Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » "Bir çapkının anıları"
Eylül 2016

"Bir çapkının anıları"

Everest Yayınları’ndan Nilüfer Güngörmüş çevirisiyle çıkan "Hayatımın Hikayesi", 18. YY.'da yaşamış Casanova’nın hayatından bazı kesitleri bir araya getiriyor.
"Casanova"
Giacomo Casanova
Çev: Nilüfer Güngörmüş
Everest Yayınları
ANI
 
ÖZGE KARA 
 
Çapkınlık hikayelerinin başkahramanı Casanova, hakkında çok az şey bilmemize rağmen ismini sık sık andığımız isimlerin başında geliyor. Kadınlarla kurduğu ilişkilerle kendini gösteren pek çok erkek için akla gelen ilk benzetme onun ismi. Öyle ki çapkınları nice filmlere, şarkılara ilham olmuş. Edebiyat dünyasındaki etkileri de yadsınacak türden değil. Bunda kendisinin yüzyılları aşan namının da payı büyük tabii. Hayatı boyunca 100’den fazla kadınla birlikte olduğu söylenen Casanova’nın çapkınlıkları dışında ne biliyoruz diye sorsak hepimiz bir durur düşünürüz herhalde.
 
60'tan sonra yazılan kitap
 
Halbuki Giacomo Giralomo Casanova’nın 60 yaşını geçtikten sonra kaleme aldığı ve tüm dünyada "Hayatımın Hikayesi" adı altında basılan anıları, 18. YY.'da yaşamış bu maceraperest hakkında çok şey söylüyor. Everest Yayınları’ndan Nilüfer Güngörmüş’ün çevirisiyle çıkan "Hayatımın Hikayesi" de Casanova’nın bu anılarından bazı kesitleri Türkiyeli okurlarla buluşturuyor. Otobiyografik bir eser olan kitap, bu çılgın adamla ilgili bilmediğiniz pek çok konuya ışık tutarken bir taraftan da Casanova’nın çapkınlıklarının arkasında yatan hisleri dile getiriyor. Nitekim sanılanın aksine birlikte olduğu kadınlara gerçekten âşık olan ve dahası onlara derin bir tutkuyla bağlanan Casanova, ilişkilerini anlatırken oldukça dürüst bir üslup benimsemiş. Bu da kitaptaki her anıyı biraz daha özel kılıyor. 
 
Kadınların oyuncağı
 
Kitap, Casanova’nın çocukluk dönemine ilişkin anılarıyla açılıyor. Casanova, 1725 yılında Venedik’te doğmuş. Annesi de babası da tiyatro oyuncusuymuş. Ebeveynleri çeşitli oyun ve turneler sebebiyle sürekli şehir dışında oldukları için anneannesinin yanında büyümüş. Anneannesine olan düşkünlüğü de bu yıllara dayanıyormuş işte. Kendisiyle ilgili “Üzerimde mutlak bir etkisi olan ve beni tüm emirlerine kayıtsız şartsız itaat etmeye alıştırmış tek kadın” diyen Casanova, anılarında sık sık anneannesine duyduğu derin sevgi, saygı ve minnet duygusunu paylaşıyor. 
 
Bir süre Padova’da eğitim gören Casanova, kıvrak zekası sayesinde başarılı bir öğrencilik dönemi geçirmiş. Öğrencilik yıllarında, henüz 11 yaşındayken, ilk kez bir kadına karşı ilgi duyan Casanova, belki de bundan sonra kadınlarla olan ilişkilerine yön verecek bir hayal kırıklığının ardından şunları söylüyor kitapta: “Delikanlılığa erişmeden bu kadar iyi bir mektepten geçmeme rağmen, 60 yaşıma kadar kadınların oyuncağı olmaya devam ettim.” 
 
Din adamlığından umudu keserek macera dolu bir hayata atılan Casanova kemancılıktan askerliğe, tiyatro oyunculuğundan avukat yardımcılığına dek pek çok farklı iş yapmış. Dolayısıyla kitapta da her seferinde farklı bir sıfatla çıkıyor karşımıza. Ve tabii ki farklı bir şehirde... Paris’ten Moskova’ya, Londra’dan Prag’a ve hatta İstanbul’a uzanan bu maceralar boyunca farklı kadınlara ilgi duymuş Casanova. Zaten kitabın her bölümünde de bir başka kadınla olan ilişkisini anlatıyor. Bununla beraber de kişisel hayatından başka izler paylaşıyor. “Kadınları delicesine sevdim; ama aslında her zaman özgürlüğümü seçtim,” diyen Casanova’nın yolculukları hep tutku, skandal ve kaçış hikayeleri dolu. Dolayısıyla okura hem merak hem heyecan içeren bir okuma sunuyor. 
 
Dönemin kadınları
 
Anlattığı her anıda dikkat çeken bir ortak özellik de bahsettiği kadınlara karşı duyduğu yoğun hisler. Nitekim Casanova, kadınlarla yaşadığı fiziksel birliktelikten çok, onlarda kendini heyecanlandıran özellikler üzerinde duruyor ve bu kadınların kendisinde uyandırdığı hislerden bahsediyor. Kadınların güzelliklerini, gülümseyişlerini; onlarla ettiği sohbetleri uzun uzun tasvir ediyor. Dahası bu kadınların yaşamlarındaki detaylara girerek dönemin kadınları ve yaşam koşulları hakkında da önemli ipuçları veriyor.
 
Bu arada Casanova’nın edebiyatla olan ilişkisinden bahsetmekte fayda var. Biraz da yaşadığı ilişkilerden aldığı ilhamla çok sayıda şiire imza atmış hayatı boyunca. Dahası yine şairler ve yazarlarla olan yakınlığı sayesinde çeşitli eleştiriler de kaleme almış. Bunun yanı sıra aralarında Homeros’un "İlyada"sının da bulunduğu pek çok eseri İtalyanca’ya kazandırmış. Son yıllarını geçirdiği Dux Şatosu’nda kitaplık görevlisi olarak çalıştığı dönemde ise "Hayatımın Hikayesi" adı altında anılarını yazmış. Zaten en büyük ünü de bu anılarından kazanmış ve tabii ki anılarını anlatırken takındığı dürüst ve doğal üslubundan... 
 
14 bölümden oluşan kitap, Casanova’nın doğumundan 49 yaşına kadar olan hayatına genel bir bakış sunuyor; okuru her bir bölümde farklı bir şekilde karşımıza çıkan Casanova’nın hem hareketli hem tutkulu maceralarına davet ediyor.