Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Funda - ''Moda''
10 Aralık 2012 - 10:12 | İsmi nedeniyle albümden daha ilgi çekici bir kartonet tasarımı bekliyoruz ama Funda'nın imajı ve kapak tasarımı sıradan görünüyor.
Albüm Türkiye’de kaydedilmiş olmasına karşın teknik bakımdan Batı'daki emsallerini aratmayacak bir standart yakalanmış. Aynı şey bazı şarkılarda müzikal açıdan da söylenebilirTürkiye’de doğan, Belçika’da büyüyen, orada bugüne dek üç de tekli yayımlayarak adını duyuran Funda’nın Türkiye pazarına yönelik ilk solo albümü “Moda”, geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle piyasaya çıktı.

Avrupa ülkelerine çalışmak üzere giden ve zamanla oraya yerleşen Türk vatandaşlarının orada doğup büyüyen ve müzik alanında kariyer edinen üçüncü kuşağından gençlerle biz ‘90’lı yıllarda tanışmaya başladık. Bugün Rafet El Roman’dan “Ah Canım” Ahmet’e, Atiye’den Eylem’e Türk popüler müziğinde bir şekilde ismini duyurmuş çok sayıda şarkıcımız var. Funda da bu zincirin son halkası ve tıpkı zincirin diğer halkaları o da gibi yurt dışında yaşamanın ve müziğe orada adım atmanın artıları kadar eksileri de cebinde taşıyarak Türk müzik piyasasına giriş yapıyor.

Beş şarkıdan oluşan albümde, üç “remix” ve bir de İngilizce sözlü versiyon var. Albümün prodüktörü de olan İskender Paydaş, yanı sıra iki şarkının bestesini, dört şarkının aranjörlüğünü yapmakla kalmamış, bir de “Boşver” adlı şarkıda Funda’ya vokalde eşlik etmiş. Yıllardır müzik piyasasının içinde olan İskender Paydaş’ı ilk kez bu albümde şarkı söylerken duyuyoruz. Albümde “Boşver”in Belçika’da tekli olarak piyasaya sürülen “Stand Up” adlı İngilizce versiyonu da var.

Yurt dışında müziğe adım atmış olmanın en büyük avantajı hiç kuşkusuz, Türk popüler müziğinin dünyadaki tüm müzikal gelişmelerden azade, kendi kısır döngüsünde dönenip duran kurallarını dert etmiyor olmak, farklı bir soluk taşımak. Funda’nın müziğinde de bu çok net bir biçimde hissediliyor. Albüm Türkiye’de kaydedilmiş olmasına karşın teknik bakımdan Batıdaki emsallerini aratmayacak bir standart yakalanmış. Aynı şey bazı şarkılarda müzikal açıdan da söylenebilir.

Buna karşılık Funda ve öncesinde tanış olduğumuz benzer isimlerin ortak sorunu olan dil faktörü bu albümün önünde de koca bir dezavantaj olarak duruyor. Bu sadece bir diksiyon problemi değil; kaldı ki biz milletçe şiveyi de kırık Türkçe’yi de sever, bağrımıza basarız. Buradaki problem Türkçeyi doğru telaffuz edememekten ziyade Türkçede duyguyu geçirememe meselesi. Funda’nın doğru telaffuz için epeyce çaba gösterdiği hissedilse de, şarkılar dinleyene geçmiyor, kelimeler havada asılı kalıyor. Tıpkı Hadise’de, Atiye’de ve yıllarca yabancı dilde söyledikten sonra Türkçe söylemeye başlayan şarkıcılarda olduğu gibi. Oysa Funda’nın asıl şarkıcılık performansı ve kendine has ses niteliği İngilizce şarkı söylediğinde açık bir şekilde ortaya çıkıyor.

Bu anlamda Funda’nın “Stand Up”tan sonra albümde en çok “Güneşim” adlı şarkıda etkili olduğu söylenebilir. Yıllar önce Emel Müftüoğlu’nun seslendirdiği Harun Kolçak bestesi “Deli Et Beni”nin çarpıcı bir “cover” olduğunu söyleyebilmek zor. Sanki yukarıda bahsi geçen Türk popüler müzik piyasasının kuralları gereği albüme konulmuş gibi. “Moda” özellikle vurucu nakaratıyla ciddi bir “hit” adayı. Albümün sonunda yer alan üç “remix”in üçü de çok dinamik ve çok modern geliyor kulağa. “Nerdesin” ise iyi bir şarkı olmasına karşın, Funda’nın teknik açıdan çok iyi ancak duygusu eksik yorumu nedeniyle yeterince etki yaratmıyor.

Adı “Moda” olan bir albümden daha iddialı, daha ilgi çekici bir kartonet tasarımı, bir görsellik bekliyorsunuz ama Funda’nın imajı, kostümleri ve albümün kapak tasarımı oldukça sıradan görünüyor. Aynı şey “Boşver” şarkısına yabancı bir yönetmen tarafından çekilen video klip için de söylenebilir.

Tüm bunlar bir yana, iyi bir pop albümü dinlemek isteyenlerin Funda’nın “Moda”sını sevecekleri şüphesiz.