan biri olmayı ne kadar hak ettiğini bir kez daha gösteriyor bu albümde.

 

Bununla birlikte şunu da söylemeliyim ki, bu albüm Sayın kariyerinin en az popüler olan ve bu yüzden de en az satan albümü olabilir. Zira önceki albümlerinde de zaman zaman bir ayağını ana akım çemberinin dışına çıkarma denemeleri yapan Ümit Sayın, bu defa kendini tamamen özgür bırakmış gibi gözüküyor. Bu şarkılar bugünün genel geçer pop anlayışı içerisinde kendine bir yer bulabilecek, radyo ve televizyon döngülerine kolayca kabul edilecek, bu vesileyle tıklanma rekorları kıracak şarkılar değil. Handiyse alternatif sularına çekmiş kendini Ümit Sayın. Ama bana sorarsanız, iyi de yapmış.

 

Bu farklılığın sebebi Sayın’ın şarkı yazarlığından ziyade müzikal bakışındaki değişimle ilgili olsa gerek. Zira kartonetteki bilgilerden anlaşıldığı üzere şarkılar 2004-2007 yılları arasında yazılmış. Ancak Sayın bu kez düzenlemelerde daha sakin, daha duru, daha akustik, daha özgür bir yol bulmuş kendine. Sanki 2004 yılında yayımlanan “Mai” albümündeki o şahane (ki bence Türkçe popun gelmiş geçmiş en iyi şarkılarından biridir) “Kırılgan” şarkısıyla açtığı kapıdan bu albümün hemen başında yer alan “Kopamayız Biz”le içeri giriyor. Tabii albümün yüksek müzikal çizgisine Gürsel Çelik ve Barış Büyük’ün sağladığı katkı payını da es geçmemek lazım.

 

 

Koray Kasap tarafından çekilen fotoğraflar, Sayın’ın el yazısıyla bezeli, Ahmet Terzioğlu imzalı kartonet, albümün ruh halini özenli ve şık bir biçimde bütünlüyor (kapaktaki Ümit Sayın isminin lake kabartması hariç.)

 

Şimdiden 2014’ün en iyi pop albümlerinden biri olmaya aday bu albümü, gündelik popa kulaklarınızı tıkadığınız bir zaman diliminde dinlemenizi tavsiye derim.