Milliyet Sanat
Eylül 2022

Bulutlu bir günde

Sevin Okyay
.
Camilleri’ye ileri yaşta şöhret getiren Müfettiş Salvo Montalbano dizisinin dördüncü kitabı da karşımızda: “Keman Sesi”. Bu seriyi türlü zorluğu karşın sürdüren Mylos’a teşekkür borçluyuz. Mylos ve Ayrıksı Kitap gibi bağımsız yayınevleri sevdiğimiz yazarların serilerini bize tarih sırasıyla sunarak onları hakkıyla okumamızı sağlıyor.
 
“Keman Sesi”, Müfettiş Montalbano’nun sevmediği cinsten bir günde başlar. Bulutlu, karanlık, kahramanımızı da kendine benzeten bir gün. Montalbano, bir polis arabasıyla Vigàta dışındaki cenazeye giderken önlerine intihara meyilli bir tavuk fırlar. Sonuçta ıssız bir yerde kenara çekilmiş şişe yeşili bir Renault Twingo’ya çarparlar. Montalbano, karakolun telefon numarasını bir 
kâğıda yazıp arabanın sileceğinin altına sokar. 
 
Dönüşte arabanın hâlâ aynı yerde olduğunu görünce de meraka kapılır. Karakola telefon eden de olmamıştır. Merakına yenilerek gecenin ikisinde eve gider, uzun uzun kapıyı çalar. Açan olmayınca kendi marifetiyle açar. Genç, güzel, sarışın ve çırılçıplak bir kadının cesedini bulur. Ve yaşlı ahbabı Sinyora Vasile Cozzo’nun isimsiz ihbarıyla meselenin savcının kulağına gitmesini sağlar.
 
Sanat ve hayat
 
Bundan sonrası Montalbano ile ekibinin çalışmaları, müfettişin muammanın sonuna kadar gidip çözme inadı ve iyi polisliğini bazen baltalayan serkeşliğiyle geçip gidiyor. Müfettiş Salvo Montalbano hayalî Montelusa bölgesindeki gene hayalî Vigàta kasabasında oturur ve çalışır. Camilleri Vigàta’ya, Sicilya’nın güneybatısındaki kendi kasabası Porto Empedocle’yi örnek almıştı. 
 
“Keman Sesi”nde sanat, hayatı izler. Montalbano’nun kasabasında ve bölgesinde olan her şey orada da vardır. Yozlaşma, rüşvet, sahtekârlık, kadınların istismarı, cinayet, hırsızlık… Ama sanatın
güzelleştirici etkisi de var. Yaşlı ve sakat bir dahî olan üst kattaki keman üstadı Barbera, alt katındaki Sinyora Vasile Cozzo için her Cuma sabahı konser verir. Telefonla iletilen konser için yaşlı hanımefendi gene telefonda alkışlayarak teşekkür eder.
 
Nefis yemekler 
 
Montalbano adı yazarın çok beğendiği İspanyol yazar Manuel Vázquez Montalbán’a saygı mahiyetinde konmuş. Montalbán ile Camilleri’nin dedektifi Papa Carvalho arasında benzerlikler mevcut. Her iki yazar da kahramanlarının gastronomik tercihlerini öne çıkarırlar. Camilleri’nin müfettişi, evdeki yardımcısının her gün onun için pişirip buzdolabına koyduğu daha çok deniz mahsullerinden oluşan nefis yemekleri yer. Bu noktada Donna Leon’un kahramanı Brunetti’nin karısı Paola’nın yaptığı lezzetli yemekleri de hatırlatmak isteriz.
 
Ama yemek bile Montalbano’nun soruşturmasını nadiren engeller. Aramaya başlar ve bir ara soruşturma elinden alınsa da bulana kadar aramayı sürdürür. Şüpheliler arasında yaşlı ortopedist 
koca, iyi bir ailenin ölen Michela’ya hayran mahcup ve yarım akıllı genç oğlu ile Bolonyalı bir antikacı vardır. “Penceredeki Kadın”ın yazarı A.J. Finn, “Andrea Camilleri’yi ya seversiniz ya da henüz okumamışsınızdır,” demiş. Tamamen aynı fikirdeyiz.