Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Semaver Kumpanya 15. yıldönümünü kutluyor

Semaver Kumpanya 15. yıldönümünü kutluyor

17 Şubat 2017 - 06:02
Semaver Kumpanya’nın yeni oyunu “Mağrur Fil Ölüleri” özel bir yaşam çerçevesinde bir dönemin toplumsal sürecini de tartışıyor
MAĞRUR FİL ÖLÜLERİ- Yazan: Hakan Tabakan, Yöneten: Volkan M.Sarıöz, Dramaturg: Bilgesu Kasapoğlu, Dekor ve kostüm tasarımı: Başak Özdoğan, Işık tasarımı: Sema Öztaş, Ses tasarım: Sibel Altan, Oyuncular: Sarp Aydınoğlu, Sezin Bozacı, İbrahim Barulay, Uğur Senkeri.
 
1969 yılbaşı gecesi. Sahnede bir karı koca, üniversite yıllarında tanışıp evlenen Belkıs ve Cahit. 
Belkıs yılbaşı gecesini ailesiyle birlikte dışarıda geçirmeyi planlamıştır. Cahit ise bu geceyi evde kalıp Belkıs’la baş başa geçirmek istemektedir. Cahit’in her yakınlaşma girişimi Belkıs’ın olumsuz tepkisiyle yarıda kalır. Oysa oyunun başında Belkıs’ın baştan çıkarıcı, kışkırtıcı bir tavrı vardır. Semave Kumpanya sonrasını şöyle açıklıyor:
 
“Belkıs dışarı çıkmak konusunda Cahit’i ikna etmeye çalışırken eve, içinde ne olduğu ve kimin gönderdiği bilinmeyen bir kutu getirilir. Bu gizemli kutuyu açmak ise giderek çift için heyecanlı bir oyuna dönüşür. Kutunun içindekini keşfetme arzusuyla başladıkları bu oyun çiftin hayatlarını, ilişkilerini, ailelerini tartıştıkları bir hale dönüşecek, yıllarca halının altına süpürülmüş her şeyin ortalığa saçılmasına sebep olacaktır.”
 
Oyunun yönetmeni Volkan M. Sarıöz de  “Sadece bir dönem hikâyesi değil. Karakterler bir dönemin insanları, evet. Ama o günlerden bugüne uzanan bir yanı var hikâyenin.  Oyun iki kişi hakkında. Yine de insanlık gibi kalabalık. Ama sessiz, içine çekilmiş bir insan kadar da sade. Pek çok şey oluyor. Sanki hiçbir şey olmamış gibi. Ölüm gibi bir oyun galiba, ” diyor.
 
Ve oyuna adını veren bir özlü söz: Filler yalnız ölmeyi tercih ederler. Filler mağrur ölürler… 
 
Sarp Aydınoğlu ve Sezin Bozacı yalnız gezen yıldızlar, ölümü bekleyen filler gibi ıssız ve çaresiz. 
 
 
Oyunun Yorumu
 
Buraya kadar iyi hoş, güzel ve büyük laflar. Mağrur filler istikbal vaat eden, çok katmanlı açılımlara gebe bir tanım. 
 
Oyunun yorumu ise kısaca “Bir yudum tat almak için çiğnenen keçiboynuzu.”
 
Yazar Hakan Tabakan on parmağında marifetleri olan bir kişi. Şiirle ilgilenmiş, okuduğu kitaplarla övülesi bir iş yaparak “Karga Sahafhane” adında kitapçı dükkânı açmış, “biraz anı, biraz otobiyografi, bazen gezi, siyaset, edebiyat, futbol, yani adanaspor...” girişiyle açtığı bir blogu var, Adanaspor’un “laf söyletmeyiz”  diye babalanacağı kadar kulübün gözdesi, kulüp de onun gözdesi, bu arada Devlet Tiyatroları’nda değerlendirilmeyi bekleyen oyunları da var.
 
Tabakan daha önce de oyun yazmış olmasına karşın, ilk oyunlarda görülen bir acemilikten kurtulamamış gibi görünüyor. Yani bütün donanımını göz önüne sermek, çeşitli alanlardaki görüşlerini balyaya pamuk tıkarcasına oyuna doldurmak acemiliğinden söz ediyorum. İki kişinin ilişkisindeki sorunlardan ülkenin toplumsal yapısına ve sorunlarına uzanılabilir kuşkusuz. Ama ülkenin başına gelmiş ve gelecek her şey ile iki insanın başına gelmiş ve gelebilecek her şeyi tek bir oyunda irdelemek oyunun ayağını havada bırakabiliyor.
 
İnsanlarla ilişkilerini bilinmeyen bir nedenle koparmış sahnedeki karı koca. Kimsenin kapılarını çalmadığı ıssız bir yaşamları var. Başlangıçtaki tutkulu aşkı da yitirmiş görünüyorlar. Cahit’in babası faşistler tarafından öldürülmüş bir akademisyen. Belkıs’ın babası ise anlaşıldığı kadarıyla faşist olma aşamasına bile gelememiş, sermayeyi kediye yüklememek için her türlü yalakalığı yapan görgüsüz bir zengin. Cahit, onu sağcı olduğu için babasının ölümünden sorumlu tutuyor, Belkıs’ın içler acısı zavallılıktaki savunması ise devrimciler kazanmış olsa babacığının hapse atılma olasılığı. Oyun kaynayan çaydanlıktan, pişirilen kaşarlı tosta kadar alabildiğine gerçekçi biçemde yazılmış, buna solcu-sağcı meselelerini de katınca toplumcu gerçekçi bir oyun mu oluyor acaba? Bunca gerçekçilik içinde açılmayan armağan paketi soyutlamasına ne anlam vereceğimizi kestiremiyorum.
 
Bu şaşkınlık, özenli çalışmalarıyla her zaman öne çıkan dekor tasarımcısı Başak Özdoğan’a da sirayet etmiş gibi görünüyor. Sahnede yok, yok. Ama ne arasanız var. Gözü yormaktan başka işlevi olmayan dekor parçaları ve aksesuarlar bu primitif yapıyı büsbütün ortaya döküyor. Pek çok oyunda başarılı dramaturjisine tanık olduğumuz Bilgesu Kasapoğlu da şaşırttı beni.
 
Sezin Bozacı’nın abartıya kaçma riski gösteren oyunculuğu karşısında Sarp Aydınoğlu’nun ölçülü oyunu övgüye değer. İki oyuncu da aslında ellerinden geleni yapıyorlar. Ama dediğim gibi sonuç bir avuç keçiboynuzu olmaktan kurtulamıyor.
 
İletişim: 0212. 585 59 35
 
 

* * *

 
 

“TOY İstanbul” şubat ayı programı dopdolu

 
İstanbul’un sanat merkezlerinden “TOY İSTANBUL” Şubat ayı boyunca tiyatroseverlerin ikinci adresi olacak. Birbirinden başarılı tiyatro gruplarını sahnesinde ağırlayarak tiyatroseverleri her akşam farklı bir oyunla buluşturmaya devam edecek.
 
 
"Çıkmaz Sokak Çocukları” Şubat boyunca Salı akşamları sahnede olmaya devam edecek. İştar Gökseven, Faruk Barman ve Yağız Can Konyalı’nın başrollerinde yer aldığı, Lyle Kessler imzalı, Serkan Üstüner’in yönettiği Yan Etki prodüksiyonu oyun, 3 yetim karakter üzerinden kapitalist sistemde hayata tutunmayı, sistem içinde var olabilmeyi, güven ve aile kavramlarını sorguluyor.
 
  
Çarşamba akşamları ise dönüşümlü olarak sahnede yer alacak oyunlar Çağrı Şensoy’un yönettiği Aslı Yılmaz, Güneş Sayın, Metin Yavuzoğlu ve Salih Bademci’nin sahne aldığı mutsuzluğun yarattığı depresyona çareyi ilaçlarda arayan modern insanın durumunu ele alan “Tesir” ve İmer Özgün ve Tuğçe Yolcu’nun sahne aldığı, Siyah Beyaz ve Renkli Tiyatro’nun çağımızın korkusu “Zenofobi”yi sorgulayan oyunu “Yuva”.
 
Mert Öner’in yönettiği ve Sedef Ecer’in fantastik öğelerle bezeyerek yazdığı göç, şehirleşme ve kenarda kalanların hikâyesini anlatan ‘Kenardakiler’ ve Serap Matyaş ile Uğur Biçer’in rol aldığı Umut Burçin Gülseçgin’in yönetmenliğini üstlendiği, kadın – erkek ilişkilerini irdeleyen Ingmar Bergman filminden uyarlama “Bir Evlilikten Sahneler” ay boyunca Perşembe akşamları dönüşümlü olarak sahnede olacak.
 
 
Cuma günleri üst üste iki performansla son günlerin en merak edilen oyunlarından “Kaplan Sarılması” “TOY İSTANBUL” sahnesinde olacak. Kemal Hamamcıoğlu’nun yazdığı, Şebnem Bozoklu ve Kerem Fırtına’nın başrollerinde yer aldığı TOY Prodüksiyonu oyun “Kaplan Sarılması” teknolojiyle iç içe geçmiş hayatlarımız ve yalnızlıklarımızı bir kadının trajikomik hikâyesi üzerinden sorgulatıyor.
 
 
Hafta sonunda ise yönetmenliğini Meltem Cumbul’un yaptığı, 10 farklı karakterin tüm sınıf farklılıklarını yok ederek cinselliğe dair normları Freud’un teorileriyle mercek altına aldıkları “BLU” ile buluşacak izleyiciler. Arthur Schnitzler’in “Der Reigen” isimli eserinden David Hare tarafından uyarlanan oyun Cumartesi ve Pazar günleri sahnede olacak. 
 
 
Küçük tiyatroseverler için animasyonlar ve video görüntüleri gibi güncel araçlarla bezeli, müzikli çocuk oyunu ‘Oyunbazlar İstanbul’da’ 19 Şubat Pazar günü TOY İSTANBUL sahnesinde olacak. 
 

* * *

 

Eskişehir Şehir Tiyatroları’nda iki yeni oyun

 
 
Sınır
 
Eskişehir Büyükşehir Belediye Tiyatrosu iki yeni oyunla seyirci karşısına çıktı.  Bunlardan biri Muzaffer İzgü’nün “Sınır” adlı oyunu. Bir sınırın iki tarafında ülkesi adına nöbet tutan ve birbirlerine düşman oldukları öğretilmiş olan iki askerin trajikomik öyküsünün anlatıldığı mizah dozu yüksek olan savaş karşıtı oyunun yönetmeni Murat Danacı, ışık tasarımı ise Mustafa Kala imzasını taşıyor. Oyunda Emre Basalak ve Emre Demirci rol alıyor.
 
 
Yalancı Aranıyor
 
Dimirti Psathas’ın kaleme aldığı ‘ve Panayot Abacı’nın çavirdiği “Yalancı Aranıyor” adlı oyun,  siyaset dünyasındakilerin, yalan söyleme sanatı ile kol kola hareket ettiğinde,  ne denli gülünç durumlara düştüğünü gösteren, nefes kesen bir komedi. Yönetmenliğini Murat Atak’ın, kostüm tasarımını Tülay Kale’nin, ışık tasarımını Ali Rıza Tekin’in, mekân tasarımını Berna Kafkas’ın yaptığı oyunda Zafer Ergül, Yalçın Özen, Umut Bazlama, Serkan Sezgin, Emir Murat İzci, Özgür Onan, Bilge Cezayirli, Savran Perk, Çiğdem Altuğ, Ecren Can Serim, Ezgi Coşkun, Berkay Gökçek oynuyor.  
 
İletişim: 0222. 211 55 00 / 1218