Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Bu 'Kredi' çekilir'
11 Ocak 2016 - 10:01
Kredi çekmenin zor olduğu günleri hatırlatan AST ve AYSA Prodüksiyon oyunu 'Kredi'de Güven Kıraç ve Emre Karayel'i izliyoruz
Bugün hayatlarımızdaki en kolay şeylerden biri de bankalardan kredi kullanmak. Telefonla yapacağınız başvurudan ortalama 15 dakika sonra müşteri temsilciniz müjdeli haberi veriyor. O daha sizi aramadan bankanız mesaj marifetiyle kredinizin onaylandığını bildiriyor. Hatta internet üzerinden evraksız mevraksız başvurup onayınızı alarak işlem yapmaya başlayabiliyorsunuz. Yeter ki kredi notunuz iyi olsun.
 
E hadi hayırlı olsun.
 
Eskiden böyle değildi ama... En az iki kefil istenirdi. Birine kefil ol demek zor gelirdi. İkinciye daha zor. Daha da fenası o kefillerin işi gücü bırakıp bankaya gitmek imza vermek zorunda kalmasıydı. Maaş yazısı, imza sirküleri... Bir dünya evrak. Hatta 2001 krizi döneminde kredi kullanacak kişinin ya da kefilinin kendine ait bir gayrimenkulü ipotek ettirmesi bile gerekti. Bekleme süresi ise bir haftayı bulurdu. Velhasıl kredi çekmek zordu.
 
İşte o zor günleri hatırlatan, üstüne üstlük kredinin onaylanmadığı bir hikâye anlatıyor Ankara Sanat Tiyatrosu ve AYSA Prodüksiyon’un birlikte sahneye koydukları oyun; “Kredi”. İspanyol oyun yazarı Jordi Galceran’in kaleme aldığı, Türkçe çevirisini Deniz Yıldız’ın yaptığı “Kredi”nin yönetmen koltuğunda İskender Altın oturuyor. Bu hafta prömiyerini yapan oyunda banka müdürü Gregorio rolünde Güven Kıraç’ı, kredi müşterisi Antonio’da Emre Karayel’i izliyoruz.
 
Kredi uğruna verilen mücadeleden kadın erkek ilişkilerine uzanan nefis bir komedi. İspanya’da ekonomik krizin ilk günlerinde bir banka müdürünün odasında geçiyor. Tek mekâna dünyalar sığdırmak mümkünmüş görüyoruz.
 
Antonio, kefil bulamamış, yeterli teminatı sağlayamamış bir müşteri. Banka müdürü Gregorio bu durumda kredi kullandırtamayacağını söylüyor. Müşterimiz ısrarlı, “Benim için tavsiyede bulunsanız... Sözümü teminat sayın.” Söz teminat sayılır mı? Bu soruyu enine boyuna tartışıyorlar. Müdür bunun olmayacağının altını çiziyor. Reddedilen müşteri meydan okumaya başlıyor: “Eğer bu krediyi vermezseniz, karınızı şefkatle baştan çıkaracağım...” Müdür pek ciddiye almıyor başta. Ama müşterisi gayet ciddi: “Bununla ilgili bir sürü yeteneğim var”. İte kaka odasından çıkarıyor müşteriyi banka müdürü. Ardından da karısını arayıp olan biteni anlatıyor. Karısı hiç beklemediği bir tepki veriyor: “Uğruna beni gözden çıkardığın tutar 3 bin euro mu? Benim değerim bu mu?” Hayır tabii ki de nasıl anlatsın şimdi Gregorio durumu? Bir de üstüne üstlük evden kovuluyor. Müdür çaresizlik içinde kıvranırken müşteri yeniden ziyaretine geliyor. Bu defa izzet ikramla karşılanıyor. Süt dökmüş kedi gibi müdür. Hesapta krediyi kullandırtacak ve karısına kavuşacak; hem de 3 bin değil 10 bin euro! Ve diyor ki: “Tamam söz teminattır”. 
 
Antonio, bunun altında kalmak istemiyor. “Sana karınla aranı düzeltmen için birtakım tüyolar vereceğim” diyor. İşte bu noktadan sonra kredi konusunu tamamen unutup, müdür Gregorio evliliğini nasıl kurtarır konusuna dalıyoruz: “Aslolan içten olmak. Gözlerinin içine bakarak konuş. Adını söyle, insanlar ismini duymayı sever. Ellerini tut. Onu istediğini bilmesini sağla!!!”
 
Banka müdürünün makamı bir terapi odasına dönüşüyor. Kadın ruhundan anlayan bir terapistle, hiç anlamayan hastası baş başa... Terapinin ilerleyen dakikalarında Antonio bir pazarlık yapıyor müdürle: “Karınla bir kere beraber olup sonra onu terk edeyim. Sana dönecektir bu durumda. Eğer dönmezse krediyi iade ederim.” Müdürün aklına yatıyor. İmzalar atılıyor, kredi onaylanıyor.
 
Burada bitebilir oyun... Ama hayır, bir anlamda yeni başlıyor. Sonraki gelişmeler, temposu bir an bile düşmeyen oyunun tansiyonunu daha da artırıyor. Final tüm beklenmedikliğiyle soğuk duş etkisi yaratıyor.
 
Velhasıl, kredi kimlere kullandırtılır, çekilen ya da çekilmeyen kredi nelere sebep olur, borç batağında yüzen bir insan kredi için neler yapabilir, tüm bu soruları ustalıkla yanıtlıyor oyun. Bu sorulardan hareketle keskin bir virajdan dönüp kadın-erkek ilişkilerine ulaşıp, onu da didik didik ediyor. Gülümseterek, zaman zaman kahkahalar attırarak.
 
Zevkle seyredilen, iyi oyunculukların göz kamaştırdığı güzel bir oyun “Kredi”. 
Ben kefiliniz olabilirim.
 
Bu “Kredi” çekilir.