Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Orhan Tüleylioğlu | Aşk kırgını
21 Kasım 2012 - 07:11
Roland Topor, eylemci kişiliğini mizah öğeleriyle yoğurarak sanatına aktarıyordu
Dünyanın en çılgın sanatçılarından sayılan Roland Topor, salt karikatürcü olarak anılmaktan hoşlanmazdı. Çünkü o, sadece kara mizah ustası değil, aynı zamanda şair, roman, öykü, deneme yazarı, film ve tiyatro yönetmeniydi.

1938’de Paris’te doğan Topor, Polonyalı bir ailenin çocuğuydu. Sanat eğitimini Paris Güzel Sanatlar Okulu’nda yaptı. 20 yaşındayken ilk çizgilerini yayınladı, afiş çalışmaları ve filmleri ile de öne çıktı. “Panik Hareketi” akımına öncülük etti.

Topor, yaşamı boyunca özgürlüğü, baskıyı, zorbalığı, insan onurunu ayağa alanları, hırsızları, şiddeti yazdı ve çizdi. Ama bununla da yetinmeyecek aşkı, duyarlıkları, umutları, günlük yaşamın küçük ayrıntılarını da yazıp çizecekti:

Bense şunu istedim hep
Bin-dokuz-yüz-kırklardan bu yana
Varlığım armağan olmasın akbabalara
Bunun için hiçbir saplantıya kapılmadan
Hem yazdım, hem de çizdim
Hem kanı hem boku
Hem de aşnayı ve fişneyi

Topor, yaşamını sanatla yoğurmuş büyük bir sanatçıydı. Ciddi ciddi dalga geçti dünyayla. Sözcükleri tuzlu, çizgileriyse acıydı. Yapıtlarında cinsellik ve erotizm önemli yer tuttu. Onunla yapılan bir söyleşide şunları söyleyecekti:

“Cinsellik insan varlığının bir parçasıdır. Hiyerarşiden nefret ederim. Çıplakken herkes birdir. Cinsel organlar vücudun “pis” bölümleri olarak addedilir. Bu çok aptalca. Bizler oralardan geliyoruz. Hiç kimse bir kulak ya da burundan doğmamıştır. Doğal yaşamın bir gereği olan cinselliği resimlemenin ya da mizahını yapmanın yanlışlığı olamaz. Ama bazı kimseler zihinlerinden geçenlerin kendilerine gösterilmesinden hoşlanmıyorlar.”

Topor, 59 yaşında yaşama gözlerini yumduğunda ardında, dört roman, beş tiyatro eseri, sekiz öykü, dört şiir kitabı, binlerce desen, yüzlerce afiş ve bir o kadar da eşsiz illüstrasyonlar bıraktı. İşte, unutulmaz "Aşk Kırgını" adlı şiiri:

Bir daha mı, bir daha mı Aşk sözü
Tövbeler olsun, polis ya da itfaiye imdada yetişsin
Ne bir öpücük, ne bir çiçek, ne bir incik, işin özü
Yalnızca çürükler, mor çürükler bir de boncuk
Kahve yok, ne de çay, ne sütlü ne üstsüz
Ne de yağmur altında dans şarkıları
Manto için armağan: Kayış-Kemer!
Sonra her akşam çöpleri indirmek
Televizyonda spor haberleri
Ve ağladığında suçlu hep ben
Yeter artık, burama geldi
Artık Elveda! dememizin vakti geldi, sevdiğim
Maymunları seviyorum n’apim
Hem de sabırlıyım sen belki bilmezsin
İstersen hayvanat bahçesine götüreyim seni
Belki sen de aralarından birini seversin.

(Türkçesi: Ferit Edgü)