Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Nihan Bora | “Sanki bir daha hiçbir çocuk zarar görmeyecek gibi…”

“Sanki bir daha hiçbir çocuk zarar görmeyecek gibi…”

20 Kasım 2012 - 07:11 | Ahmet Yaşar, Didem Kaplan'ın yazıp yönettiği "Şeker"de, 12 yaşındayken babası ile beraber katledilen Uğur Kaymaz'ı canlandırıyor.
Tiyatro Artı, Şiddet Üçlemesi’nin ikinci oyunu Şeker ile bu topraklarda ‘bir şekilde’ yitip giden çocuklarımızı hatırlatıyor…Bırakın yan yana getirip yazmayı, okumakta zorlandığım iki kelime: Çocuk ve şiddet. Henüz hayatın acımasızlığından bihaber o dünya güzeli varlıklar; şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor ve hatta daha da ötesi…

Didem Kaplan’ın yazıp yönettiği "Şiddet Üçlemesi"nin ikinci oyunu olan "Şeker", geçtiğimiz günlerde prömiyer yaptı. Üçlemenin ilk oyunu "Ayna"da 12 kadının katledilişini konu etmişti Didem. Şimdiyse bir başka derin yaraya, çocukların maruz kaldığı şiddete parmak basıyor.

Oyundan hemen önce içeride seyircinin sabit kalıp kalmayacağını öğreniyorum. Malum, Mekan Artı seyirciyi de oyuna başarılı bir şekilde dahil edip yepyeni bir deneyim yaşatıyor bize. Bu sefer yerimizde sabitiz. Bedenen sabitiz ama bakalım ruhumuzda ne gibi hareketlilikler olacak göreceğiz…

Fırat Sezer (Şakir Güler), Ceylan Önkol (Dilek Yorulmaz) ve Uğur Kaymaz (Ahmet Yaşar), Didem Kaplan'ın "Şeker"inde.


Oyun, başarılı bir dekor ve makyajları farklı olan oyuncuların görünmesiyle başlıyor. Sahnede; Uğur, Ceylan, Türkan ve Fırat isimli çocuklar var. Bu dört arkadaş oyun oynuyor, tekerleme söylüyor, eğleniyor. Fakat karınları acıktığında yiyecek bulmak için birer birer sokağa çıkmaya başlıyorlar. Ne oluyorsa sokağa çıktıklarında oluyor işte…

Uğur’un Uğur Kaymaz (12), Ceylan’ın Ceylan Önkol (14), Fırat’ın Fırat Sezer (9) ve Türkan’ın Türkan Ay (10) olduğunu duyduğumuzda yüreğimize bir ağrı saplanıyor. İsimlerin hikayeleri hafızadan geri çağrılıyor ve o hikayeler gözbebeklerimize gözyaşı olarak oturuyor.

"Şeker", şiddeti göstermeden
şiddet konusunu irdelemeye
çalışıyor.
Tüm oyuncular monologlarda çok başarılı. Bir, mutlu çocuk olup oyuna dönüyorlar, bir gerçeğe. Mutlu olduklarında gülüyoruz hep birlikte, gerçeğe dönüp hikayelerini; Uğur'un 13 kurşunla nasıl öldürüldüğünü, Ceylan'ın koyunları otlatmaya çıktığında mayına basıp nasıl paramparça olduğunu, Fırat'ın nasıl bıçaklanarak katledildiğini ve Türkan'ın bayramda şeker toplamaya gittiğinde nasıl tecavüze uğradıktan sonra öldürüldüğünü duyduğumuzda midemize bir yumruk iniyor ve zaman duruyor sanki.

Hikayelerini biliyoruz fakat onları bir de sahnede görüp dinlediğimizde, insanlığın artık çok uzaklarda olduğunu fark ediyoruz. Zaten farkındayız da, bir kez daha dank ediyor kafamıza!

Didem, "Şiddet Üçlemesi"ni yaparken toplumda zayıf konuma indirgenmiş olan herkese uygulanan her türlü şiddeti irdelemeye çalıştıklarını ve bunu yaparken sahnede şiddeti göstermek yerine “şiddet” mevzusunu irdelemeyi tercih ettiklerini söylüyor. Bunu, kararında bir şekilde sahneleyerek başarıyor da.

Yazıyı sonlandıran da Didem'in cümleleri olsun, ne olsa aynı hisler içerisindeyiz: “Şiddet üçlemesi 2 - Şeker, bugün mis gibi bir prömiyer yaptı. İçimde garip bir umut. Sanki bir daha hiçbir çocuk zarar görmeyecek gibi... Şeker, sizlerle buluşmaya devam edecek yarın, sonraki gün, bir sonraki gün...”

Metin/Yönetim: Didem Kaplan
Proje Koordinasyon: Mehmet Ali Gümüş
Dramaturg: Ufuk Tan Altunkaya
Afiş Resmi: Serpil Odabaşı
Işık Tasarım: Zeki Elveriş

Oyuncular: Ahmet Yaşar, Dilek Yorulmaz, Serpil Bilgil, Şakir Güler.

Şeker

20-21-22-23-24-25 Kasım 2012 20:30
Mekan Artı / Harbiye