Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » ENKA Kültür Sanat 25 yaşında

ENKA Kültür Sanat 25 yaşında

ENKA Kültür Sanat 25 yaşında25 Ocak 2013 - 03:01
ENKA Kültür Sanat 25. yaşını 4 Şubat – 26 Mart 2013 tarihleri arasında sezonun tiyatro programlarıyla kutluyor ENKA Kültür Sanat 25. yaşını sezonun tiyatro oyunlarıyla kutluyor. "25. Yılda Hayallerin Gücü Adına" sloganıyla yola çıkan 25. ENKA Kültür Sanat Buluşmaları, seyirciyi 12 performansta hayal gücüyle buluşmaya davet ediyor.


Çağdaş bir Bonnie ve Clyde masalı
"Sarı Ay", Lee ve Leila'nın hikayeleri üzerinden bir kaçışı anlatıyor.


Bedensel dile dayalı oyunculuk üzerine kurulu yapısıyla sahnede etkileyici bir görsellik sunan Dot’un yeni sezon oyunlarından “Sarı Ay”; Lee ve Leila’nın hikayeleri üzerinden bir kaçış hikayesini anlatıyor. “Sarı Ay”, çağdaş bir Bonnie ve Clyde masalı. Bir kere adı çıkmıştı. Başta polis olmak üzere herkes onu tanırdı. Billy, Lee’nin annesinin erkek arkadaşı. Keşke Billy, Lee’nin şapkasına dokunmasaydı. Leila Suleiman; sessiz bir kızdı ve konuşmaması dünyanın umurunda değildi.

Leila, o malum akşamda Lee ile süpermarkette karşılaşmasaydı, bu masalın kahramanlarından biri olmayacaktı. Hatta Billy, Lee’nin şapkasına dokunmasaydı bu masal hiç bir zaman anlatılmayacaktı. Şimdi, Leila ile Lee kaçıyorlar. İskoçya’nın dağlarında, Lee’nin babasını arıyorlar. Güçleri tükenmek üzereyken bir bekçi onları kurtarıyor. Lee, bir an her şeyin iyi olacağına inanıyor ama dünya kaçakları unutmuyor. Lee babası hakkındaki gerçeği öğrenirken, masalın kahramanları kendi gerçekleri ile yüzleşiyor.

04 Şubat 2013, Pazartesi 20:30


Uzak doğu mutfağında hayat karmaşası
Tiyatro Dot’un yeni sezon oyunlarından “Altın Ejderha” bir Uzak Doğu restoranının mutfağında geçiyor.


Almanya’nın başarılı genç tiyatro yazarlarından Roland Schimmelpfennig’in ödüllü metni “Altın Ejderha”, bir apartmanın en alt katındaki Çin-Thai-Vietnam lokantasında geçiyor. İnsanın yaşamdan beklentilerinin sorgulandığı “Altın Ejderha”da; Uzak Doğulu aşçılar durmaksızın yemek pişiriyorlar. Restoranda kaçak işçi olarak çalışan genç bir çocuğun diş ağrısıyla başlayan oyunda; apartmanın farklı katlarında yaşayan ve tamamen farklı hayatlara sahip komşularla tanışılıyor. Herkes hayatından farklı bir şey beklerken ve başka biri olmak isterken herkes “Altın Ejderha”da yemek yemeye devam ediyor. Tiyatro Dot’un yeni sezon oyunlarından “Altın Ejderha”da bir Uzak Doğu restoranının mutfağından, yaşamın ve insanın ruhunun karmaşası anlatılıyor.

05 Şubat 2013, Pazartesi 20:30


Her şey bir sınav
"Metot", günümüz iş dünyasının acımasızlığını konu alıyor.


İspanyol Jordi Galceran’ın 2003 yılında kaleme aldığı ve kendisine dünya çapında bir ün getiren “Metot”, günümüz iş dünyasının acımasızlığına değiniyor.

Üst düzey yönetici seçimine tanık olmak ister misiniz?
Bir şirketin toplantı odası… İş görüşmesine gelen dört kişi…
İşe girebilmek için tüm hünerlerin ortaya koyulması istenen acımasız, gizem dolu bir sınav, vahşi bir rekabet…

07 Şubat 2013, Perşembe 20:30


İçsel savaşın tablosu
Türkiye'de ilk kez sahnelenecek olan "Bir İnfazın Portresi", bir ressamın içsel savaşını konu alıyor.


Semaver Kumpanya, ülkemizde ilk kez sahnelenecek olan çağdaş İngiliz yazar Howard Barker’ın "Bir İnfazın Portresi" adlı oyunu ile devam ediyor. 16.yy’da, İnebahtı Savaşı sonrası Venedik’te geçen oyun, ülkenin en önde gelen ressamı Galactia’ya, devletin kazanılan zaferini ölümsüzleştirmek için bir tablo sipariş etmesiyle başlar. Galactia’nın gerek kadın olması, gerek yakın çevresi ve ülke koşulları, ressamın üzerinde ağır bir baskı oluşturur. Galactia için asıl zor olan ise; savaşın bir kazananı olduğuna inanmamasına rağmen bir zafer tablosu çizmek zorunda kalmasıdır. Ressamla Venedik Cumhuriyeti arasındaki bu mücadelenin sonucu da en az savaşın kendisi kadar ağır olacaktır.

08 Şubat 2013, Perşembe 20:30

3 farklı adalet
"Adalet Sizsiniz", İnsanlık tarihinin 3 farklı dönemindeki 3 adalet arayışını konu alıyor.


Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Adalet, Sizsiniz”, yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı, usta oyuncular Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın muhteşem yorumlarıyla sahneye taşıyor. “Adalet, Sizsiniz”de; M.Ö. 5. yüzyılda Atina’da, Beş Yüzler Meclisi’nin ölüme mahkûm ettiği düşünür Sokrates, 1633 yılında Roma’da, Engizisyon’un müebbet hapse mahkûm ettiği bilim adamı Galileo ve 1927 yılında Boston’da, adaletin ölüme mahkûm ettiği iki İtalyan göçmen işçi Sacco ile Vanzetti’nin hikâyeleri anlatılıyor. Ümit Denizer’in kaleme aldığı oyun, 2012 yılı Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.

12 Şubat 2013, Salı 20:30


Müzik, dans ve operet bir arada
"Dansa Davet", müzikli danslı bir çocuk oyunu.


BT Müzikevi projesi “Klasik Müzik Masalları” kitap dizisinin değişmez kahramanı, müzik bilgini Bay Majör, bu sefer bizleri müzik ve dansın ustası Johann Strauss ile keyifli bir yolculuğa çıkaracak. Besteci Strauss bize müziklerini anlatırken, Viyana’da dönemin en ünlü dans türü olan Vals ile de dans ve müziğin birleştiği sihirli dünyayı tanıtacak. Strauss denilince akla gelen üçüncü bir öğe de tabii ki operetlerdir. Müzik, dans ve operetlerden seçmelerin de eklenmesiyle tiyatro, görsel müzik şölenine dönüşür. 7-12 yaş tüm çocukları, aileleriyle birlikte bu özel “Dansa Davet”li.

17 Şubat 2013, Pazar 11:00


Karanlıktan kaçamamanın öyküsü
"Karanlık Korkusu" bir nevi kabullenişi anlatıyor.


Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği “Karanlık Korkusu”; yaratıcı sahneleme düzeni ile modern yaşama dair soyut bir korku alegorisi kuruyor.

Karanlıktan kaçarken ışığın içinde kör oluş... Sistemin dili... Her reddediş çabasının itaat edilmesi gereken bir komuta dönüşmesi... Her adımın sistem tarafından, sistemi işleten kurallardan biri haline getirilmesi... Olup biteni şimdiki zamanda yöneten, giderek tanıdık olan ve bir süre sonra da onlarsız hareket dahi edilemeyen komutlar, kodlar, simgeler... Maruz kalış... Öğreniş... Dönüşüm ve korkunun, korkulanın kendisinden çok daha korkunç olduğu gerçeği... “Karanlık Korkusu”, çağdaş insanın, sistemi işleten bir oyun taşına dönüşmesini, oyun alanının simülasyon odasına dönüştüğü bir sahneleme düzeni içinde ifade ediyor.

19 Şubat 2013, Salı 20:30

İki toplum iki İzmir
“Ah Smyrna’m, Güzel İzmir’im”, Mübadele dönemini konu alıyor.


“Ah Smyrna’m, Güzel İzmir’im”, 1923 yılında İzmir’de geçer. Savaş bitmiş, Rum ve Türk topluluklarının karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan “Mübadele Yasası” çıkartılmıştır. Köklü bir geleneğe ve kültüre sahip, zengin Rum ailesi Vlasto’lar, İzmir-Bornova’daki konaklarında göç hazırlığı içindedirler. Yıllardır Vlastolar’la bir aile gibi bir arada yaşayan Türk yardımcıları da bu göçün hüzünlü tanıklarıdır. Savaşın travmatik izleri ve zorunlu göç, Türk ve Rum aile bireylerini de karşı karşıya getirir ve bir arada yaşamanın imkânsızlığını derinleştirir. Kendilerini bir çatışma içinde bulan figürler, derin acılar içinde; çaresiz yarınlara, umutsuz hasretlere, imkânsız aşklara boyun eğmek zorunda kalırlar. 1922 yılında feci bir yangınla yanıp harabeye dönen, farklı toplumların, dinlerin ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada yaşadığı, efsanevi dünya kenti, güzel İzmir-Smyrna değildir yalnızca; koskoca bir geçmiş, gelecek, hayaller ve umutlar da küle dönmüştür.

Bazı sahnelerinde Rumca konuşulan oyunda, iki toplumun geleneğini yansıtan Türkçe-Yunanca şarkılar, danslar yer almakta ve oyuncular tarafından çalınan enstrümanlar eşliğinde canlı müzik yapılmaktadır.

26 Şubat 2013, Salı 20:30

Bir deli kadın hikayesi
"Kaplumbağalar Şişmanlamaz Çünkü Kabukları Vardır" gerçeklere değinen bir oyun.


İzleyeceğiniz hikâye tamamen gerçektir ve bir arkadaşın başına gelmiştir. Gerçekler acıdır, gülmemeniz rica olunur.

Bir genç kız, okulu, annesi, sevgilisi, kiloları ve kafasına takılan her şeyiyle oturma odasına davet ediyor sizi. Belli mi olur, belki kendimizi sobeleriz diye. Belki yalnız olmadığımızı bilmek iyi gelir diye. “Bazı kızlar çok güzel” yazılmış, görüyoruz duvarlarda. Peki, hangi kızlar daha güzel? Kime göre daha güzel? Bu sorulara cevap aranıyor oyunda. Tüm dayatmaların ve diretmelerin ortasında, ne kadar kıymetli olduğumuzu hatırlama zamanı. Öyle güldürürken düşündürme niyetiyle de değil, yaşadıklarımız komik. Merve Engin’in yazdığı, yönettiği ve oynadığı “Kaplumbağalar Şişmanlamaz Çünkü Kabukları Vardır”, zinhar sadece kadınlar için yazılmış bir oyun değil! Herkesi ilgilendiriyor.

28 Şubat 2013, Perşembe 20:30


2012'nin ödüllü oyunu yine sahnede
"Ben Bertolt Brecht" yaşadığımız dönemin çelişkileri ile çıkmazlarını konu alıyor.


Genco Erkal’ın, Bertolt Brecht’in şiir, öykü ve şarkılarından uyarladığı müzikli kabare “Ben Bertolt Brecht”, ENKA Sahnesi’nde “Şimdi Brecht Zamanı” diyor! Genco Erkal’ın Tülay Günal’la birlikte rol aldığı, sahnelendiği ilk günden itibaren büyük ilgi gören ve Tiyatro Eleştirmenler Birliği tarafından “Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü”nü alan oyunda; Brecht’in güncelliğini ve etkisini günümüzde de koruyan metinleri, Genco Erkal’ın ve Tülay Günal’ın etkileyici performansıyla birleşerek göz dolduruyor.

İçinde yaşadığımız dönemin çelişkileri ile çıkmazlarını keskin ve eğlenceli bir dille gözler önüne seren çarpıcı kabare, 2012 yılının en çok izlenen ve konuşulan oyunları arasında.

12 Mart 2013, Salı 20:30


İyilik mi, kötülük mü?
"Sezuan’ın İyi İnsanı”nda iyilik ve kötülük kavramları işleniyor.


Hem iyi insan olup hem de insanca yaşamak mümkün müdür? Bertolt Brecht’in başyapıtlarından “Sezuan’ın İyi İnsanı”nda; kapitalist sömürü düzeninde iyi - kötü, ezen - ezilen çelişkileri sorgulanıyor. İyi insan orospu Shen Te, yeryüzüne inmiş Tanrıları bir gece evinde ağırladığında, bu iyiliği karşılığında ve iyi kalabilmesi için kendisine verilen parayla küçük bir tütüncü dükkânı açıyor. Ne var ki Shen Te’nin iyi insan olma çabası her açıdan sömürülmeye açık. Ayakta kalabilmek için bu kez katı yürekli, kötücül amcaoğlu kişiliğine sığındığında bu dönüşüm ona insanları sömürmekten başka yol bırakmıyor. İnsanca yaşama hakkının tanınmadığı bu çarpık düzende Shen Te, iyi insan olup ayakta kalmayı başarabilecek mi?

19 Mart 2013, Salı 20:30


Sahneden Aşk Şarkıları

Çiğdem Erken.


Bilal Karaman Gipsy Swing Band’in eşliğiyle gerçekleşecek gecede, tiyatro repertuarının çok bilinen aşk şarkıları yer alacak. Çiğdem Erken’in yanı sıra Brecht’ten Shakespeare’e, Can Yücel’den, Metin Altıok’a ulaşan tiyatro ve aşk şarkıları, şiirler ve metinler eşliğinde tiyatrolar günü öncesi ENKA’dan dünyaya yayılacak.

Bebekliğinin tam olarak hatırlayamadığı bir anında babasının bağlamasının sapını ısırmak sureti ile müzik ile tanıştı. 6 yaşında piyanoya âşık olup 7 yaşında çalmaya başladı. Ankara Devlet Konservatuvarı’nın ardından Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Master ve Sanatta Yeterlik Programları’nı bitirdi. Ayşegül Sarıca’dan piyanist olabilmek, Yücel Erten’den tiyatroda müzik yapabilmek adına çok şey öğrendi.

Oldrich Danek’in yazdığı Yücel Erten’in yönettiği “Savaş İkinci Perde’de Çıkacak" adlı oyuna yaptığı müzikler ile eleştirmenler tarafından verilen 6. Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın Oyun Müziği" ve VIII. Lions Tiyatro Ödülleri Direklerarası Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın Özgün Tiyatro Müziği" ödüllerine layık görüldü. İBBŞT’de sahnelenen “Binali ile Temir” adlı oyuna yaptığı müzikler ile X. Lions Tiyatro Ödülleri Direkler arası Tiyatro Ödülleri’nde de “Yılın Özgün Tiyatro Müziği” ödülünü aldı.

26 Mart 2013, Salı 20:30 – KONSER