Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | "Old school": Kenan Vural - "Alem Dünya"

"Old school": Kenan Vural - "Alem Dünya"

14 Ekim 2013 - 12:10
Kenan Vural müzisyen dostlarını etrafına toplamış ve her biri kendi dalında profesyonel bu isimlerle adeta ‘butik’ bir albüm yapmış. Bu gönül birliğinin albüme bir müzikal bütünlük olarak yansıdığı da ilk dinleyişte hissediliyor‘90’lı yıllarda Ari Barokas’la birlikte kurduğu ve pek uzun ömürlü olamayan Serüven adlı grupla adını duyuran, yıllar boyunca birçok şarkıcıya hem gitar çalarak, hem de vokal yaparak, stüdyoda ve sahnede eşlik eden Kenan Vural, 2007’de Yüksek Sadâkat’in solisti olarak karşımıza çıkmıştı. 2012’de Yüksek Sadâkat’le yollarını ayıran Kenan Vural’ın ilk solo albümü “Âlem Dünya”, geçtiğimiz günlerde Ada Müzik etiketiyle piyasaya çıktı.

On şarkı ve bir farklı versiyonun yer aldığı albümde tüm söz ve müzikler Kenan Vural’a ait. Sadece albüme adını veren şarkının sözlerine İzzeddin Çalışlar da katkıda bulunmuş. Düzenlemelerde ise Kenan Vural’ın yanı sıra, Tuncer Tunceli, Mert Topel, Serkan Vural ve Bülent Ay’ın ortak imzası var. Aslında albüme ismi yazılan müzisyenlere şöyle bir bakınca, bunun bir ekip çalışması olduğunu söyleyebilmek pekala mümkün. Kenan Vural müzisyen dostlarını etrafına toplamış ve her biri kendi dalında profesyonel bu isimlerle adeta ‘butik’ bir albüm yapmış. Bu gönül birliğinin albüme bir müzikal bütünlük olarak yansıdığı da ilk dinleyişte hissediliyor.

Kenan Vural’a Yüksek Sadâkat’ten aşina olanlar için baştan söylemek lazım ki bu albüm yer yer Yüksek Sadakat izlerini barındırsa da bütünde Vural’ın grupla örtüşmeyen yanlarını da net bir biçimde ortaya koyuyor. Tabii bunu tamamen müzikal anlayış açısından söylüyorum; yoksa gruplardaki eleman değişikliklerinin genellikle müzikal kaygılardan ziyade grup elemanları arasındaki kişisel problemlerden kaynaklandığı bilinen bir gerçek. Şöyle ki; beş yıl boyunca Yüksek Sadakat şarkılarında duyduğumuz o ses, ister istemez ilk anda Yüksek Sadakat’i çağrıştırıyor. Üstelik albüm tam da öylesi bir şarkıyla başlıyor. Libidosu yüksek bir erkeğin iç hesaplaşması olarak özetlenebilecek enteresan şarkı sözleriyle “Adam Gibi Adam”, neresinden baksanız bir Yüksek Sadâkat şarkısı gibi tınlıyor. Neyse ki albüm bu minvalde ilerlemiyor.



Mesela Jehan Barbur’un küçük kız çocuğu taklidi yapan yetişkin kadın sesiyle Kenan Vural’a eşlik ettiği “Fark Eder mi?”, caz tınıları taşıyan, farklı bir şarkı olarak dikkat çekiyor. Şarkının albümün sonunda yer alan “bonus” versiyonu da dinlemelere seza. Sözü, müziği ve düzenlemesiyle “Bab-ı Esrar” da albümde diğer şarkılardan bir adım önde duruyor. Şarkı sözleri ve melodilerinde zaman zaman yerel motiflerden beslenen bir şarkı yazarı Kenan Vural ve vokal tekniğinde beklenmedik anlarda karşımıza çıkan bu etkinin dozu bereket ki abartılı değil; hatta tam dozunda bile denebilir. Bu çizgiyi sevenler “Aşk İçin”, “Âlem Dünya” ve “Yollarda Olmak”ı daha çok sevecektir. Daha batıdan yürüyen şarkıları sevenler içinse “Yol Ayrımları” ve özellikle de “Ne Varsa”yı (ki galiba benim en sevdiğim bu oldu) önerebilirim. “Fark Eder mi?”den sonra ikinci klip şarkısı olarak seçilen “Dün Gece”, dinleyeni kolay yakalayan, orta karar bir aşk şarkısı. “Kendime özgü bir stilim var benim bu hayatta” diyen “Parmak İzlerim”i ise sözlerini fazla didaktik bulduğum için sevmemiş olabilirim.



Şafak Taner’in çektiği fotoğraflarla süslenmiş İzzeddin Çalışlar imzalı kartonet tasarımı, şarkıların kahverengi tonlarını (yani orta yaşları) görsele dönüştürmek bakımından doğru bir iş olmuş. Sadece şarkıların hikâyeleri değil, albümün müzikal eğilimi de bir parça eskiye dönük (“old school”) tınlıyor çünkü. Yani bizim kuşağın, bugünün kuşağından daha fazla sevip, kıymet vereceği bir albüm bu. Bu bir dezavantaj mıdır yoksa avantaj mı, onu da zaman gösterecek.