Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Bir varoluş portresi
09 Haziran 2014 - 12:06 | "DİKKAT! DİKKAT!", video enstalasyon, Gizem Karakaş, 2014.
Eserler arasında en çok ilgimi çeken, Gizem Karakaş’ın “DİKKAT! DİKKAT!, 2014” adlı dört kanallı video yerleştirmesi oldu
İstiklal Caddesi üzerindeki en işlek sanat duraklarından Aksanat yine çok konuşulacak bir sergiye ev sahipliği yapıyor bugünlerde. Toplam altı sanatçının işleri var sergide. Dile kolay, Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü 2014 Yarışması için başvuran tam 370 çalışma arasından seçilmişler. Bu kılı kırk yararak yapılan seçme ne kadar özel bir sergi olduğunun da kanıtı aynı zamanda. Sergideki ilk üç işin sahipleri birincilik ödülünü kazanan Burcu Yağcıoğlu, ikincilikle ödüllendirilen Berat Işık ve üçüncülüğü alan İhsan Oturmak. Ayrıca ödül kazanmayan ama sergilenmeye değer bulunan Gizem Karakaş, Alican Leblebici ve Ayşegül Karakaş da eserleriyle bu sergide.
 
Eserler arasında en çok ilgimi çeken, 1987 doğumlu genç sanatçı Gizem Karakaş’ın “DİKKAT! DİKKAT!, 2014” adlı dört kanallı video yerleştirmesi oldu. Sanatçının, galerici, koleksiyoner, basın mensubu ve sanatseverle ilişkilerini dört ayrı videoda sorgulayan son derece ironik, bir o kadar da önemli bir çalışma bu. Hem sanatçının yaşadığı zorlukları anlatıyor, hem de ‘çağdaş sanat’la ilgili cesur sorular soruyor.
 
Eğer çağdaş sanat üzerine çalışan bir sanatçıysanız, bir kere sanatsevere işinizi izlettirmeniz gerekiyor. Çağdaş sanata burun kıvıranların azımsanmayacak kadar çok olduğunu düşünürsek hayli zorlu bir durum. İşlerini sergileyecek galeri bulması da o kadar kolay değil. Koleksiyonere eserini satmak bir diğer mesele. Ve tabii bir de basın var. Basının ilgisini çekmeli ki, diğer üç özneye karşı verdiği mücadelede yardımı dokunsun.
 
Bütün bunları, dediğim gibi dört ayrı videoda anlatıyor Karakaş. Her bir videoda sanatçının kendisini izliyoruz. Sadece yüz ifadelerini... Sesi ise kulaklıktan dinleniyor. İlk video, sanat severler için çekilmiş. Biraz bezgin, biraz da canı sıkkın bir Gizem Karakaş ekrandaki. Eserle ilişki kurmakta zorlanıp kolayına kaçarak “Bu çağdaş sanat da iyice saçmalık” diyenlere bir tavsiyede bulunuyor ilkin: “Önemli olan işin sana ne hissettirdiği...” Öte yandan, bir grup sanat izleyicisinin (!) dikkatini çekecek tılsımlı cümleyi de esirgemiyor: “Sonuna kadar kalırsan, daha etkileyici. Hem sanatla ilgilenmek havalı”. Sonra meydan okumaya başlıyor: “Bu video, sanat eseri mi? Bir yerlerde izlendiği için... Evet. Çünkü ben sanatçıyım ve öyle diyorum”.
 
İkinci videoda koleksiyonere hitap ediyor. Bu defa yüzünde sevimli bir gülümseme var. “İşim koleksiyonunuza dahil olmayı bekliyor. E tabii video işi almak kolay bir karar değil. Size vakit vereyim, bu işle bağlantı kurabildiniz mi? Kuramadıysanız, yatırım olarak da görebilirsiniz. Genç bir sanatçıyım, fiyat yüksek değil, gelecek vaat ediyorum. Hem beni ilk keşfeden siz olabilirsiniz”. Evet çok alaysı, evet bir yanıyla üzücü de, ama derdini gerçekten çok iyi ifade ediyor.
 
Üçüncü videoda basın karşısında sanatçı. Bu defa süsleniyor, kıpkırmızı bir ruj sürüyor dudaklarına ve başlıyor konuşmaya: “Dilerseniz, ilham aldıklarımı, video tercihimi özel bir röportajla anlatırım. Bu sayı röportaj mümkün değil mi? Sergi haberi olarak yayımlar mısınız? Kültür sanat sayfalarında olmam da şart değil, evimde özel bir dekorasyon çekimi yapabilirsiniz? En azından bir fotoğrafımı çeker misiniz? Sosyal medyada paylaşmak ister misiniz?”
 
Doğrusu bir gazeteci olarak mahcup oluyorum.
 
Ve son muhatap galerici. Onun karşısında ise endişeli bir yüz ifadesi takınıyor. “Fuarda işlerimi göstermiyorsunuz. Kişisel sergi sırası gelmiyor. Siz beni nasıl temsil ediyorsunuz? Eleştir ama işime karışma!”
 
Gizem Karakaş’ın, sanatçının en temel isteklerini absürt monologlarla anlattığı ve bir varoluş portresi çizdiği bu 4 kanallı video yerleştirmeden hepimizin payına bir şeyler düşüyor velhasıl. Anlamaya gönlü olanlar için.