Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Oyunculuğun sınırları sahnede keşfedilen oyun

Oyunculuğun sınırları sahnede keşfedilen oyun

Oyunculuğun sınırları sahnede keşfedilen oyun26 Nisan 2018 - 11:04
Sahneye çıktığı ana kadar hiçbir fikir sahibi olmadığı metni oynamak üzerine oluşturulan “Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan” oyunu için sahne alacak Ayça Varlıer performans öncesi sorularımızı yanıtladı.
UĞUR UGAN
 
Dünyanın bir çok yerinde son yıllarda çok ses getiren tiyatro projelerinden olan “Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan” Türkiye'de ilk kez sahneleniyor. Farklı ve özgün formatıyla bugüne kadar sahnelendiği her ülkede seyircilerden ve medyadan büyük ilgi gören oyun Türkiye’deki performans serisine 12 Nisan’da Beyti Engin’le başladı.
 
Oyunu, diğer tiyatro oyunlarından farklı ve çarpıcı kılan şey oyuncuların metni bilmiyor olması.
 
Dolayısıyla önceden prova yapma imkanları yok. Oyunda yönetmen de yok. Oyuncu, elindeki metni o anda istediği gibi yorumlamak konusunda özgür. Dolayısıyla her performans birbirinden farklı çünkü oyuncuların tarzları ve yorumları farklı.
 
28 Nisan Cumartesi akşamı Uniq Lounge Hall'de “Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan” oyunu için sahne alacak olan oyuncu Ayça Varlıer yerli izleyicinin alşık olmadığı bu önemli performans öncesi sorularımızı yanıtladı. 
 

Uğur Ugan: Öncesinde bilmediğiniz ve prova etmediğiniz bir metni oynamak bir oyuncunun sınırlarını keşfetmesi açısından nasıl bir etki yaratabilir sizce?

 

Ayça Varlıer: Öncelikle çok heyecan verici bir durum. Tiyatro eğitimi için konservaturda oyunculuk derslerimizde hocalarımız bu tarza benzer, doğaçlama yetimizi geliştirmemiz adına bazı egzersizler verirlerdi. Bu proje sanki okul yıllarımdaki o ilk heyecanı yaşatacak, bir yandan da okul yıllarımdan şu ana kadar kazanmış olduğum tecrübelerimin dışa vurumu olacakmış gibi hissediyorum. Oyunculuk sınırlarımı keşfetmekten ziyade, olan sınırlarımı aşacağımı ümit ediyorum.

 

Bir oyuncunun sahnede tamemen doğaçlama yapmasına olanak veren bir performans olması sizce riskli mi? Bu durum sizi korkutuyor mu? 

 

Öncelikle elimizde bir metin olacağı için tamamen doğaçlama olmayacak. Metin üzerinden gidileceği için, hikaye neyse oyuncun o anda kurduğu hayale ve hayal ettiği şekilde seyirciyi de belki işin içine katarak canlandırması, aktarması olacak. Bu durum korkutucu gibi görünse de, hem müzikle hem tiyatroyla uzun yıllar sahne deneyimi olan bir oyuncu olarak beni inanılmaz derecede motive ediyor. 

 

 

8 yıldır ve 35 ülkede bu oyunun dünya çapında bilinen pek çok oyuncu tarafından oynanmış olması sahne almayı kabul etmenizde etkili oldu mu?

 

Olmaz olur mu. Hayranlıkla takip ettiğim oyuncularla aynı tarz bir deneyim yaşamak benim için büyük şans. Oyunculuk hiç bir zaman öğrenmesi bitmeyen bir meslek.

 

Bu oyunu oynayanlar arasında  John Hurt, Whoopi Goldberg, F. Murray Abraham, Nathan Lane, Stephen Rea, Sinead Cusack gibi isimler var. Siz eğer rahatça sırtınızı yaslayıp izleyecek olsaydınız en çok kimi izlemek isterdiniz bu performansta? 

 

Nathan Lane gerçekten hem sahnede özellikle müzikallerde hem filmlerde hayranlıkla takip ettiğim üstün yetenekli bir oyuncu. Whoopi Goldberg için söylenecek laf yok. Sahnede izlemedim, özellikle sahnede neler yapabildiğini görmek isterdim.

 

Yerli izleyicinin alışkın olmadığı bir tür bu. Seyircinin nasıl reaksiyon vereceğini düşünüyorsunuz? 

 

Kendi görüşüm olarak genel anlamda her ülkede de, bizimi ülkemizde de seyirci eğer aktarılan hikayeyle özdeşleşirse hemen oyunun içine girip sahipleniyor. 35 farklı ülkede oynanıp cok ses getirdiğine göre bizimim seyircimizin de seveceğini düşünüyorum. 

 

Projede sizi en çok heyecanlandıran şey ne oldu?

 

Hiç bir hazırlık yapmadan gitmek, hiç deneyimlemediğim bir sahne olayını yaşayacak olmak, ve oyunculuk adına hic bu kadar eşi benzeri olmayan bir tecrübe yaşayacak olmak beni inanılmaz heyecanlandırıyor.