Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Alternatif tiyatrolar krizde mi?

Alternatif tiyatrolar krizde mi?

Alternatif tiyatrolar krizde mi?15 Haziran 2015 - 01:06
Milliyet Sanat Dergisi, haziran sayısında tiyatro severleri yakından ilgilendiren bir konuyu masaya yatırıyor ve "Alternatif tiyatrolar krizde mi?" sorusuna Bahar Çuhadar imzalı bir yazıyla yanıt arıyor
BAHAR ÇUHADAR
 
Az seyircili bir sezon geçiren alternatif tiyatrolarda pek çok topluluk sezonu borçla kapattığı biliniyor. Çuhadar'ın konuştuğu Altıdan Sonra Tiyatro ve Kumbaracı50’den Gülhan Kadim “Sezonun çok parlak geçtiğini söyleyemem” diyor ama özel tiyatrolarda da bir düşüş söz konusu olduğunu vurguluyor. 2013’ün martında açılan D22’den Berkay Ateş ise “Sıkılmış olabilir seyirci ancak çok fazla üretimin olması, ekonomik koşulların insanları zorlaması da çok önemli bir faktör,” diyor. Şermola Performans’tan Mirza Metin, seyirci açısından düşüşün nedenlerini anlatıyor: “Kültür Bakanlığı ödenekleri kesti. Beyoğlu’nda kentsel dönüşüm yaşanıyor. Gezi öncesi başlayan ve her eyleme karşı yoğunlaşan polis şiddeti var. Beyoğlu esnafı ticari eğilimlerini Araplara göre şekillendiriyor. Seçim sonrası patlayacağı belli olan ekonomik kriz var. Beyoğlu’nun kültürel ve tarihi dokusu iktidar tarafından tahrip edildi. Bunlar Beyoğlu’na giren insan prototipinin değişmesine neden oldu. Müdavimleri gelmiyor, Beyoğlu’nda yaşayanlar da gidiyor. Bir yerde sokakta artık şair görmüyorsanız o yerin kültürel dokusu bozulmuş demektir...”
 
Harbiye’deki mekanlarını kapatmak durumunda kalan Tiyatro Artı’dan Ufuk Tan Altunkaya “Birkaç sene önce her güne farklı oyunlar düşerken artık programlar dolmuyor. Maddi sebeplerden çok sayıda topluluk üretim yapmayı durdurdu, yeni oyun sayısı düştü. Masrafları karşılayabilmek için devamlı üretim yapmak durumunda kalan topluluklar da kaliteden ödün verir oldu. Bir de ilk yıllarda bu sahnelere gitmek bir ‘trend’e dönüşmüştü. Ancak her moda gibi bu da değişti,” diyor.
 
Gülhan Kadim, Kumbaracı50 olarak bu sezon başlattıkları mesai çıkışı tiyatro eğitiminin kaynak yaratmak için kurguladıklarını söyleyip ekliyor: “Maddi sorunların nedenleri, gişe geliri dışında hiç destek olmaması. Kuruluşta çok borçla başlıyorsunuz ve o borç büyüyor. Yazın kapalısınız ama sabit giderleriniz devam ediyor.”
 
Mekanları Şermola Performans’ı yaşatmak için ‘Şarkılar Tiyatro İçin’ adlı bir dayanışma konseri düzenleyen ekip adına Mirza Metin anlatıyor: “Sezon başından beri kira ödeyemiyorduk. Yüklü vergi, stopaj ve sigorta giderleri de cabası… Kapanmakla karşı karşıya kaldık. ‘Şarkılar Tiyatro İçin’ bizi maddi olarak rahatlattı, o gece orada olan seyirci ve tiyatroculara moral ve enerji kazandırdı...”  
Gülhan Kadim Gezi’den beridir destek almadıklarını anlatarak “Çok büyük miktarlar değildi ama bizim gibi dar bütçelerle varlığını sürdürmeye çalışan tiyatrolar için önemliydi. Bu durum, özel sektörün de destek için birkaç kez düşünmesine yol açıyor,” diyor. Mirza Metin ise “Yazları borçlar birikir. Bakanlık parasıyla borçlar kapatılır, prodüksiyon giderleri karşılanırdı. Hakkımız olan bir ödenekle tiyatro yapmak varken neden hakkımızı kullanmayalım?”
 
Çözüm nedir sorusunu Gülhan Kadim, “Geleceğe biraz karanlık bakıyorum” ama örgütlenerek neler yapılabileceğine, yönetimlere neler yaptırılabileceğine kafa yorulabileceğini söyleyerek yanıtlıyor. Mirza Metin bu konuda “Sendikalar, sivil toplum örgütleri gibi yerlerde tiyatro yapma koşullarını iyileştirmek için mesai harcayacak komisyonlar kurulabilir. Tiyatro alanın iyileştirilmesi için akademik araştırmalar hazırlanabilir. İşimizin aktivisti de olmalıyız. Seyirci örgütlenmelerinin gelişmesi için çalışmalar yapmalıyız. Bağımsız / alternatif tiyatrolar dönüşmez, örgütlenmezse güzel bir dalga olarak hatırlanacak” şeklinde konuşuyor.
 
Berkay Ateş krizin atlatılma yöntemleri konusunda “Daha fazla oyun yapacağız. Belki bireysel destekçilerle belki de sene içinde maddi anlamda daha iyi bir noktaya gelmemizi sağlayacak projeler üreteceğiz. Önümüzde daha çok dayanışma içinde olacağımız, daha iyi oyunlarla bu yıpratmaya tiyatromuzun gücüyle karşı duracağımız bir sezon var,” diyor.
 
Ufuk Tan Altunkaya ise ciddi bir krizin söz konusu olduğunu düşünmüyor ve “İyi tiyatro ve iyi oyunlar her zaman seyircisini bulur. Belki daha ucuza bilet satmayı denememiz de gerekir. Tiyatro olmayan yerlere turneler, sokak gösterileri düzenlenebilir. İktidarla durumu düzeltemiyorsak seyirciyle bağımızı güçlendirmeliyiz” şeklinde konuşuyor.