Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Göçmenlik ve ırkçılığa eleştiriler

Göçmenlik ve ırkçılığa eleştiriler

Göçmenlik ve ırkçılığa eleştiriler22 Mayıs 2018 - 10:05
Her yıl iki hafta boyunca Almanca dilinde sahnelenen dikkat çekici oyunları Berlin’de bir araya getiren Theatertreffen’ı ve güncel Alman tiyatrosunu yerinde izleme şansı bulduk.
GÜLDEN ÖKTEM
 
Almanya için Berlinale (Berlin Film Festivali) ya da Lolapoza Müzik Festivali ne kadar önemliyse Theatertreffen (Berlin Tiyatro Günleri) da öyle önemli. Sene içinde Almanca sahnelenen oyunların zirve noktası olarak bilinen festival, bu yıl 4 - 20 Mayıs tarihleri arasında yapıldı. 1951 yılında ilk defa Berlin Festival Günleri adı altında, Batı ve Doğu Berlin arasında bir köprü işlevi kurmak üzere yola çıkan ve bünyesinde müzikten sinemaya, dansa ve tiyatroya uzanan etkinlikler, dönemin sanatının ve gündeminin nabzını tutmayı önceliği olarak belirliyor. 1964’ten bu yana  düzenlenen Theatertreffen, üyeleri üç yılda bir değişen jüri tarafından seçilen oyunları her yıl izleyiciyle buluşturuyor.
Günümüzün meseleleri
 
 
Özellikle göç ve teknolojinin hayatımızı işgal etmesi, ilişkilerdeki yüzeysellik bu yılki oyunlarda öne çıkan temaların başını çekiyordu. Örneğin, politik duruşuyla bilinen yönetmen Frank Castorf’un yedi saatlik Goethe uyarlaması ‘Faust’, hem festivalin açılışını yaptı hem de festival boyunca en çok konuşulan oyun oldu ve oyun yukarıda sözünü ettiğimiz meselelere sert eleştiriler barındırıyordu. Theatertreffen’ın yönetmeni Daniel Richter de, “Bu sadece ‘Faust’un başka bir okuması değil, tiyatro sahnesinin büyüsünü izleyiciye gösteren bir oyun” diye tanımlıyordu.
 
 
 
 
Festivalin dikkat çeken bir diğer oyunu bir Schaubühne yapımı olan ‘Returning to Reims’di. Thomas Ostermeier’ın yaklaşık iki buçuk saatlik oyunu, Dider Eribon’un aynı isimli kitabından adını almasının yanı sıra oyunun merkezine de kitabı koyan bir eser. Başroldeki oyuncu Nina Hoss, etkileyici performansı boyunca Fransız sosyolog Dider Eribons’un aynı isimli kitabından uzun pasajlar okuyordu ve oyun baba-evlat ilişkisine ve işçi sınıfına dair okumalar barındırıyordu.
 
Brecht’in klasiğinden uyarlanan ‘Drum in the Night’ oyunu ise iki farklı sonla biten, erkek dünyasının yarattığı savaşa ve şiddete feminist bir bakış açısıyla yaklaşan, dikkat çekici bir yapımdı.
 
Festivalin en çok konuşulan yapımlarından bir diğer ise Elfriede Jelinek’in Amerika Başkanı Donald Trump ile dalga geçtiği, günümüzde yükselen ırkçılığa dikkat çektiği bir oyun ‘The Royal Road’du. Türkiye asıllı Alman oyuncu İdil Baydar’ın başrolde yer aldığı oyunda göçmenlik meselelerine değiniliyordu.
 
#Metoo hareketinin etkisi
 
Festivalde her yıl ‘Stückemarkt des Berliner Theatertreffens’ etkinliği çerçevesinde yeni tiyatro eserlerinin tanıtımları yapılıyor ve burada genç senaristler, dramaturglar çalışmalarını sunuyor. Bu yıl da ‘Stückemarkt’ sayesinde Alman tiyatro sahnesinin genç isimleri kendilerini gösterebilecek bir alan buldu. Ayrıca yapılan açık oturumlarda, dünyadaki #Metoo hareketi üzerine konuşmalar yapıldı, tiyatronun tarihindeki erk meselesi ve kadınların tarih boyunca sahnedeki durumu tartışıldı.