Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | “Savaşın ilk kaybedeni masumiyettir”

“Savaşın ilk kaybedeni masumiyettir”

23 Şubat 2013 - 07:02 | Ustalıklı dramaturji çalışması Troyalı Kadınlar tragedyasını daha da yoğunlaştırıyor.
Off-İstanbul yani İstanbul dışındaki tiyatrolarda sergilenen oyunlarda bu hafta Eskişehir Şehir Tiyatrosu'nun "Troyalı Kadınlar"ını ve Kocaeli Şehir Tiyatrosu'nun "İtirafçı Yürek" oyunlarını değerlendiriyoruz...
Eskişehir Şehir Tiyatrosu’nda bir büyük klasik: Troyalı Kadınlar

TROYALI KADINLAR- Yazan: Euripides, Çeviren: Yücel Erten, Yöneten: Murat Karasu, Işık Tasarımı Ersen Tunççekiç, Dekor- Kostüm Tasarımı Başak Özdoğan, Hareket ve Dans düzeni: Cihan Yöntem, Müzik: Yiğit Dalgın, Oyuncular:Zafer Ergül, Özlem Akdoğan, Gonca Yakut, Özlem Baykara Danacı, Savran Perk, Gamze Demirer, Ezgi Coşkun, Gamze Kılıkcı, Kıvanç Pehlivanoğlu, Ayşen Aşkın, Mert Tiryaki.

Çorak bir Anadolu kasaba irisinden, bir kültür metropolü yaratan Sayın Yılmaz Büyükerşen’in ülkemize armağanlarından Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Troyalı Kadınlar” oyunu ile İstanbul turnesi yaptı.

Özlem Akdoğan (Hekabe)
ve Gonca Yakut (Kassandra).
“Savaşın ilk kaybedeni masumiyettir,” sözü ile yola çıkılan oyunun yönetmeni Murat Karasu, yapıta yaklaşımını şöyle özetliyor: “Savaş artığı kadınların hep birbirine benzeyen ve yüzyıllardır hiç değişmeyen acılı hikâyeleri. Savaş denilen vahşiliğin, aptallığın, insanlığını kendi kendini yok etme akılsızlığının, çılgınlığının değişmeyen görüntüleri. İşin kötüsü artık bu yıkımı bir bilgisayar oyunu gibi algılayan duyarsızlaşmış insanoğlu… Savaşın nedenlerini saklayıp sonuçları ile yüzleşmemizi isteyen bir çalışmadır bu oyun. Nedenler bile isteye saklanmıştır. Hangi gerekçe yakımı, yıkımı, ölümü, soykırımı meşru kılabilir ki… Bugün yerkürenin hangi coğrafyasında olursa olsun, yaşanmış, yaşanan, yaşanacak hangi savaş masum, mazlum ve haklı olabilir ki. Bu oyun size bilmediklerinizi söylemeyecek, bildiklerinizi bir kez daha hatırlatacak.”

Murat Karasu’nun bu anlayışla kotararak başarıya ulaştırdığı oyun, sıkı dramaturjisiyle birçok olayı dışlıyor, ne Troya savaşını anlatıyor, ne Helen’le Paris’in tragedyaya zemin oluşturan aşklarını. Onlar artık geride kalmış; 10 yıl süren Troya savaşının ardından, kentin düşmesiyle kocalarını, çocuklarını, umutlarını kaybeden, esir düşen kadınların acılarının ve iç parçalayıcı haykırışlarının öyküsü anlatılıyor oyunda. Tanrılardan medet ummanın nafileliği, bebeklerin analarının ellerinden alınıp surlardan atılmasıyla daha bir pekişiyor. Bütün erkek egemen toplumlarda olduğu gibi bu savaşın sonrasında da kadınlar bir meta, hizmetkâr ya da seks nesnesi olarak görülüyor. Troyalı kadınlar büyük kayıplarının acısını yaşarken, bir yandan da bu olguya direnmenin, başkaldırmanın erdemini gözler önüne seriyorlar.

Başak Özdoğan’ın çok çarpıcı simgesel dekor tasarımı ve birer sanat yapıtı sayılacak kostümleri, Ersen Tunççekiç’in işlevsel ve estetik ışık tasarımı, Cihan Yöntem’in hareket ve dans düzeni, Yiğit Dalgın’ın müziği, Troyalı Kadınlar’ı bir işitsel-görsel şölene çeviriyor. Tiyatrolarımızda eksikliğini duyduğumuz oyun fotoğrafçılığındaki titiz çalışması için Gökhan Yolcu’yu ve AFSAD Sahne Fotoğrafçılığı Atölyesini özellikle kutluyorum.

Başta “Asya Yanıyor” çığlığını atan Hekabe’de Özlem Akdoğan, kucağından bebesi çekilip alınan Hektor’un karısı Andromache’ı oynayan Özlem Baykara Danacı, “Biri bir şarkı söylesin” çağrısında bulunan Kassandra’yı oynayan Gonca Yakut olmak üzere on bir kişilik oyuncular kadrosu bu şölenin başarılı parçaları oluyorlar. Bir İstanbullu seyirci olarak, “İyi ki izleyebildik bu yapımı,” diyorum.

“Tanrılara yakarmak yok. Güvenilir dostlar değil onlar,” diye uyarıyor Hekabe.


Bir Dünya Prömiyeri: İtirafçı Yürek

Aydın Sigalı tek kişilik oyunun hem yönetmeni, hem oyuncusu.


Kocaeli Şehir Tiyatrosu Edgar A.Poe’nun yapıtlarını tek kişilik oyunda derledi

İTİRAFÇI YÜREK- Yazan: Edgar Allan Poe, Çeviren: Engin Vural, Oyunlaştıran: Mesut Vural, Yöneten ve oynayan: Aydın Sigali, Görsel tasarım: Aksel Zeydan Göz, Dekor-Kostüm tasarımı: Rona Topçuoğlu, Işık tasarımı: Erol Dinçdemir, Ses tasarımı: İlker Sevüker.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçıları, hayli çetin bir işe girişerek bir dünya prömiyerine imza atmışlar. Gotik edebiyatın, korku, gerilim, polisiye türlerinin öncüsü sayılan Edgar Allan Poe’nun üç öyküsü ile kitlelerce çok iyi bilinen iki uzun şiirinden tek kişilik bir anlatı/oyun oluşturmuşlar.

Dekor tasarımını yapan Rona Topçuoğlu, boş sahnede dekor parçalarını en aza indirmiş. Aksel Zeydan Göz’ün ayrıntılı grafik çalışmasının ürünü olan görsel efektler ve bu efektleri vurgulayan Erol Dinçdemir imzalı ışık tasarımı oyunu destekleyerek boş alan duygusunu engelliyor ve öykülerin gerilim atmosferinin yaratılmasına büyük katkı sağlıyor. Engin Vural’ın yalın ve akıcı çevirisi, mesut Vural’ın üç gerilim ve korku hikâyesine iki güzel şiirle soluk aldırtan oyunlaştırması övgüye değer.

“Korkularımızın uyumaları gerekir, yoksa bizi yerler. Onlar uyumalıdır, yoksa biz ölürüz,” diyen Poe’dan uyarlanan oyun, “İtirafçı Yürek”, “Kara Kedi” ve “Diri Diri Gömülüş” hikâyeleri ile ünlü “Annabel Lee” ve “Kuzgun” şiirlerinden örülmüş. Büyük ölçüde Poe’nun kendi korkuları, kendi deneyimleri, kendi aşkları ve trajedilerinden izler taşıyan oyunu Aydın Sigalı yönetmiş, oyunun tek oyuncusu da kendisi. Tekdüzeliğe düşme riskini taşıyan bu tür tek kişilik yapımlarda, sorumluluk tamamen oyuncunun omuzlarına biner. Sigalı yönetmenlik görevini de üstlenerek bu sorumluluğu katlamış. Ama ölçülü oyunculuğu, kusursuz artikülasyonuyla her iki sorumluluğun üstesinden de yüzünün akıyla çıkıp yapımı başarıya götürüyor.

Bu tür uyarlamalar ve denemeler, tiyatro topluluklarına ve tek tek sanatçılara çok olumlu deneyim kazandırmasının yanı sıra, genelde tiyatromuzun repertuarına da katkı sağlıyor. Üstelik bu oyun bir dünya prömiyeri olarak Kocaeli BB Şehir Tiyatroları’nın kazanç hanesine yazılacak bir çalışma olmuş. Oyunu İstanbullu seyircilerle buluşturan bu seçimlerinden dolayı Kocaeli sanatçılarını kutluyorum.

Görsel tasarım oyuna büyük katkıda bulunuyor.