Milliyet Sanat
Ekim 2016

Kırmızı çizgi

Taha Akyol
James Barr'ın Orta Doğu'nun kaderine yön veren ve bugün bölgenin âdeta gayya kuyusuna dönüşmesinde hatırı sayılır bir rol oynayan İngilizler ile Fransızlar arasındaki gizli kapaklı mücadeleyi kaleme aldığı "Kırmızı Çizgi", Orta Doğu'nun yakın tarihini üzerine.
"Kırmızı Çizgi"
James Barr
Çev: Ekin Can Göksoy
Pegasus Yayınları
Fiyatı: 35 TL
Tarih
 
Lozan tartışmalarının yeniden alevlendiği bugünlerde okunması gereken bir kitap çıktı. James Barr’ın “Kırmızı Çizgi, Paylaşılamayan Toprakların Yakın Tarihi” adlı kitabı. CNN Türk için 1919-1920 belgeselini hazırlarken Barr’ın kitabının İngilizcesini, bana lazım olan bölümleriyle okumuştum.
2011’de İngilizce yayımlanan kitabın adı biraz farklı: “Kumdaki Çizgi, İngiltere, Fransa ve Ortadoğu’yu Şekillendiren Mücadele.” ( A Line in the Sand, Britain, France and the Struggle that Shaped the Middle East.) Önce Pegasus Yayınları’nı özenli tercüme ve baskısı için kutlamak isterim. Kitabın sonuna koyduğu indeks, özenli baskının bir göstergesi.
 
Kitap I. Dünya Savaşı içinde ünlü Sykes-Picot anlaşmasıyla İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu’yu ve Doğu Anadolu’yu paylaşmasıyla başlıyor. Bu gizli paylaşım anlaşmasında Doğu Anadolu’yu kendisine ayıran Rusya da vardır fakat kitabın konusu Ortadoğu’nun paylaşılması. I. Dünya Savaşı’ndan 1950’ye kadar Ortadoğu tarihini inceliyor.
 
İngiltere’nin virgül oyunu
 
Kitabın bana göre en çarpıcı tarafı, Sykes-Picot anlaşmasının uygulanması ve Şerif Hüseyin’in Osmanlı’ya karşı ayaklanmasının tertiplenmesindeki kirli diplomasiyi çok iyi anlatıyor olmasıdır. 1915’te İngilizlerin Çanakkale yenilgisi onları Şerif Hüseyin’e daha bir yöneltmiştir. Bir yıl süreyle gizli pazarlıklar yapıldı, isyan için uygun zaman ayarlandı. Bu bir yılda Hüseyin’e gereken altın paralar ödendi ve silah desteği sağlandı. Anlaştılar. Hüseyin’le bu kirli diplomasiyi yürüten İngiltere’nin Mısır Genel Valisi McMahon’dur. Anlaşma deyim yerindeyse bir ‘İngiliz oyunu’dur. Gizli anlaşmadaki hükümlerin nasıl yazıldığı ve uygulandığı kitapta uzun uzun anlatılıyor, bir paragraf şöyle: “Hükümler, sanki hiçbir şeyin Britanya’ya Suriye’nin kalan kısımlarını Arapların almalarını kabul etmekten alıkoyamayacağını söylüyor gibiydi ve MacMahon bilinçli olarak, olması gereken yerden virgülü kaldırmıştı çünkü tam tersini söylemek istiyordu...”
 
Halbuki McMahon, kitapta ayrıntılı olarak anlatılan bu ‘virgül oyunu’yla, savaş sonunda bütün Ortadoğu’nun Şerif Hüseyin’e verileceği, büyük bir Arap Krallığı kurulacağı ümidini vermişti. Hüseyin bu heyecanla Osmanlı’ya isyan edecekti... Halbuki, aslında İngiltere ve Fransa’nın alacağı topraklardan kalan yerleri Hüseyin’e vaad etmişlerdi!  
 
Musul ve Lozan
 
Suriye ve Lübnan’ı; Fransa, Irak, Ürdün ve Filistin’i İngiltere alacak, Filistin’de uluslararası yönetim görüntüsü altında 'Yahudi Yurdu' kurulacak, bütün Ortadoğu’yu alacaklarını sanan Şerif Hüseyin’in çocukları bunu kabul edecekti... Kitabın diğer çok önemli ve Lozan’la da ilgili bölümü, Musul’la ilgili olanlardır. 1915’teki gibi Sykes-Picot anlaşmasında Musul Fransızlara verilmişti. Devamını kitaptan aktarıyorum: “Amiral Maurice Hankey, petrolün kömürden daha verimli olması sebebiyle ileride temel deniz (kuvvetleri) yakıtı olacağını açıklamıştı. Bu da Britanya’yı savunmasız bırakacaktı. Çünkü kendi kömür yatakları olsa da petrol tedariki için ABD’ye bağlıydı... Eğer İngiliz İmparatorluğu baskın deniz gücü olacaksa, sahip olabileceği en yüksek miktarda petrolün tartışmasız kontrolünü elinde tutması hayati önem taşıyordu... İran ve Mezopotamya’nın petrol alanlarını kontrol eden güç, geleceğin akaryakıtlarının çoğunun tedarik kaynağını kontrol ederdi.” (S. 74)
 
İngiltere, Sykes-Picot anlaşmasıyla Fransa’ya verdiği Musul’u işte bunun için çekip alacak, kendisi işgal edecektir.
 
Öyle ki, Fransız Başbakanı Clemenceau, İngiliz Başbakanı Lloyd George’a “Ateşkesten hemen sonra sizi Fransa’nın düşmanı olarak buldum” diyecektir. Hatta James Barr’a göre General De Gaulle’ün II. Dünya Savaşı sonunda İngiltere’nin Avrupa Müşterek Pazarı’na girmesini engelleyen politikasının kökleri ta o zamanlara kadar uzanır! Lozan’la ilgisi mi? Petrol diyarı Musul’u Fransa’nın elinden çekip alan İngiltere, orayı Lozan’da İsmet Paşa’ya verir miydi?! İsmet Paşa alabilir miydi?