Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | İyi psikolog, iyi roman
23 Ağustos 2015 - 11:08
Noam Shpancer'in yazdığı 'İyi Psikolog', bir psikoloğun kendi hayatındaki sorunlara odaklanırken insan ruhuna dair düğümleri çözmesini anlatıyor
Terapi odasında neler olur? Gerçekten çocukluğumuzdan başlayarak anlatmak zorunda mıyızdır? Çocukken anne babası tarafından sevilmemiş her çocuk ileride problemli bir yetişkin olmaya aday mıdır? Her meslek grubunda olduğu gibi psikoloğun da iyisi var kötüsü var. İyisinin temel özellikleri nelerdir? Geçmişe takılıp kalmadan kendini akıntıya bırakmak boğulmamızı mı sağlar, kurtulmamızı mı? Yaptığımız yorumların bozuk ya da anlamsız olması hayatımızı nasıl etkiler?
 
Bütün bu sorulara ve çok daha fazlasına yanıt veren şahane bir kitap çıktı: Psikolog Noam Shpancer’ın yazdığı “İyi Psikolog”. Pegasus Yayınları, Irvin Yalom’un “Günübirlik Hayatlar”ını yayımlayarak insan psikolojisine ilgi duyan okurlarını ihya etmişti bir iki ay önce. Üstüne kısa süre sonra bu kitabı basması türün meraklılarını iyiden iyiye mutlu edecek.
 
Roman, bir psikoloğun çalıştığı kaygı bozuklukları merkezinde, danışanı Tiffanny ile geçen terapilerine odaklanıyor. Bir diğer katmanı ise psikoloğun üniversitede verdiği “Terapi Prensiplerine Giriş” dersleri üzerinden ilerliyor. Üçüncü boyut da psikoloğun eski sevgilisi Nina ile olan ilişkisi…  Terapi odasında, sınıfta ya da Nina’yı düşündüğü saatlerde durmaksızın insan psikolojisine ait düğümleri çözüyor psikolog.  Basit ve anlaşılır, hayattan örneklerle yapıyor bunu. İnsan ister istemez kendi hayatını da gözden geçiriyor. Korkularını, endişelerini, özgüvenini, değersizlik duygusunu…  Hayatın bazen nefes almayı güçleştiren baskısını hafifletecek o kadar çok şey var ki kitapta, başucunuzu hak ediyor. Sadece ‘iyi psikolog’u anlattığı için değil ‘iyi roman’a da örnek olduğu için.
 
Yeni romanlarını en kısa zamanda okumak umuduyla sözü Shpancer’a bırakalım.
 
* Cesaret de tıpkı korku gibi size aittir. Korku önemli bir danışman, ancak kötü bir liderdir. Tavsiyelerini dinleyebilirsiniz ama sizi yönlendirmesine izin vermemelisiniz. Cesaretse bilge bir liderdir. Onu izlemelisiniz.
 
* Bazen bir kelimeye o kadar ağır anlamlar yüklenir ki bu, hastayı dumura uğratır, ona eziyet eder. Böyle bir kelimenin içinin bir miktar boşaltılması, basitleştirilmesi gerekir.
 
* Terapi arkadaşlık değildir ve terapi görüşmesi devam etmeli, bir yerlere varmalıdır.
 
* Çalışmalar da göstermektedir ki eşlerimizi kendimize benzeyen ve yakınlarımızda bir yerde olan kişilerden seçiyoruz. İnsanlar mıknatıs değildir; karşıtlar en azından uzun vadede birbirini çekmez.
 
* Terapi için ödediğiniz para pasaporttur, tedaviyse yolculuk.
 
* Hiçbirimiz korkularımızdan kurtulamayız. Ama korkuyu doğru bir şekilde yönetmeyi, korku karşısında doğru tepki vermeyi, onunla barış içinde yaşamayı ve hatta onu lehimizde kullanmayı öğrenmeliyiz.
 
* Şunu unutmayın: Ne kadar bilinçli ve anlayışlı olursanız olun, terapi deneyimi ne kadar aydınlatıcı ve iyileştirici olursa olsun tüm bunlar hastayı ileri götürmeye yetmeyecektir. Haftada bir saat duvarlara vurarak inşası yıllar süren bir kaleyi delemezsiniz. Seansta öğrenilen dersler günlük hayatta uygulanmalıdır. Son tahlilde kişinin hayatının genel şekli, her günün toplamından oluşur.