Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Düğün dediğin böyle olur savaşta

Düğün dediğin böyle olur savaşta

10 Şubat 2017 - 06:02
Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü "Düğün" ile savaşa meydan okuyan bir direniş oyunu sunuyor
DÜĞÜN- Yazan: Wajdi Mouawad, Çeviren ve Yöneten: Zeynep Su Kasapoğlu, Işık tasarımı: Cem Yılmazer, Kostüm tasarımı: Semih Topal, Özge Çelebi, Bilge Selen Kutlu, Dekor ve Sahne tasarımı: Zeynep Su Kasapoğlu, Yönetmen yardımcısı: Cemil Atik Oynayanlar: Seda Güngör, Mert Kulbak, Selen Esen, Kübra Balcan, Kerem Arslanoğlu, Koray Alpay, Deniz Keresteci, Elif Cansu Akbıyık, Alp Özbayram, Onur Gürçay
 
Lübnan asıllı Kanadalı yazar, yönetmen ve oyuncu Wajdi Mouawad’ın yapıtı savaş ortamında   bir düğün hazırlığını yansıtıyor. Lübnan’da doğan ve ailesiyle birlikte savaştan kaçarak Montreal’e yerleşen yazar oyunu bire bir kişisel deneyiminden esinlenerek yazmış. 
 
Yönetmen Zeynep Su Kasapoğlu da oyuna yaklaşımını şöyle dile getiriyor:
 
“Hayatın üzerimize çöktüğü anlarda, yaşama tutunmanın bazen en iyi yolu, kaosa meydan okumaktır. Karanlığa karşı karanlıkla savaşmanın mümkün olmadığı bir evrende, kaosa karşı koymanın en iyi yolu da onu hiçe saymak, sanki yokmuşçasına yaşamaktır. İşte Nelly’nin düğün günü de tam böylesi bir manifesto; karanlığın karşısında durup, onun gözünün içine bakan…
 
Lübnanlı Nelly’nin ailesi, savaşın ve kargaşanın ortasında, hayatın devam edebileceğine inanmak adına kızlarına düğün hazırlığı yapar. Düğünü gerçekleştirme mücadelesi, bir varoluş kavgasıdır aynı zamanda. Bir kadının, bir adamın ve çocuklarının hayata tutunabilmek, hayallerin ve güzelliklerin varlığını hatırlayabilmek adına ölüme karşı hazırladıkları saf ve aldatıcı bir oyundur…”
 
 
Tiyatromuzun yeniliklere ve deneylere yol veren başarılı genç yönetmenlerinden Zeynep Su Kasapoğlu, Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü öğrencileriyle hazırladığı “Düğün” adlı oyunda farklı bir görsel tasarımı hayata geçiriyor.
 
Boş alanın ortasında uzun, yatay bir metal dikdörtgen prizma var. Yan duvarları tülle saydamlaşmış bu tünel benzeri prizmanın iç kısmı evin bir bölümünü, üstü ise düğün hazırlığı yapılan salonu gösteriyor. Bu dekor tasarımı izleyicilerin oyunda neresi vurgulanıyorsa o noktaya odaklanmalarına yardımcı oluyor. Dahası hareket düzenine de belirli bir dinamizm kazandırıyor. Oyunun ses ve efekt düzeni ise prizmanın arkasındaki sandalyelerde oturan iki oyuncunun önlerindeki metal içbükey levhalara vuruşlarıyla gerçekleşiyor. Bu kadar yalın bir ortamda insanların özlemleri, korkuları, heyecanları, düğün telaşları ve tabii hepsine egemen olan savaş inandırıcı bir biçimde ortaya konuyor. 
 
Düğün hazırlıkları yapılıyor ya, ana yemek olacak koyun henüz kesilmemiş ve düğünün baş kişilerinden biri olacak damat da henüz boy göstermemiş. Damadın nasıl biri olduğunu izleyiciler kadar oyuncular, başta gelinin kendisi olmak üzere ailede kimse bilmiyor. Oyun bu sürpriz gelişmelerle sürüyor. Hiç kuşkusuz en büyük sürpriz, gelinin kardeşinin kan revan içinde gelivermesi oluyor. Finaldeki bir başka sürprizi, yeni izleyicilerin keyfini kaçırmaman için söylemiyorum. Ama bu sürpriz oyunun temasını vurgulayan en önemli ve güçlü unsur oluyor.
 
Genç oyuncular, iletilmek istenen mesajın bilincinde olarak birikimlerini zorlayıp amatörce kokmayan bir performans gerçekleştiriyorlar. Öfkelerini olduğu kadar umutlarını ve özlemlerini aktarırken de sahici olmayı başarıyorlar.  Bu da simgesel ve soyut oyuna somut bir başarı boyutu katıyor. Gergin ve gerilimli günler yaşayan izleyiciler açısından da örnek alınacak bir azim, direnme ve yılmama öyküsü çıkıyor ortaya.
 
İletişim:  212. 533 65 32
 
 

Balat Monologlar Müzesi

 
 
Yeni Metin Yeni Tiyatro Atölyeleri kapsamında ödüllü oyun yazarı Ahmet Sami Özbudak’ın proje direktörlüğünde Balat için yazılmış oyunlardan oluşan “Balat Monologları Müzesi” Balat’taki Yuvakimyon Rum Kız Lisesi’nde oynanıyor.  Proje kapsamında bir müze olarak kurgulanan tarihî okulun her bir odasında farklı bir oyun sergileniyor.
 
Toplamda beş monolog ve iki kısa oyunun yer aldığı proje, genç oyun yazarlarının Balat ve Fener’de geçen gerçek hikayelerden ilham alarak yazdığı oyunlardan oluşuyor. Etkinlikteki performansların hepsi tek tek görülebildiği gibi dört tane seçilip tamamı izlenebiliyor.
 
Proje Direktörü: Ahmet Sami Özbudak, Yazanlar: Caner Kılıç, Yeşim Akyol Günay, Nihal Öztürk, Salihcan Sezer, Volkan Çıkıntoğlu, Serdar Kurt, Yönetenler: Ayfer Dönmez, Başak Kıvılcım, Lesli Karavil, Ilgın Sönmez, Doğu Polat/Koray Doğan, Oyuncular: Şebnem Köstem, Batur Belirdi, Kübra Balcan, Koray Kadirağa, Erol Babaoğlu.
 
İletişim: 212. 243 99 91 – 530. 260 25 24 
 
 

GalataPerform özel bir proje için Maxim Gorki Tiyatrosu'nda

 
Berlin'deki Maxim Gorki Tiyatro'sunun her yılın ilk günlerinde düzenlediği özel projelerden biri bu sene GalataPerform'un da katılımıyla GalataPerform'un kurucuları arasında yer aldığı "Undernational Affairs (Uluslaraltı İlişkiler)" çatısı altında gerçekleştiriliyor. Bu özel projenin  adı  "Theatre ist Endlich ist Theater (Tiyatro Sonsuzdur Tiyatro)".
 
 2016 yazında kurulan "Undernational Affairs"  Avrupa'daki hızla yükselen aşırı sağ kanada, muhazakarlığa, yeni milliyetçiliğe ve ırkçılığa karşı mücadele eden  küçük ve orta ölçekli tiyatroların kurduğu uluslararası bir ağ. Undernational Affairs'in kurucu ortakları arasında Studio ? (Berlin), Experimental stage / -1 (Atina), GalataPerform (İstanbul), Theatre of Displaced People (Kiev), Red House Centre for Culture and Debate (Sofya), Theater Neumarkt (Zürih) ve Teatru Spalatorie (Kişinev) bulunuyor. Türkiye'den GalataPerform adına Yeşim Özsoy ve Ayşıl Akşehirli'nin katıldığı "Theater ist Endlich ist Theater" projesinde altı kurucu kurumu temsilen altı ülkeden altı yazar ve altı yönetmen katılıyor. Farklı ülkelerden gelen katılımcıların birbirleriyle eşleşeceği projede yirmi dört saat içerisinde kısa oyunlar üretilecek. Yazarların sekiz saat içerisinde yazdıkları oyunları, yönetmenler sekiz saat içerisinde yönetecekler. Ev sahibi Maxim Gorki Tiyatrosu'nun oyuncularının oynayacağı bu oyunlarda tüm yaratım süreci yirmi dört saatle sınırlı. Undernational Affairs bu zor zamanlarda uluslararası bir noktada tiyatroyla direnmek ve bir araya gelmenin imkanlarını araştırıyor.
 
 

İki Yeni Oyun Sunuyor

 
 

Kürklü Venüs

 
Tiyatro Öteki Hayatlar, on ikinci sezonunda İstanbul’da ilk defa çeviri bir oyunla seyirci karşısına çıkıyor: Kürklü Venüs. David Ives imzalı oyun,  H. Can Utku çevirisi ve rejisiyle seyircilerle buluşuyor. 
 
İncelikli bir mizahı insanın daha karanlık yanlarıyla birleştiren, oyunun ve oyunculuğun nerede başlayıp bittiğini sorgulatan metin mazoşizme adını veren Leopold von Sacher-Masoch’un “Kürklü Venüs” kitabını sahneye uyarlamak isteyen bir yönetmen ile başrol için seçmelere gelen bir oyuncu etrafında şekilleniyor. Oyun içinde oyun biçimindeki kurgusuyla dikkat çeken metinde, ezen – ezilen ilişkisinin kaygan zeminli yapısı üzerinden kadın-erkek ilişkisi irdeleniyor. Konunun evrenselliğiyse çeviride metnin Türkiye’ye uyarlanmasıyla bir kez daha çiziliyor. Yönetmen Thomas Novachek, Bülent olarak Artun Özsemerciyan tarafından canlandırılırken Vanda Jordan da Funda ismiyle ve Berrin Dinçer’in oyunculuğuyla karşımıza çıkıyor.
 
  
Rezervasyon: 0212 243 37 20  /  0537 278 69 69  /  0535 862 91 24
Bilgi: Eda Erman / 0533 593 67 80 / info@otekihayatlar.com   
 
 

Kuartet

 
 
Kuartet, yirmili yaşlarında yeni evli bir çift olan Berk ve Ece’yle, on yılı aşkın bir süredir evli olan Süreyya ve Edip’in, farklı kombinasyonlarla yaptıkları 13 buluşma aracılığıyla bu dört farklı bireyi cinselliğe ve aşka yaklaşımları üzerinden anlamaya çabalıyor. Çift olarak tek tek var olabilmek ne kadar mümkündür? Bir kalp birden fazlasını sevebilir mi, peki ya ikiden fazlasını?
 
Yazan: H. Can Utku, Yönetenler: Nazlı Durlu-Ziya Demirel, Oynayanlar: İdil Engindeniz Şahan , Tonguç Dikme, Ayça Zeynep Genç, Ufuk Karagöz.
  
İletişim: 0545. 462 45 28