Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Nasıl Derler Bilirsin umut veriyor

Nasıl Derler Bilirsin umut veriyor

23 Ocak 2023 - 10:01
.

“Şarkılar bir insanın hayatında yaşadığı kırılma anlarının üstüne gitmesinden dolayı; pişmanlıklarımızı, ayrılıklarımızı, yalnızlıklarımızı, aşklarımızı ve var olma mücadelemizi en yalın haliyle bize sunmakta başarılı bir noktada duruyor. Grup, ‘Albümdeki şarkıları dinlemeye başladığımızda bu duygular çerçevesinde kendi hayatımızdan hikayeleri dinliyor olmak albümün bir diğer başarısı olarak karşımızda’ diyor.”

Nasıl Derler Bilirsin’in müziği basın bülteninde böyle özetlenmiş. Bahsi geçen şarkıları dinlemeye başladığınızda ise şöyle cümlelerle karşılaşıyorsunuz:  

“İşler yolunda gitmedi, bu kız harbi zor, yaklaştı dudaklarım, dedi ‘Sakin ol!’”

“Korkma toparlarım, söz verdim hem ben anneme, yanımda seni görüp diyecek ‘Ne şanslı hergele!’”

“Güneş gitmek üzere, yalnız kalalım diye, heyecanımı mazur gör, kimse bakmadı böyle.”

Basın bülteninde bahsi geçen “kırılma anları” genç bir adamın libidosunun yükseldiği anlar olabilir mi? İlk gençlik yıllarında duygu ve düşünceleri yönlendiren, insanlara şiirler, şarkılar, romanlar yazdıran aslında libido mu?

Tam da Nasıl Derler Bilirsin’in albümünü dinleyip bu mesele üzerine kafa yorarken Teoman’ın şu cümleleri düştü Twitter’a: “Ben gençliğimdeki kadar çalışkan ve inançlı biri değilim artık. Bu biraz beni üzüyor hatta gençlik hayallerime ihanet etmiş gibi de hissediyorum biraz kendimi. Ama insan benim yaşımda olunca, yapacağı çoğu şeyi yapmış olduğunu hissediyor.” Hadi şimdi nasıl çıkarım yaparsanız yapın.

Nasıl Derler Bilirsin 2014 yılında kurulmuş. Üç şarkılık ilk kısaçaları 2018 yılında yayımlanmış. 2019’da bir, 2020 yılında dört tekli yayınlayan grup 2021’de bu beş parçayı canlı ve akustik kaydettikleri “Sahiden Canlı Kayıtlar” kısaçalarıyla dinleyici karşısına çıkmış. 2022’de dört tekliyle yoluna devam eden Nasıl Derler Bilirsin’in ilk albümü “İnsanız Affet”se geçtiğimiz günlerde Sony Müzik etiketiyle yayımlandı. Albümde daha önce duymadığımız altı şarkının yanı sıra 2022’de servis edilmiş dört şarkı da yer alıyor. Grubun şu anki kadrosu Alper Altıntaş, Anıl Ulusoy, Cüneyt Cenkçi ve Cevdet Berkay Yavuz’dan oluşuyor. Albümün prodüktörlüğünü Kerem Çakıroğlu üstlenmiş, bütün şarkıların söz ve müzikleriyse aynı zamanda grubun solisti de olan Alper Altıntaş’a ait.

Gayet derli toplu, eli yüzü düzgün, “sound”u temiz, başından sonuna şarkı atlamadan dinlenilebilecek bir albüm “İnsanız Affet”. Yine basın bülteninde grubun müziği “alternatif” olarak tanımlansa da, benzer tarzda müzik yapan yeni nesil müzisyenlerin birçoğunun tercih ettiği “yeni pop” tabiri daha doğru olurmuş sanki. Son derece melodik, akılda kalıcı ve popüler müzikteki güncel “sound”un, ritim ve düzenleme anlayışının izlerini süren şarkıların farklı bir alternatif sunduğu söylenemez. Tıpkı yazının başındaki mevzu gibi bu tanımlama da bir “doğru yerde konumlandırma” hatası sanki. Yoksa ne pop kategorisinde şarkılar yazmak ne de şarkılarda dünyanın gailesine dair büyük cümleler sarf etmek yerine insani temel ihtiyaçlar üzerinden hikayeler kurmak ayıp ya da suç. Kimi, nasıl, nereden yakalamak istediğinize bağlı. Sözgelimi “Bu kız harbi zor” lafı beni duygulandırmaz da benden otuz yaş küçük birinin kalbini oyabilir. Teoman’ı anlamaya çalışın.

Dolayısıyla “İnsanız Affet” gibi pekâlâ felsefe parçalanabilecek bir başlık altında bile yüzü bir türlü akıldan çıkmayan sevgiliye bağlanabilir konu, bunda da bir sakınca yok. Ben bu şarkıları sadece zengin melodileri, iyi hissettiren ritimleri, akışı, temposu ve pek sevdiğim elektronik seslerin abartısız ve yerinde kullanımı nedeniyle de sevebilir, dinleyebilirim. Birkaç gündür öyle de yapıyorum nitekim. Bazen bir albümü ya da şarkıyı “Bunu yazmam lazım,” diyerek dinler, irdelerim. Bazen de bir albüm daha ilk dinleyişte, daha hakkında hiçbir kanaat, fikir edinmemişken bende hakkında yazma hissi uyandırır. Çoğu zaman nedenini ben de bilmem. Bir şey vardır; bir ışık, geleceğe dair bir umut, bir beklenti… “İnsanız Affet” bende yazma hissi uyandıran albümlerden oldu.

Bence şimdilik tek sorun bir yerlerde bir şarkısı kulağınıza çalındığında “İşte bu Nasıl Derler Bilirsin,” dedirtecek kendine haslığın, onu çalma listelerindeki emsallerinden ayıracak farklılığın yeterince ortaya çıkmamış olması. Yoksa bu albüm Nasıl Derler Bilirsin’in yeterince un, şeker ve yağ depoladığını pekâlâ gösteriyor. Kavurup bize sundukları helvanın giderek (belki birkaç yıla kalmadan) daha lezzetli olacağına ve daha fazla sayıda insanın sofrasına konacağına dair de bir ışık, bir umut barındırıyor, beklenti yaratıyor.