Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Bay Bello'ya Tekrar Kavuşmak
Mart 2017

Bay Bello'ya Tekrar Kavuşmak

Bello insan olmayı neden istedi?Köpek Bello ve insan dostu Max’ın bir mucizeyle başlayan macerasını okurla buluşturan üç kitaplık seri küçüklere masal, büyüklere ders niteliğinde.

TUBA ÇAKIR 

Bir mucize olsa ve köpeğiniz, ya da bir başka hayvan dostunuz, insana dönüşse. Aslında doğasını zorlayan bu durumu, sırf sizinle bir insan gibi konuşabildiği, dertleşebildiği ve dahası sizi çok sevdiği için kabullense ve ayak uydurmaya çalışsa. Ancak tam her şey yoluna giriyor derken bu dönüşümün kalıcı olmadığı ortaya çıksa. Ne yapardınız? Size sevgisi nedeniyle insan olmaya çabalayan hayvan dostunuzun mutluluğu uğruna, nelerle karşılaşacağınızın hiç belli olmadığı bir maceraya atılır mıydınız? Yoksa her şeyi kabullenip hayatınıza kaldığınız yerden devam mı ederdiniz? “Hayır” dediğinizi duyar gibiyim. Öyle olmalı tabii, insan hiç dostunun mutluluğundan ve dahası mucizelere inanmaktan vazgeçer mi?

Alman çocuk ve gençlik edebiyatının usta ismi Paul Maar, mucizelere neden inanmamız gerektiğini bize, Bay Bello ve Max’ın dostluğuyla anlatıyor. 

2016 yılında Türkçe okuruyla buluşan "Bay Bello ve Mavi Mucize", yaşlı bir kadının Max’ın babası Sternheim’ın eczanesine gelerek küçük bir şişedeki mavi sıvıyı bırakmasıyla başlıyor. Çok geçmeden anlaşılıyor ki bu sıvı, anne ve babası ayrıldıktan sonra babasıyla birlikte sakin ve sıradan bir hayat yaşayan 10 yaşındaki Max’ın önündeki büyük maceranın ilk sinyali. Üstelik o, bu macerada yalnız da değil. Babasının arkadaşı Bay Edgar’ın çiftliğinde karşılaşıp ilk görüşte bağlandığı köpek dostu Bello, Max’ın serüveninin başrolünü alıyor.

Mavi sıvının gizemi

Bello bir kaza sonucu esrarengiz mavi sıvıyı içerek akıl almaz bir değişim yaşıyor. İnsana dönüşmeyi, en sevdiği mamasından vazgeçip masada oturup çatal-bıçak kullanarak yemek yemeyi kabullenme pahasına, biricik dostu Max ile konuşup dertleşebildiği için seven Bello -ki insanken ona Bay Bello demek daha doğru-, bir yandan da bize komik hikâyesi boyunca küçücük detaylarla, insan olmanın aslında çok da zor olmadığını gösteriyor. Kelimeleri çarpık telaffuz etse de kendisini, duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi öğrenen Bay Bello için yerde değil yatakta uyumak, ayakkabılarla yıldızı barışmasa da giyinip kuşanmak, dişlerini fırçalamak gibi eylemler diğer insanlar tarafından biraz daha kabul görmeyi sağlayan birer teferruat sadece. Onu Bay Bello yapan esas şey, tüm bu 'insan olma' curcunası içinde, kendisinden fiziki olarak daha güçlü bir okul arkadaşı tarafından hırpalanan Max’ı korumayı unutmamış olması. 

Ancak bu dönüşüm kalıcı değil, fakat Bello’nun duyguları kalıcı. Dahası -kötülüğü ve yalan söylemeyi hiç anlamasa da- çevresinde olup biteni ve konuşulanları artık daha fazla anladığı bir gerçek. Şimdi bu güzel dostluk için kendi doğasının sınırlarını zorlama sırası Max’ta. 

Engelden önceki antrenman

Orijinal dilinde ilk olarak 2005 yılında yayımlanan üç kitaplık serinin ikinci kitabı "Bay Bello’nun Yeni Maceraları"  ve son kitabı "Bay Bello’ya Tekrar Kavuşmak" Türkçede, -ilk kitap gibi- yine Süheyla Kaya çevirisiyle, Can Çocuk tarafından 2016 yılı içinde altı ay ara ile yayımlandı. 

0İkinci kitapta Max ve Bello, mucizevi de olsa etkisi geçici olan bu mavi sıvının on yıllar önce yazılmış formülünün peşine düşüyor. Max’ın büyük büyükbabasının notlarının izini süren ikili, bu gizemli sıvının tarifine ulaşmanın pek kolay olmadığını kısa sürede anlasalar da karşılıklı konuşarak anlaşabildikleri bir dünyanın hayali vazgeçmelerini önlüyor. Öyle ki Max, babasının haberi ve dolayısıyla izni olmadan kalkıştığı bir macerada, babasına karşı vicdanı hiç rahat olmasa bile, can dostu için kendi sınırlarını ne denli zorlayabileceğini de gösteriyor. Ancak, bir yanıyla epey alışılmadık bu ikilinin nihayet en çok istediği şeye kavuşmasını sağlayan bu sınav, yine el ele vererek aşmaları gereken daha büyük bir engelden önceki küçük bir antrenman olarak kalıyor.

Gerçek kişilerden esinlenen yazar

Üçüncü kitap "Bay Bello’ya Tekrar Kavuşmak" ise, Max ve Bello’nun dostluğunu kötü niyetli insanlara karşı verilen bir mücadeleyle pekiştiriyor. Bir tren yolculuğu sırasında Bello’nun kabiliyetini fark eden zalim bir hayvan terbiyecisi onu kaçırıyor. Bello bir sirkte -ki oranın tıpkı bir yunus parkı ya da hayvanat bahçesi gibi, hayvanları hapsederken insanları eğlendirmeyi vaat eden, 'şatafatlı bir hayvan hapishanesi' olduğunu söylemek daha doğru- sansasyon yaratacak bir gösteri yapması için esir tutuluyor. Fakat Max elbette arkadaşından vazgeçmiyor ve onu kurtarmak için bir plan yapıyor. Serinin son iki kitabında tanıştığımız; yıllarca adeta yeraltında bir hayat yaşan ve Max ve Bello ile karşılaşınca yeniden hayata karışan Astor Amca, ateş kırmızısı saçlarıyla dikkat çeken Meike ve mavi sıvının mucidi Bay Melkon’un da yardımlarıyla Max planını uygulamaya geçiriyor. 

Üç kitap boyunca adım adım nasıl geliştiğini ve karşılıklı fedakarlıklarla nasıl engelleri aştığını gördüğümüz bu sınır tanımayan dostluk, bugün hatırlamaya en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerin altını küçük okurları için bir, büyük okurları için ise iki kere çiziyor.

Tanık olduğu gerçek kişi, durum ve olayları kendince hikayelere dönüştürüp yeniden yazarak büyüdüğünü ve kitaplarını yazarken en büyük ilham kaynağının yine çocukluk dönemi olduğunu söyleyen Paul Maar resim ve sanat tarihi mezunu. İlki 1968’de olmak üzere, bugüne kadar yayımlanmış yaklaşık 50 kitabı bulunuan Maar, bütün eserleriyle Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü, Hans Christian Andersen Madalyası ve Friedrich-Rückert Ödülü gibi pek çok prestijli ödülün de sahibi.

Tüm seri Türkçede

Paul Maar, yaklaşık otuz dile çevrilerek çocuk edebiyatı klasikleri arasına giren yedi kitaplık seri Sams’ın Maceraları’nın da yazarı. Tamamı Maar tarafından resimlenen ve ilk kitabı 1973’te yayımlanan, üç kere beyazperdeye ve ayrıca kukla tiyatrosuna uyarlanan, oyuncak bebekleri üretilen ve sadece Almanya’da dört milyondan fazla satan bu kırk küsur yıllık serinin yedi kitabının tamamı, yine Süheyla Kaya çevirisiyle Can Çocuk tarafından Türkiyeli okurla buluşturuldu.