Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Devlet Tiyatrosu'ndaki istifa sansürden mi?

Devlet Tiyatrosu'ndaki istifa sansürden mi?

Devlet Tiyatrosu'ndaki istifa sansürden mi?16 Ekim 2014 - 12:10
İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Güneş Batarken Bile Büyük' oyununa sansür uygulandığı gerekçesiyle istifa eden Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Kurt'un görevden ayrılma nedeninin gerçekten sansür olup olmadığı tartışma konusu
GÜLDEN ÖKTEM
 
İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen "Güneş Batarken Bile Büyük" oyununun orijinal metninde yer alan repliklere, küfürlü ve erotik bulunduğu için sansür uygulandığı ve bu nedenle de Devlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Kurt'un istifa ettiği iddia edildi.
 
Devlet Tiyatroları'nda yaşanan bu gelişmenin ardından, önceki gün İstanbul Cevahir Sahnesi'nde prömiyeri yapılan "Güneş Batarken Bile Büyük" isimli oyunu yazan ve sahneye koyan Kazım Akşar, Milliyet gazetesine açıklamalarda bulundu. Oyunu yaklaşık üç yılda yazdığını söyleyen Akşar, oyunun sahneye koyulmadan önceki sürecini şöyle anlattı: "Bizim bir edebi kurulumuz var. Bu edebi kurulda üç tane Kültür Bakanlığı yetkilisi de var. Bu bakanlık yetkilileri de, Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Kurt da sahnelenecek oyunları daha önce zaten okuyorlar".
 
Akşar oyununu sunduğunda, oy birliği ile kabul edildiğine dair kendisine bir yazı tebliğ edildiğini ifade etti ve oyunun Devlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Kurt'un ve bakanlık yetkililerin de onayından geçtiğini sözlerine ekledi. "Bu yazı geldikten sonra artık bu oyun gönderdiğim şekliyle kabul edilmiştir, hiçbir ekleme ve çıkarma yapılmaksızın oynanmak zorundadır," diyen sanatçı, oyun üzerinde bir ekleme ya da çıkarma yapılırsa, oyunları rejisörler olarak edebi kurula göndermek zorunda olduklarının da altını çizdi.
 
Akşar, oyunu sahnelenmek üzere kabul edildikten sonra, Bakanlık'tan üç yetkilinin, "Burada biraz açık cümleler var," diyerek söz konusu cümlelerin çıkarılmasına dair Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne bir başvuruda bulunduğunu anlattı. Bu başvurunun ardından Mustafa Kurt'un kendisi ile iletişime geçtiğini ve sonrasını ise şöyle ifade etti Akşar: "Genel Sanat Yönetmeni'ne, 'Edebi kurulda siz de başkansınız. Kabul edilmiş bir oyunun sonradan bu cümlelerinin çıkarılması gibi bir teklifinizi ben kabul etmiyorum ve bu şekilde devam ediyorum. Eğer kaldırmak istiyorsanız bana yazılı bilgi verin, ben de bunu gerekli yerlerle paylaşayım,' dedim ve kabul etmediğimi söyledim. Bakanlığın bizim tüzüğümüze ve kanunumuza göre buna karışma yetkisi hiç yok."
 
Bakanlığın, önceden onay verdiği için bu oyunu kaldırmak gibi bir yetkisi olmadığını, sadece Genel Sanat Yönetmeni'nin oyunu, bir sebep göstererek ve yazılı bir tebliğ ileterek kaldırma yetkisi olduğunu vurgulayan Akşar, "Mustafa Kurt, bunların hiçbirini yapma cesaretini göstermedi. Ben bu oyunun erotik kelimelerden dolayı kaldırılacağını düşünmüyorum. Din istismarının çok çirkin olduğuyla ilgili cümleler var oyunda. Savaşa karşı olan çok ağır cümleler var. İktidarın sanatçıyı baskı altına alacağından bunun kötü bir sonuç doğuracağına ve çirkin olduğuna dair cümleler var. Ben bundan dolayı bir sansür uygulaması olduğunu düşünüyorum," dedi.
 
"Mustafa Kurt'un kendince bir kahramanlık yaptığına inanıyorum" diyen sanatçı, Genel Sanat Yönetmeni'nin hakkında soruşturma açılacağına dair türlü söylentiler olduğunu ve Kurt'un da bu soruşturma açılmadan önce istifa ettiğini düşündüğünü ifade etti ve ekledi: "Mustafa Kurt, beni asla korumadı. Böyle bir düşüncesinin olmadığını kendi ağzından da duydum. 'Oyundaki bu sözleri çıkartırsan iyi olur, bakanlık baskı yapıyor,' önerisine, 'Peki neden beni korumuyorsun, ben senin sanatçınım' dediğimde, 'E ne yapalım, bugünleri de böyle atlatacağız,' gibi şeyler söyledi.
 
Diğer sansürlenen oyun da tiyatronun kapatılmasını konu alan bir oyun. Bu tamamen Mustafa Kurt'un giderayak yaptığı, o soruşturmayı kapatacak bir kahramanlık. Ve ne yazık ki bakanlıkla bu konuda aynı fikirdeyim."