Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » 50 yıllık sanat hafızamız: Milliyet Sanat
Mayıs 2023

50 yıllık sanat hafızamız: Milliyet Sanat

Milliyet Sanat dergisinin 50’nci yaşı için Evrim Altuğ tarafından kaleme alınan “Türkiye’nin Sanat Hafızası: Milliyet Sanat Dergisi 50’nci Yıl Kitabı”, Türkiye ve dünyanın son yarım asırlık kültür sanat hafızasının bir dökümü niteliğinde. Biz de Milliyet Kitap olarak 50 yıl boyunca yaşanan her gelişmeyi ilmek ilmek kayıt altına alan Milliyet Sanat dergisi için hazırlanan bu önemli kitabı kapağımıza taşıyalım istedik.

ÖMER FARUK ŞERİFOĞLU

Milliyet Sanat dergisi, 50’nci yılını “Türkiye’nin Sanat Hafızası” adlı özel bir kitapla kutluyor. Sanat eleştirmeni ve gazeteci Evrim Altuğ’un derginin 50 yılını, yani tüm sayılarını titizlikle inceleyerek hazırladığı “Türkiye’nin Sanat Hafızası”, âdeta Cumhuriyet’in son 50 yılının sanat dökümü, hatta karnesi olmuş…

Yayıncılık âleminde, kitabın ölümsüzlüğü genel kabul görürken süreli yayınların ilginç bir kaderi vardır; her yeni sayısı çıktığı anda, bir önceki eskimiş ve arşiv malzemesi olmuştur. Ölümsüz olmasa da süreli yayınların asıl kıymetli yanı inkârı ve çürütülmesi imkânsız birer belgeye dönüşmesi; dolayısıyla her türlü araştırma ve bilimsel yayın için birincil kaynak ve referans malzemesi olmasıdır. Periyoduna ve kapsamına göre her sayfası vesikalık bir fotoğraf gibi zamanına dair birer belgedir. Sanat yayıncılığı olarak bakarsak, gazeteler ve dergiler güncel sanat ortamı hakkında fikir verirken belge nitelikleri vardır, kitaplar ise sanatsal birikimi bugüne ve yarına yansıtması/tartışması açısından önemlidir ve sanat literatürünü oluştururlar.

Türk basının efsane isimlerinden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, 25 Eylül 1972 Pazartesi günkü başyazısında Cuma günleri okurla buluşacak haftalık ek olan Milliyet Sanat dergisinin doğumunu müjdeler. Milliyet Sanat, 29 Eylül 1972’de ‘yüz binlere seslenen ilk sanat dergisi’ olarak yayın hayatına başlar. 1972’den günümüze kesintisiz olarak yayımlanan Milliyet Sanat dergisi 50 yılı aşan geçmişine 760 sayı sığdırmış.

BATI TARZI GAZETECİLİK

1972’de sahibi Ercüment Karacan olan Milliyet gazetesi, Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin getirdiği Batı tarzı gazetecilikle, her gün ücretsiz bir dergi eki vermeye başlar; İpekçi’nin önerisi ve çabası ile bu dergilerden biri de 29 Eylül 1972 günü ilk sayısı çıkan 16 sayfalık Milliyet Sanat dergisi olur. Milliyet Sanat, 8 Mart 1974’te gazeteden ayrılarak 28 sayfalık haftalık bir düşünce ve sanat dergisi olarak piyasaya verilir. Satışa çıkan ilk sayısının (başlangıç itibarıyla 70. sayı) fiyatı 200 kuruştur. 5 Şubat 1980 tarihli 309. sayısı 36 sayfaya ve fiyatı 750 kuruşa çıkar. Şubat 1980’de aylık dergiye dönüşen Milliyet Sanat artık 128 sayfadır ve fiyatı da 100 lira olur. Edebiyat, müzik, tiyatro, resim, sinema ağırlıklı olmak üzere bütün sanatlara, güncel gelişmelere yer verilen derginin her sayısında kitap tanıtımları, haftanın sanat olayları ve takvimi, sinema, resim ve müzik eleştirileri vardır. Zeynep Oral, Özdemir Nutku, Mete Tunçay, Faruk Yener, Hilmi Yavuz, Mehmet Doğan, Ahmet Köksal, Atilla Sav, Mahmut Tali Öngören, Onat Kutlar, Cavit Orhan Tütengil, Emre Kongar, Atilla Özkırımlı o yıllarda en çok yazan isimlerdir. Abdi İpekçi’nin bir projesi olarak yayın hayatına başlayan dergi, haftalık olarak başlar ve sonra 15 günlük, ardından da aylık olarak sırasıyla Akal Atilla, Zeynep Oral, Ülkü Tamer, Tuğrul Eryılmaz ve Filiz Aygündüz’ün yayın yönetmenliğinde yayımlanır. Zaman içinde birçok yarışmalar düzenler, özel sayılar hazırlar.

GAZETENİN MUTFAĞINDAN

1972’de başlayıp günümüze ulaşan kesintisiz 50 yıllık süreçte dergi, değişen çehresi, içeriği ve altyapısı ile Milliyet gazetesinin mutfağından beslenerek aktüel habercilik dinamiğini hiçbir zaman kaybetmez, böylelikle Türkiye’nin son 50 yılında sanat gündemini takip etmeyi ve kayda geçirmeyi başarır. 1970’li yıllardan beri en ciddi ve kapsamlı sanat dergisi niteliğini koruyan dergi, ilk yıllarında Türkiye’de henüz televizyon, video gibi iletişim araçlarının olmadığı düşünüldüğünde, sanatseverlere sanatın her dalını takip etme imkânı sunar. O yıllarda derginin yazı işleri müdürlüğü görevini üstlenen Zeynep Oral bu süreci şöyle anlatır: “Daha birinci sayımızda ilkelerimizi açıkça koymuştuk: Sanat dergisi, kültür ve sanatın tüm dallarını kapsayacaktı. Şiir, deneme, öykü vb. ürün yayımlamayacaktı. Sanatın haberciliğini yapacaktık. Sadece Türkiye’deki değil, dünyadaki önemli sanat olaylarına da yer verecekti. Çağdaş evrensel kültürün çok yönlülüğünden, farklılıkların zenginliğinden, ortak kültür mirasından pay alacaktı. Yalnız Türkiye’nin büyük kentlerindeki değil, ülkenin her köşesindeki sanatsal ve kültürel oluşumları izleyecek, yerel kültürlerin evrenselliğini vurgulayacaktı. Anadolu’daki tüm muhabirler, gazetenin Yurt Haberleri Servisi yardıma hazırdı.” (Meslek Yarası, 2006, s. 48) Yine Oral’ın hatırlattığına göre, 1978 yılında maddi yetersizlik sebebiyle derginin kapatılmasının konuşulduğu bir toplantıda Abdi İpekçi ağırlığını koyarak şöyle der: “Sanatçısını yaşatmayan toplum yaşamıyor demektir. Sanat Dergisi’ni kapatmak, Milliyet’e yakışmaz.” Bu çıkışıyla, ülkemizin o yıllarda geçtiği buhranlı yolda, derginin yoluna devam etmesini sağlar.

Yazının tamamını Milliyet Kitap’ta bulabilirsiniz.  

Etiketler: Milliyet Sanat  kitap