Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Fırat Tanış'tan tablolar: "Mor'üyalar"

Fırat Tanış'tan tablolar: "Mor'üyalar"

26 Şubat 2015 - 03:02
Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok ve Vedat Sakman'ın izlerini taşıyan albümde Fırat Tanış asla bir tiyatro oyuncusu gibi değil, basbayağı bir şarkıcı, hem de iyi bir şarkıcı gibi söylüyor şarkılarını
Oyuncu Fırat Tanış, yıllardır onu takip edenlerce bilinen müzisyen kimliğini bir albümle gün ışığına çıkardı. Gülay’ın “Bir Sevi Masalı”, Levent Yüksel’in “Bir Sel Gibi” ve Emre Altuğ’un “Yani”si ile söz yazarı ve besteci olarak adını albümlere yazdırmışlığı vardı zaten. Çok mekânda şarkıcı olarak sahneye çıkmışlığı da… Yakın dönem Türk sinemasının ödüllü oyuncularından biriydi bir taraftan. Ama biz onu galiba yine en çok televizyon dizilerinden tanıyorduk. "Yeditepe İstanbul"dan, "Menekşe ile Halil"den, belki de "Geniş Aile"den… Ne yaparsınız ki memlekette oyuncuların kaderi bu.
 
Fırat Tanış’ın “Mor’üyalar” adını taşıyan ilk albümü, geçtiğimiz günlerde Ada Müzik etiketiyle raflarda yerini aldı. Jehan Barbur’un prodüktörlüğünü yaptığı albümde 9 şarkı var.
 
Albümünün adını “İblis” koymak isteyen Fırat Tanış, son dakikada bunun hem ülke, hem de kendisi için fazla “sert” olacağını düşünerek “Mor’üyalar”da karar kılmış. Aslına bakarsanız “İblis”, sadece adıyla ve sözleriyle değil, müzikal yapısı ile de albümün en aykırı şarkısı. İster arabesk deyin, ister Erkin Koray şarkılarından ilham almış, yüzü doğuya bakan bir “rock” şarkısı… Müslüm Gürses yaşasaydı, ona yapılan proje albümlerinden birince bu şarkıyı da söyler miydi, söylese ne güzel olurdu diye düşünmedim değil.
 
“İblis”i bir kenara koyarsak, geri kalan 8 şarkıda Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok ama en çok Vedat Sakman etkisi/tadı bulmak mümkün. Büyük büyük cümleler kurmadan derin sözler söyleyen, hikâyeler anlatan, bir yandan da hem melodik zenginlikleri hem de düzenlemelerinin inceliği, çalan enstrümanistlerin ustalığıyla son derece doyurucu müzikal tatlar veren şarkılar bunlar.
 
 
Düzenlemelerde Jehan Barbur’un yanı sıra, Kemal Evrim Aslan, Cenk Erdoğan ve Çağrı Sertel’in de imzalarını görüyoruz. Her birini ayrı ayrı tebrik etmek lazım. Albümün müzikal niteliği kadar kayıt kalitesi de yerli yerinde. Dinlerken kendinizi stüdyoda, onların yanında buluyor, aradaki bütün kayıt cihazlarını, elektronik aletleri ve hatta CD’yi, CD’yi dinlediğiniz cihazı yok sayabiliyorsunuz.
 
Emre Altuğ’un ilk albümünde dinlediğimiz “Yani”, yıllar sonra bu defa bestecisinin sesiyle, albümün açılışında çıkıyor karşımıza. Jehan Barbur’un düzenlemesiyle şarkı bir pop şarkısı olmaktan çıkmış, yeniden keşfedilecek, sevilecek bir başka şarkıya dönüşmüş adeta. Behçet Necatigil’in dillere pelesenk şiiri “Sevgilerde”, bu albümde Turgay Yakut tarafından bestelenmiş ve Yakut şiiri daha önce besteleyen Vedat Sakman’ın yaptığını yapmayıp, dizelerin sırasını ve bütünlüğünü bozmadan müziklendirmiş. Sakman versiyonuna alışık kulaklar için zor bir deneyim olacağı söylenebilir. Fırat Tanış’ın Ortaçgil müziğine en çok yakınlaştığı şarkı olan “Ali Yapar” ise Barış Çakmakçı ve Batur Alp Özcan tarafından yazılmış ki benim albümde en sevdiklerimden biri bu şarkı oldu.
 
 
Albümün isim şarkısı “Mor’üyalar”, Fırat Tanış’ın lise yıllarında rol aldığı bir doğaçlama tiyatro oyunu için yazdığı bir şarkıymış. Albümde Tanışl’ın söz ve müziğine imza attığı diğer şarkılar ise “Yağmur”, “Bunu Bil” ve “Rüya”. Özellikle “Yağmur”a dikkat çekmek isterim. Adı “Yağmur” olan kim bilir kaç şarkı vardır ama bu kadar etkilisi daha önce yazıldı mı bilmem. Sözlerini Cüneyt Uzunlar’ın yazdığı, bestesini Turgay Yakut’un yaptığı “Yavaş” ise albümün en teatral şarkısı.
 
“Resim yapmak istedim, müzik bahaneydi,” demiş Fırat Tanış albüm kartonetine düştüğü notta. Tam da öyle yapmış nitekim. Her şarkıda bir resim, bir tablo var çünkü. İçine uzun uzun baktıkça daha fazlasını görebileceğiniz, anlayabileceğiniz, hissedebileceğiniz tablolar.
 
Bir de şu var ki, Fırat Tanış asla bir tiyatro oyuncusu gibi değil, basbayağı bir şarkıcı, hem de iyi bir şarkıcı gibi söylüyor şarkılarını. Oyuncu olduğunu bilmeseniz de anlamazsınız, o derece.
 
Kadir Çıtak tarafından çekilen fotoğraflar ve Ragıp İncesağır tarafından yapılmış kartonet tasarımıyla doğru ve etkili bir görsellik yakalamış albüm, şimdiden yılın en iyileri listelerine girmeye aday.