Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Sevin Okyay | Ne çok film!
13 Ocak 2014 - 02:01
Ödül törenlerini sevmiyor muyum? Yoo, seviyorum. Beni rahatsız eden, bu heyecana neden olan ödüllerin kendi işlev sınırlarının dışına taşması ve bir film için başlıca endaze olarak kabul edilmesi

Yılın bu mevsiminde, ödül işleriyle pek ilginiz olmasa bile boğazınıza kadar filme batıyorsunuz. Bir yandan önceki yılın değerlendirmeleri, öte yandan halen içinde bulunduğumuz Ödül Sezonu derken, insan beklentisiz ve tarafsız olarak film izleyemez hale geliyor.

 

Kasım ortasından Oscar sonrasına kadarki döneme birkaç yıldır Ödül Sezonu diyorum. Çünkü bu zaman diliminde normal (ya da tanıtımsal) akış içinde gösterime giren filmler, garip bir şekilde sadece ödül şansları açısından değerlendiriliyor. Yalnızca büyük bütçeli ya da Hollywood-işi filmlerden bahsetmiyorum. PR kampanyalarıyla, medya tanıtımlarıyla özel olarak desteklenmeyen kendi halinde filmler bile bu kervana zorla dahil ediliyor. Her filme, muhtelif ödüller için şansının ne kadar olduğu penceresinden bakılıyor. Yaratıcıların birincil kaygısı bu olmasa da.

 

Ödüller derken, ben daha çok eleştirmen gruplarının, özellikle de içlerinden bazılarının ödülleriyle ilgilensem de (ve de, bu ‘sezon’ içinde yer alan ya almayan kimi film festivallerinin), esas kasıt Akademi’nin Oscar’ı elbette. Diğerleri ödül skalasında ona kıyasla yer alıyor. Ödül takvimi değiştikten sonra acaba Altın Küreler hâlâ Oscar’ı en çok etkileyen ödüller mi, değil mi? BAFTA neyin, ne kadar göstergesi gibi.

 

Ödül törenlerini sevmiyor muyum? Yoo, seviyorum. Eğlenceli oluyorlar, tanıdığınız pek çok sinema insanı orada oluyor, kazananların sevincinden pay alıyorsunuz (kişisine göre), heyecan da var, tabii. Beni rahatsız eden, bu heyecana neden olan ödüllerin kendi işlev sınırlarının dışına taşması ve bir film için başlıca endaze olarak kabul edilmesi. Oysa doğrusu, bir filmin sadece kendi özellikleriyle değerlendirilmesi olmalı. Hatta ben artık yabancı basında “Yakınınızdaki bir Sinemaya Gelmeyecek Olan Filmler” başlığına dahil filmlerle adamakıllı ilgilenmeye başladım. Gerçi, ille de eleştirmen olmasa bile gene bir sinema yazarı süzgecinden geçiyor ama olsun. Hiç değilse bu değerlendirmeyi yapanların o filmleri görmüş olduğunu biliyoruz.

 

Öte yandan, bu gece Altın Küre töreni var. Bakalım kim kazanacak?