Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Fadu meydan okumaya devam ediyor!

Fadu meydan okumaya devam ediyor!

13 Ocak 2013 - 07:01
Üçlemenin son sergisi olan “Evlenmeden Olmaz” ile karşımızda Fadu. Mısır Apartmanı’nda, Galeri Zilberman’da. Bu defa evlilik öncesi, kadına cinselliği “Evlenmeden Olmaz” sözüyle yasaklayanlara meydan okuyorFadu, Rize Pazar’lı bir karakter. Ressam Ayşegül Sağbaş’ın karakteri. “Biraz annem, biraz babaannem, biraz da ben,” diyor Fadu için. Fadu, Karadeniz’de Fatma ve Fadime isimlerinin kısaltılmışı olarak kullanılıyor. Güçlü bir kadın Fadu. Eğlenceli, sevimli, geldiği denizin suları kadar hırçın. Sağbaş, resimlerinde bize Fadu’nun hikayesini anlatıyor. Aslında bir anlamda Türkiye’de kadın olmayı…
Sağbaş, Fadu üçlemesinin ilki olan “Fadu Seni Yakaladım” adlı sergisini 2009 yılında açmıştı. O sergide İstanbul’a göç etmiş Fadu’nun günlük hayatından bölümler izlemiştik. Çamaşır asıyordu, yatağında aşk mektupları okuyordu. Derken bir başka resimde tuvalette ‘yakalanıyordu’. Kadının iradesi dışında bozulan mahremiyeti meselesine vurgu yapıyordu bu resimler.

2011’de üçlemenin ikinci ayağı “Sütü Bozuk”u sergiledi Ayşegül Sağbaş. İstanbul’da verdiği mücadele sırasında epey hırpalanan Fadu, baba ocağına geri dönmüştü bu sergide. Ama bunun bir bedeli vardı. Başından bir sürü macera geçmişti, uygunsuz hallerde yakalanmıştı, olmazdı (!) ve o artık toplumun ‘sütü bozuk’ tabir edilen kadınlarındandı. Bütün bunlara inat naif bir fettanlık içinde kendini metalaştırarak teşhir etmiş, hayli sert mesajlar vermişti o sergide bize. Kendisini ‘sütü bozuk’ olarak tarif edenlere hodri meydan demişti.

Şimdi üçlemenin son sergisi olan “Evlenmeden Olmaz” ile karşımızda Fadu. Mısır Apartmanı’nda, Galeri Zilberman’da. Bu defa evlilik öncesi, kadına cinselliği “Evlenmeden Olmaz” sözüyle yasaklayanlara meydan okuyor. Aslında, hikayesinin bu bölümünde, cinsellikten yola çıkarak ‘kadınla’ ilgili tüm tabulara kendi meşrebince kafa tutuyor Fadu. Şapka çıkarttıran bir cesaretle, vakurla. Sergideki eser isimlerine baktığımızda kadın hakkında türetilen özlü sözler (!) üzerinden de Fadu’nun tepkisini anlayabiliyoruz zaten: “Kızını Dövmeyen Dizini Döver”, “Evlenmeden Olmaz”, “Göster Ama Verme”, “Kızın Gönlüne Bırakırsan Ya Davulcuya, Ya Zurnacıya”, “Kabak Çiçeği Gibi Açmış”… Erkeklerce uydurulmuş kadınlık bilgisi notları, bu sergide Fadu tarafından yerle bir ediliyor.

Ayşegül Sağbaş, seksapelin üç önemli simgesini kullanmış “Evlenmeden Olmaz”da: Kırmızı renk, dantel, file çorap… Seksi olmanın kodları olan sonradan öğrenilmiş üç simge. Fadu’nun bedenine yakın plan yaklaşan sanatçı, ona giydirdiği kırmızı dantelalı iç çamaşırları ve file çorapların arasına çizgi film karakterlerini eklemiş. Her bir eserde başka bir karakter. Onlar da Fadu’nun çocuk kalmış, masum yanını simgeliyor. Aslında tam da bu noktada, kırmızı, dantel, file üçgeninin bir tek ‘çizgi film karakteri’yle bambaşka şeyler söyleyebileceğine, bütün bu yaftalamaların anlamsızlığına da dikkat çekiyor.

Bu arada sanmayın ki Fadu, sıfır beden bir kadın. Tam tersi, epeyce de balık etli. Bu da Fadu’nun kadınlıkla ilgili bir başka tepkisi. Kadının kadına ya da erkeğin kadına dayattığı vücut ölçülerine tepkisi... “Buna kim, neye göre karar veriyor?” diye soruyor sanki Fadu. “Evlenmeden olmaz” derken bir yandan da “Neden olmasın?” diye sorduğu gibi.

Bundan sonra da yeni sergilerle devam edecek Fadu’nun hikayesi… Kendisiyle, kadınlığıyla hesaplaştığı bu üçlemenin ardından, daha olgun ve farklı meselelere eğilen bir Fadu’yla karşılaştıracak bizi Ayşegül Sağbaş. Belki bir çocuğu olacak ileride, belki de siyasi bir söylem içinde göreceğiz onu, bir aktivist, nihilist… Kimbilir? Hepsi olabilir, daha fazlası da…