Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Bu hafta vizyona giren 10 film

Bu hafta vizyona giren 10 film

Bu hafta vizyona giren 10 film 13 Nisan 2018 - 11:04
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 4'ü yerli 10 film vizyona giriyor. İşte haftanın filmleri...

 

Rampage: Büyük Yıkım

 
İnsanları kendinden uzak tutan bir Primatolog olan Davis Okoye, doğumundan beri bakımıyla ilgilendiği oldukça zeki bir goril ile arasında inanılmaz bir bağ kurar. Oldukça nazik olan maymun, uygulanan yanlış bir deney sonucu korkunç bir canavara dönüşür. Konu ile ilgili araştırma yapıldıkça, benzer şekilde dönüştürülmüş bir çok yırtıcı hayvan keşfedilir. Davis, küresel bir afetin oluşmasını engellemek, genetiği değiştirilmiş hayvanları kurtarmak için, gözden düşmüş bir genetik mühendisi ile birlikte harekete geçer.
Aynı isimli bir video oyunundan uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Brad Peyton oturuyor.
 
 

Oflu Hoca Trakya'da

 
Doğanspor futbol kulübünün başkanlığını yapan Oflu Hoca, yeni transfer peşindedir. Genç yetenek Hayati’yi gözüne kestiren Oflu Hoca, onu transfer etmek için Lüleburgaz’a gider. Bu sırada Lüleburgaz’da hapishanede yatan Haspi adındaki bir adam tahliye olur. Haspi, tamamen farklı karakterde biri olsa da Oflu Hoca’ya ikizi kadar benzemektedir. Haspi’nin hapisten çıkması Oflu Hoca’nın Lüleburgaz’daki günlerini kabusa çevirir.
 
 

Sessiz Bir Yer

 
2 çocuklu bir aile, izole bir kırsalda sakin bir yaşam sürmektedir. Henüz büyüme çağlarında olan çocuklar da, ebeveynleri de hiçbir şekilde konuşmamakta, işaret diliyle anlaşmaktadır. Ancak bunun sebebi konuşamıyor olmaları değildir. Aile gıcırtı çıkaracak her türlü adımdan, ses yapacak her türlü hareketten uzak durmaktadır. Ancak günün birinde bu sakin hayat, küçük çocukların oyun oynarken bir lambayı devirmeleri ile tepetaklak olur. Durgun sessizliğin içinde çıkan bu ses, ailenin peşindeki varlığın dikkatini hemen çekecek ve aile sessizliklerini bozmanın bedelini ağır ödeyecektir...
 

Taş Devri Firarda

 
Dünya değişmiş, Bronz Çağı’na geçilmiştir. Fakat sevimli dostları ile birlikte mutlu bir şekilde vadilerinde yaşayan Taş Devri kabilesinin bu durumdan haberi yoktur. Üstelik kral Lord Nooth vadilerini de ellerinden almıştır. Kabilesini kurtarmaya kararlı olan genç mağara adamı Dug bir futbol maçı düzenleyerek evini geri kazanmayı planlar. Krala meydan okuyan Dug ve dostları bu sayede takım olmanın ve dostluğun önemini anlar.
 
 

Vahşiler

 
Savaş ve şiddetin etkisiyle karakteri sertleşmiş olan ABD süvari subayı Blocker'a, bir Cheyenne savaş şefi ve ailesinin Montana'daki kabile topraklarına geri dönüş yolculuğunda eşlik etme görevi verilir. Blocker hayatı boyunca içinde yaşadığı şiddet dolu hayattan yorgun düşmüş olsa da bu görev onun için oldukça zor olacaktır; zira eşlik ettiği şef yıllar boyunca en büyük düşmanlarından biri olmuş ve birçok arkadaşının hayatını ellerinden almıştır. Ancak kayıplar konusunda şef de en az Blocker kadar payına düşeni almıştır. Tehlikeli topraklardan yola çıkarak, çoğunlukla düşman kabileler, küçük asker grupları ve Cheyenne kabilesinin yaşadığı vahşi ancak etkileyici batıya doğru ilerleyen kafile bu yolda birçok zorlukla karşılaşacaktır. Zorluklar arttıkça, Blocker emirlerini yerine getirirken kendi bağnazlığıyla yüzleşmeye mecbur kalırken, bu yolculuğa bir de ailesinin bir baskında katledildiğine tanıklık eden cesur bir dul kadın da dahil olur...
 
 

Arada

 
Kaliforniya’da albüm çıkarmayı hayal eden Ozan, İstanbul’da yaşayan genç bir punk’tır. Ozan’ın babası Altan’da müzik kariyeri olan bir sanatçıdır fakat darbe ile kariyeri sona ermiştir. Ozan’ın geleceği hakkında konuşmaya başlayan baba-oğul, şiddetli bir tartışmaya koyulur. Yaşanan tartışmanın ardından evi terk eden Ozan, arkadaşı Deniz’den Kaliforniya’ya giden bir gemi hakkında bilgi alır. Hayallerini gerçekleştirecek bir fırsat bulan Ozan, kız arkadaşı Lara ile birlikte İstanbul’u altını üstüne getirerek bileti ararlar.
 
 

Kardeşim İçin Der'a

 
Ali, rejime muhalif olduğu için şiddete maruz kalan ve ülkesinden ayrılan bir gençtir. Yıllar sona annesi ve kardeşinin yanına Suriye’ye geri döner. Kardeşi Ömer’in de tıpkı kendisi gibi Baas rejiminin haksızlıklarına karşı oldukça öfkeli olduğunu gören Ali kardeşini kontrolü altına almaya çalışır. Fakat hiçbir şey yapmaya fırsat bulamadan kardeşi ve arkadaşlarının tutuklanan öğretmenleri için muhaberat karargahının duvarına yazılar yazdığını görür. Ali, kendi çektiği sıkıntıları kardeşi ve diğer çocukların çekmemesi için zorlu bir mücadeleye girişir.
 
 

Eğreti Gelin Ladik

 
Yıllardır eğreti gelin olarak yaşayan Kostak Emine çevresi tarafından dışlanmış bir kadındır. Hayatı boyunca yalnızlığa mahkum kalan Emine kardeşi Dilan’ın yanına gitmeye karar verir. İki dayanak noktası ona güç vermektedir; biri eğreti gelin olarak yanına gittiği Hakan diğeri ise Hakan’dan olan kızı Ladik. Emine yaşam şartlarından dolayı kızına bakamamış, Ladik’i teyzesi Dilan büyütmüştür. Annesini dışlayan Ladik, çevresindekilerin onu da dışlamasıyla güvensiz biri haline gelir. Teyzesinin zoruyla evlendiği kocasını terk eden Ladik uzun bir yolculuğa çıkar.
 
 

Zamanın Sınırında

 
Taş-maden işletmesinin sahibi Mikhail Shurov’un kusursuz bir hayatı vardır. Her şeye sahip olan adam, yine de oldukça umursamaz ve sığdır. Fakat maden ocaklarından birinde ortaya çıkan İkinci Dünya Savaşı dönemi Sovyet sığınağı ve içindeki mezar kalıntıları onun rahat yaşantısının dramatik bir şekilde değişmesine neden olur. Zamanda yolculuğu deneyimleyen Mikhail, maden ocağında keşfedilen cesetlerin ölümüne şahit olur. Günümüzle geçişin iç içe geçtiği bu deneyimle Mikhail kendisini zaman tuzağından kurtarmak ve aile tarihine ışık tutmak için bir görevi tamamlamak zorundadır...
Yönetmen koltuğunda Dmitriy Tyurin’ın oturduğu, senaryosunu ise Aleksandr Shevtsov’un kaleme aldığı filmde Michael Shurov karakterini Pavel Priluchnyy canlandırıyor.
 

Muhteşem Kadın

 
Marina, kendinden yaşça büyük olan sevgilisiyle mutlu bir ilişkisi olan trans bir kadındır. Gündüzleri garsonluk yapan Marina, geceleri ise gece kulübünde şarkı söyleyerek hayatını devam ettirmektedir. Marina'nın bu düzenli hayatı, sevgilisinin ani ölümü ile birlikte tepetaklak olur. Artık Marina, hem geride ve yalnız kalmışlığın ağırlığı hem de kendisini dışlayan, hırpalayan bir toplumla mücade etmek zorunda kalır. Yoldaşının zamansız ölümünden sonra, Marina'ya dair her şey sorgulanmaya başlar. Orlando'nun ölümündeki etkisi, alışılmamış ilişkileri ve en önemlisi de kaybettiği sevgilisinin ardından yas tutma hakkı..
Sebastián Lelio'nun yönettiği, senaryosunu Gonzalo Maza ile birlikte kalema aldığı filmin başrollerinde Daniela Vega, Francisco Reyes ve Luis Gnecco yer alıyor. Film ayrıca 67. Berlin Film Festivali ana yarışma filmleri arasında yer alıyor.